Rahat mı traduction Anglais
8,877 traduction parallèle
Burada rahat mısınız?
You settling in okay?
Nasıl rahat mısınız bari?
Nice and comfortable?
Vicdanın rahat mı?
Is your conscience clear?
Sen rahat mısın peki?
Are you?
Herkes rahat mı?
Everybody comfortable?
Orada rahat mısınız, Bay Jarvis?
Comfortable back there, Mr. Jarvis?
Rahat mı böyle?
Comfortable?
Senin ebadında bir adam bu arabada rahat mı?
You comfortable in this car, a man your size?
- Böyle rahat mı?
Comfortable?
Rahat mısın?
Are you comfy?
- Rolünüzde rahat mısınız peki?
- You feel good in this role?
Seni rahat bırakayım.
I'll just give you your space.
Benim de içim hiç rahat değil.
I'm comfortable with either.
- Yani külleri Highbury'e götürürsek bizi rahat bırakır mı?
So we take them to Highbury and he leaves us alone?
Ben seni rahat bırakayım.
Let me let you go.
Rahat mısın?
Ah, mmm. Are you comfy?
Nasıl öldürüldüğümü yazarken bu kadar rahat olacak mısınız?
Are you gonna be this casual when you're writing about how I was killed?
- Tanrım, bir rahat ver, Mario.
- Jesus, give me a break, ll / lario.
Benim dünyam değil, kimseyi tanımıyorum, rahat hissetmiyorum.
I don't know anybody, don't feel at ease.
Bu şekilde kendimi daha rahat hissediyorum.
I'm more comfortable the less personal we are.
Drill, kızımı rahat bırakmanı istiyorum.
Drill, I want you to leave my daughter alone.
Drill'in onu rahat bırakmasını istiyoruz... -... ve bize analtabileceğin herhangi bir şey... - Drill, oğlunuzla mı konuşuyor?
We want Drill to leave him alone, and anything that you can tell us Drill is talking to your son?
Ve senide koruyabilirim, Seni rahat bırakmasını sağlarım.
And I can protect you, make sure she leaves you alone.
Bak, sadece diyorum ki eğer o gitmeden önce söylersem beni hiç rahat ettirmez.
Look, all I'm saying is that... If I tell her now before she leaves, I'm not gonna get a moment's rest.
Yumuşak olanlardan aldım böylece sen de rahat olabilirsin.
Got you the soft ones that I had so you can be comfortable out there.
Yerinde olsam rahatıma bakardım.
So I'd get comfy.
Yalvarırım. Lütfen. Beni rahat bırakın.
I beg you, please, leave me be now.
Sana hak ettiğin rahatı ve umarım neşeli bir eşliği sunmak istiyorum.
I wish to offer you the comfort you deserve, and I hope lively companionship too.
Beni biraz rahat bırakır mısın lütfen?
Can I just get a little space, please?
"Bizi rahat bırak" mı?
"Leave us alone"?
Çok eski atalarımız kendilerine Nainsanlar diyormuş. Tek istediğimiz rahat bırakılmak.
Our ancient ancestors called themselves Inhumans, and we just want to be left alone.
Çünkü o rahatına düşkünlerin sözde bilimi saçmalığı. Tamam mı?
'Cause it's self-indulgent pseudoscience bullshit.
Seni rahat bırakayım o zaman.
I'll leave you be, then.
Seni bu gece rahat bırakacağım.
I'll lay off you tonight.
Kurduğumuz bu dinamikten rahat değilim.
I'm not comfortable with the dynamic we've established.
Beni rahat bırakır mısın?
CAN YOU JUST LEAVE ME ALONE? !
Beni rahat bırak. Hemen. Ben de Steerpike 84'ü unutayım.
You leave me alone, right now, and I'll forget about Steerpike 84.
Neden rahat bırakamadım ki?
Why couldn't I just leave it alone?
Ben rahatım.
I am relaxed.
Arkadaşımı rahat bırak.
Leave my friend alone.
- Julio, onu rahat bırak da bana sabahlığımı getir!
- Julio, leave him alone and bring me my robe!
- Bu konuda rahat değilim.
- I'm not comfortable with this.
Şu anda rahat koltuğumda oyun oynuyor olabilirdim. Ama onun yerine bu korkunç bovling pistine tıkılı kaldım.
I could be curled up on a comfy gaming couch right now instead of holed up in this horrible bowling alley of doom.
- Hadi onları rahat bırakalım.
Come on, let's give them some air.
Burada mükemmel biçimde rahatım.
I'm perfectly comfortable here.
- Rahat bırakmazsan gebertirim seni.
I'm gonna kill you if you don't leave me alone.
Hayatımın en karanlık bölümünü rahat rahat izleyemeyeceğin için üzüldüm.
Well, I'm sorry it's inconvenient for you to be entertained by the darkest chapter of my life.
Seni rahat bırakayım.
I'll let you go.
Bir sonraki maceramın, yabancı bir ortamda kendini rahat hissetmeyen ve yardımıma ihtiyaç duyabilecek genç bir bayanla başlayacağını hissediyorum.
I sense that my next adventure begins with a young lady who is out of her element and may soon require my help.
Seni biraz rahat bırakıyım.
I'll give you some privacy.
- Benim vicdanım rahat.
My conscience is clean.
rahat mısın 71
rahat mısınız 28
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88
rahat mısınız 28
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88