Sen ölüsün traduction Anglais
728 traduction parallèle
Sen ölüsün.
You're dead.
Sen ölüsün Anton.
You're dead, Anton.
Ölmüş bir adama, sen ölüsün denmez.
You don't tell a dead man he's dead.
Sen ölüsün!
You are dead!
Sen ölüsün!
You're dead!
Sen ölüsün o zaman.
Then you are dead.
Sen ölüsün! Hayır!
You're dead!
- Konuşamazsın.Sen ölüsün.
- You can t talk. You re dead.
- Bir küçük gürültü, sen ölüsün.
- One small noise, you're dead.
Bir küçük gürültü, sen ölüsün.
( ln English ) One small noise, you are dead.
Ama sen ölüsün, değil mi?
But, but... You... You're... dead?
Sen ölüsün, Capone.
You're dead, Capone.
Sen ölüsün!
You're a dead man.
Şunu bil, sen ölüsün.
Just so we understand each other, you're dead.
Sebep ne olursa olsun elime düştün artık, sen ölüsün
Whatever is the reason You fall into my hands, you're dead
- Sen ölüsün!
You're dead.
Fakat sen ölüsün!
But you're dead!
Sen ölüsün.
You're dead meat!
Puan olsun olmasın... sen ölüsün.
Points or no points you're dead meat.
Sen ölüsün, tatlım.
You're dead, honey.
Tanrım, sen ölüsün.
God, you're dead.
Sen ölüsün. Sen de o dışardakiler gibi olacaksın!
You're dead, and you'll turn into one of those things.
Sen ölüsün, öldün sen.
You're a dead man, dead meat.
Ölüsün lan sen.
You're a dead man. You're a fucking dead man.
Hayır, bu iş karara bağlandı Sen asıldın ve resmen ölüsün.
Can they? No, that's been settled. You were hanged and pronounced dead.
Bir şey söyleyeyim mi Teğmen sen de bizim kadar ölüsün.
You know something, Lieutenant, you're a dead duck just like all the rest of us.
Sen artık bir ölüsün evlat.
Get yourself buried.
Sen canlı bir ölüsün.
You're more dead than alive.
Sen de mi ölüsün?
Why, you're dead, too, aren't you?
Sen artık ölüsün!
You're a dead man!
Ve sen de ölüsün.
And you... are dead.
Sen zaten ölüsün, ihtiyar.
You're dead already, old man.
Ama sen zaten ölüsün!
I thought you were already dead?
Pardon, Anlamı sen yarı ölüsün demek.
Japanese. Sorry, it means that you're half dead.
Sen de ölüsün.
You are dead, too.
Sen ölüsün!
Can't move. You're dead.
Sen lanet olası ölüsün!
You're fuckin'dead!
Sen lanet olası bir ölüsün!
You're fuckin'dead!
Sen lanet olası bir ölüsün!
You're fuckin'dead, you motherfucker!
Eğer onu soruyorsan artık sen de bir ölüsün.
You're asking for it You're a dead man
... sen dokuz yıldır ölüsün " derdim.
[AUDIENCE LAUGHING]
Sana bir şey söyleyeyim Amerikalı. Sen zaten ölüsün.
Yeah, well, let me tell you something, maricón.
Sen artık bir ölüsün.
You are a dead man now.
Sen onlar için ölüsün.
You were dead there. Dying there.
Ölüm hakkında tasalanma. Çünkü sen zaten ölüsün.
You don't care about death cos you're already dead.
Kendi iyiliğin için, bu doğru olmasa iyi olur çünkü saat olmadan, sen bir ölüsün.
For your sake, that better not be true because without that watch, you're dead.
Dünyanın geri kalanına göre ; sen şu an ölüsün.
As far as the rest of the world is concerned... you're already dead.
Dünyanın geri kalanına göre sen şu an ölüsün.
As far as the rest of the world is concerned, you're already dead.
Sen artık ölüsün, dostum!
You're dead meat, buddy.
Şaşırdınız mı? Bırakın beni! Dwyer, sen artık ölüsün!
Who do you think you are, putting your hands on the Dutchman!
Spyro, sen artık bir ölüsün!
You're dead, Spyro!
ölüsün 20
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19