Senden bir iyilik isteyeceğim traduction Anglais
411 traduction parallèle
Betty, bu gece ülkeden ayrılıyorum ama senden bir iyilik isteyeceğim.
Betty, I'm Leaving The Country Tonight,
Rocky, senden bir iyilik isteyeceğim.
Rocky, there's one favor I'm gonna have to ask you.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
I have a favor to ask of you.
Senden bir iyilik isteyeceğim Michiko.
I want to ask a favour of you, Michiko.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
I have a favor to ask, and
Şimdi senden bir iyilik isteyeceğim. Bir beyfendi olarak.
Now I'm gonna ask a favour of you, like a gentleman.
Tatlım, onunla işim biter bitmez senden bir iyilik isteyeceğim.
Honey, as soon as I'm through with him, there's a favor I'd like to ask you.
- Senden bir iyilik isteyeceğim Barbara.
I have a favor to ask you, Barbara.
Senden bir iyilik isteyeceğim!
I have a favor to ask of you
Duvarlar benim için çok yüksek değildi sıçrayıp geldim senden bir iyilik isteyeceğim dur hele... madem geldin, ben senden birşey isteyeceğim eğer yaparsan, ben de sana yardım ederim
It isn't a very tall wall Couldn't stop me I have a favor to ask
Senden bir iyilik isteyeceğim.
I want to ask a favor.
- Senden bir iyilik isteyeceğim.
- I wanted to ask you a favour.
Bu arada, senden bir iyilik isteyeceğim
Right, I need a favor from you today
Senden bir iyilik isteyeceğim.
Listen, Linnet. I've got something to tell you, and a favour to ask.
Gloria, senden bir iyilik isteyeceğim.
Gloria, do me a favor.
Senden bir iyilik isteyeceğim,
I need to ask a favor,
- Senden bir iyilik isteyeceğim.
- I'm going to ask you a favour.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
I have to ask you a favor.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
I got a favour to ask you.
- Senden bir iyilik isteyeceğim. - Tabi.
I was wondering if I could ask you a favor.
- Senden bir iyilik isteyeceğim.
- I need a favor.
- Senden bir iyilik isteyeceğim.
- I wanted to ask you for a favor.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
I need a favor.
Dinle, senden bir iyilik isteyeceğim.
Listen, I need a favor.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
Come on. I need you to do me a favor here.
Bak, yola çıkmadan önce senden bir iyilik isteyeceğim.
Listen, before we do this, I need to ask you a favor.
Ve karşılığında senden bir iyilik isteyeceğim.
And in return I would Iike a favour from you.
Maurice tatlım, dinle. Senden bir iyilik isteyeceğim.
Listen, Maurice, sweetheart, I wanted to ask you a favour.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
I need a favor. Some information.
Geri dönüş yolunda senden bir iyilik isteyeceğim.
On our way out, I'm going to need a favor.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
Emma? Um... I have a favour to ask.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
I have a favor to ask.
Çünkü senden bir iyilik isteyeceğim.
Because I've got a favor to ask you.
- Eun-chae. - Senden bir iyilik isteyeceğim.
Can I ask you a favor?
Senden küçük bir iyilik isteyeceğim.
Jenny? Please, I want to ask you just a small favor.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
Well, uh, I got a favor to pose you.
- Senden bir iyilik yapmanı isteyeceğim.
- I've gotta ask you a favour.
Senden bir iyilik yapmanı isteyeceğim.
I'm going to ask a favor of you in a moment.
Senden bir iyilik yapmanı isteyeceğim.
Actually, I need you to do me a favor.
- Bir iyilik isteyeceğim senden.
- I have one favor to ask.
- Şimdi senden bana bir iyilik yapmanı isteyeceğim.
- Good. I want you to do me a favour.
Ve şimdi senden bir iyilik daha isteyeceğim.
And now for the favor I'm going to ask you.
Senden başka bir iyilik daha isteyeceğim.
I want to ask another favor.
Dinle, Gary, senden ufak bir iyilik isteyeceğim.
Listen, Gary, I gotta ask you a small favor.
Ama senden son bir iyilik isteyeceğim.
We know what I owe you... but I'm going to ask you one more favor.
Isabella, senden büyük bir iyilik isteyeceğim.
Isabella, I'm going to ask you an enormous favor.
Senden, büyük bir iyilik isteyeceğim.
I have a huge favor to ask you.
Dinle, ben senden çok büyük bir iyilik isteyeceğim.
Listen, I have a tremendous favour to ask.
Sana gelince, senden isteyeceğim tek bir iyilik var.
As for you, there is one favour I would ask.
- Bir iyilik isteyeceğim senden.
- I have a favor to ask.
Ama senden bir iyilik daha isteyeceğim.
I have another favour to ask!
senden bir ricam var 16
senden bir iyilik istiyorum 18
senden çok hoşlanıyorum 54
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
sende 162
senden nefret ediyorum 468
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden bir iyilik istiyorum 18
senden çok hoşlanıyorum 54
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
sende 162
senden nefret ediyorum 468
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
sende mi 57
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
sende ne var 59
senden mi 32
senden başka 23
sende var mı 43
senden n 19
senden bıktım 26
sende mi 57
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
sende ne var 59
senden mi 32
senden başka 23
sende var mı 43
senden n 19
senden bıktım 26