Sormadın ki traduction Anglais
255 traduction parallèle
Sormadın ki.
Well, you didn't ask me.
- Sormadın ki.
- You never asked.
- Sormadın ki.
- You didn't ask.
Bunu bana hiç dememiştin, Chink sen bana hiç sormadın ki.
You never told me that, Chink. You never asked me.
Hiç sormadın ki?
You never asked me.
- Ama sen de bana sormadın ki.
- Well, you never asked me.
- Sormadın ki.
- You didn't ask about it.
Sormadın ki.
You didn't ask me.
Hiç sormadın ki!
You never asked.
- Sormadın ki.
- You didn't ask me.
Sen de hiç sormadın ki!
You know, you've never asked.
Ona hiç sormadın ki.
You didn't ask her.
Bu hiç de dürüst bir davranış değildi Kaptan. Hiç sormadın ki.
It must be some... small crystal planted somewhere in his brain stem.
- Hiçbir zaman ne istediğimi sormadın ki.
- You never ask me what I want.
- Doktora hiç sormadın ki.
- You never asked the doctor.
- Sormadın ki.
- You never ask.
Bana hiç sormadın ki.
But you never asked me.
Sormadın ki.
You didn't ask.
Hiç sormadın ki, tatlım.
- You never asked, my dear!
- Hiç sormadın ki.
- You never asked.
- Sormadın ki? - Üstelik sana bir borcum yok.
Besides I don't owe you anything.
Sen bana sormadın ki.
And you haven't asked me.
Bir şey sormadın ki?
You haven't said anything.
Bay Habib, bana evi yıkacağımızı söylememiştiniz. - Sormadın ki.
Mr. Habib, you didn't tell me you were gonna tear down the house.
Neden sormadın ki?
Why didn't you ask?
Şey, hiç sormadın ki
You never asked me mine!
Bana sormadın ki.
Because you didn't ask me.
- Sormadın ki!
- You didn't ask.!
Hiç sormadın ki
You never asked.
Bana hiç sormadın ki.
You never asked if I did or not.
- Hiç sormadın ki!
- You didn't ask!
Bana gelip gelmeyeceğim ilk bana sormadın ki.
You didn't ask me if I wanted to come in the first place.
Ama sormadınız ki.
You didn't ask me.
- Hiç sormadın ki.
- You never asked me.
- Neden söylemediniz? - Hiç sormadınız ki.
You never asked me.
Hiç sormadın ki.
You never asked me.
Sormadınız ki.
You didn't ask.
- Hiç sormadınız ki.
- You never asked.
Bayan Lora, hiç sormadınız ki.
Miss Lora, you never asked.
- Sormadınız ki bayım.
- Why didn't you tell me that before?
Sana adını sormadım ki.
I didn't ask you what her name was.
Gidişinizden beri, karşınızda olmayı öyle çok bekledim ki sizi öldürmenin kolay olup olmadığı sorusunu kendime hiç sormadım.
Ever since you left, I've dreamt of coming face to face with you. I've never asked myself whether it would be easy to kill you.
Bize hiçbir şey sormadınız ki.
You haven't even asked any questions.
Sormadınız ki.
- You never asked.
- Siz neden sormadınız ki?
- Why the hell didn't you ask?
- Bay Partanna, adını sormadım ki.
- Mr. Partanna I didn't get no name.
- Kimse sana adını sormadı ki!
No one has asked you who you are!
Jim, bana sorarsan, ki sormadın bence bu berbat bir fikir.
I think this is a terrible idea. We're bound to bump into the Klingons.
- Hiç sormadın ki.
So, what?
Çünkü sen bana yazdığında sormadın ki.
- That's'cause you didn't ask me when you were writin'me.
Hafif vuruşun sırrı, madem ki sormadın, odak noktanı değiştirmek.
The secret to putting, since you didn't ask is to change your focus.