English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Sızı

Sızı traduction Anglais

484,884 traduction parallèle
Bu demek oluyor ki birçoğu yalnız başına kalacak baş aşağı asılıp, bir başlarına ölümü bekleyerek...
Which means there's gonna be a lot of'em left alone, hanging upside down, all by themselves, waiting to die...
Uçsuz bucaksız ve düşman dolu bir ormanda tek bir maymun ve onu nasıl takip edip tuzağa düşüreceğini bilen tek kişi vuruldu.
It's one monkey in a vast and hostile jungle, and the only person with a clue how to trap and track it has been shot.
- Yakaladığımız ısının kaynağı bunun pili... -... yani vaktimizi boşa harcadık.
The heat we picked up is from its battery, so we just wasted our time.
Eğer virüsle temas ettiysek, meyveyi bulmadan önce hastalanmayı göze alamayız. Biz ölürsek, sayısız kişi ölür.
Now, if we've contracted the virus, we can't risk going down before we find the fruit.
Yapmamız gereken onları ezmek, kaynatmak ve Toby Amca'nın ev yapımı orman suyunu bu elemana içirmek.
Now we just need to crush'em, boil it and get Uncle Toby's homemade jungle juice into this fella.
Ağacın titreşim frekansını nasıl hesaplayacağımız konusunda bir fikrim var.
I got an idea how we can calculate the tree's resonant frequency.
Bu zararsız bir boynuzlu domates kurdu.
It's a harmless tomato hornworm.
Tarafsız bölgede uçuşan minik adama aldırış etmeyin.
Don't mind the tiny man flying through the middle of no man's land!
Aşırı aptal olmanızın dışında çok da tahmin edilebilirsiniz.
Apart from being incredibly stupid, you are just so predictable.
- Evet, hem de çok tehlikeli o yüzden gemiye yaklaşmamalıyız.
- Yes, and it's very dangerous so we need to keep our distance.
Zaman sıçraması yapmalıyız.
We gotta make a time jump.
Mızrağın Legion'ın eline geçmesini engellemek için her şeyi yapmalıyız.
- That we have to do whatever it takes to keep the Spear out of the Legion's hands.
Yine mi beraber zaman sıçraması yapmamızı istiyorsun?
You want us to time jump together again?
Beraber zaman sıçraması yapmayacağız.
We won't be time jumping together.
Hazır mısınız?
You ready?
Görünüşe göre 1916'da yarattığınız bozulma sadece başlangıçmış.
It seems the disruption you created in 1916 was just the start.
Yani şuradaki Terminatör'ün yancısı olmamızı mı istiyorsunuz? Peki sen?
Okay, so, you just want us to play wingman to the Terminator over there?
gidip kız kardeşini getirelim.
Let's go get your sister back.
Bu hiç de rahatsız edici değil.
Well, that's not troubling at all.
Yorum yapacak mısınız?
Got a comment?
Onun hakkında bilgi toplamamızı ve sokaklardan temizlememizi istedi.
he hired us himself to dig up some dirt on him and try and get him off the streets. And whatever he's up to with Capone... it's way worse than tax evasion. Yeah.
Şimdiyse, geldiğimiz nokta... Dorothy'nin perdeyi kaldırdığı ve Büyücünün gerçekte kim olduğunu gördüğü andayız :
Right now, it's like that moment where... where Dorothy pulls back the curtain, and she sees the Wizard for who he truly is :
Zamanımız biraz kısıtlı da.
We are in a little bit of a time-crunch.
İlk olarak Capone'u durduracağız, ondan sonra da Flynn'in ne istediğini çözmeye çalışırız.
First, we stop Capone, and then we worry about what Flynn wants with him and everything else.
O zaman bürodan mısınız?
You're from the bureau, then? Is that what this is?
Bunu yapmak ne kadar zor olursa olsun, doğru olanı yapmanız gerekiyor.
No matter how hard it is to do, you have to do what's right.
Frank'in kız kardeşine hakaret etmiştim.
I insulted Frank's sister.
Bir müşteri şaibeli bir iş için ahlaksız teklifte bulundu hukuka uygun değil ama bu işten çok para kırabiliriz diyeceğim.
I'm gonna tell him that I was propositioned by a client for some shady deal that's technically illegal but would make us a fortune.
"Telefonlarımızı evde bırakalım, kimseyle uğraşmayalım."
"Let's leave our cell phones at home so nobody bugs us."
Ofis dışında birbirimizi biraz daha iyi tanımalıyız diye umuyordum.
Yeah, well, I was hoping we could get to know each other a little better outside of the office.
Bay Pewterschmidt, Birkaç hafta içinde görmeniz... düzelene kadar sıkıntı yaşayacaksınız.
Now, Mr. Pewterschmidt, your vision will be impaired for a few weeks while you recover.
Sana seve seve yardımcı olurdum babacığım. ama Stewie son zamanlarda çok mızmız.
Well, I'd love to help you, Daddy, but Stewie's just been so fussy lately.
Dışarı çıkar çıkmaz, Bunu gözlerine sıkacağız.
As soon as he comes out, we spray this right in his eyes.
Dün gece bir rüya gördüm. Egzotik bir Fransız danscısıydın ve tüm paramı çalıyordun. Wow.
Last night, I had a dream that you were an exotic French dancer, and you stole all my money.
Aman Tanrım! Bizim kıçımızı tekmeliyor.
Oh, my God, he's kicking our asses.
Bunu yapacağız.
That's good.
Bizi insan hayatıyla onurlandırman için 1 haftan var ya da sen ve insan arkadaşların kızarmış et havuzunda kaynayacaksınız.
You have one week to honor us with a precious human life, or you and all your human brothers will boil in a pool of liquefied flesh.
Birbirimiz için yaratılmışız gibi durmuyor mu?
Doesn't it just look like we're... we're meant to be together?
Ara sıra buradaki gerçek işimizi yapmak zorundayız, demek istediğimi anladın mı?
Every once in a while, we actually have to do our jobs around here, you know what I'm saying?
Bir keresinde kız kardeşimin çocuğunu tutuyordu.
Once he held my sister's baby.
Oh, dalga geçiyor olmalısınız.
Oh, you got to be kidding me.
Zamanında Jeff'in vücut numunelerini nasıl alacağız şimdi?
How are we supposed to get Jeff's bodily samples in time now?
O yaştaki ergen kızları bu günlerde etkilemek neredeyse imkansız.
Yeah, it's nearly impossible to have any influence on a preteen girl these days.
İnsanlarla bu şekilde konuşmamalısınız çünkü onları incitebilirsiniz.
You shouldn't talk about people that way because you could hurt their feelings.
Okulda zorbalığa uğrayan bir kızım var, heh.
I have a daughter who's getting teased a little at school, heh.
Carl Lingus'un kendi kızının cenazesine gelmediğine inanamıyorum.
I can't believe that Carl Lingus didn't even come to his own daughter's funeral.
Pekala, Jeff. Antlaşmamız şöyle...
Okay, Jeff, here's the deal.
Acımasız, Tam yüzünde, ve konusu aile ortamı olduğu için herkes bağlantı kurabiliyor.
It's relentless, it's in your face, and it's all centered around a family unit so everybody can relate to it.
Hepimiz Jeff'i görmüşüzdür, galaksinin en rezil komedyeni, ama şimdi, Sammy ile konuşacağız.
We've all seen Jeff, the galaxy's most outrageous new comedy star, but now, we talk to Sammy...
Pekala, programımızın sonuna geldik.
Well, that's all the show we got!
Babamızın 48 saatten az süresi kaldığını söylemek için aradım ve bunların hepsi senin suçun.
I just want you to know that Dad's got 48 hours left to live and it's all your fault!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]