Tuzak mı traduction Anglais
1,180 traduction parallèle
- Sence bize tuzak mı kuruyor?
- You think he's trying to set us up?
Bu beni mayoyla görmek için bir tuzak mı?
Is this a ploy to see me in my bathing suit?
- Bu bir tuzak mı?
- Is this an ambush?
Tuzak mı hazırlıyorlar?
Are they setting up a picket?
Gemide bir yığın, kullanabileceğimiz Kloroform var. Maymun'a tuzak mı kuracaksınız?
You got a bulk of chloroform we can put into good use
Yani bu bir tuzak mı?
So this is a setup?
Tuzak mı?
A trap?
Ne bu? Eşyalarımı karıştırabil diye bir çeşit tuzak mı?
What is this, some kind of ruse so you can go through my stuff?
- Bir tuzak mı planlıyorlar sence?
You think they're planning an ambush.
Tuzak mı?
- The catch?
- Tuzak mı?
- Trap him?
- Tuzak mı?
- Traps?
Bu bir tuzak mı?
Is this a trap?
- Tuzak mı?
- A trap?
Sheldon'a tuzak mı kurdun?
Did you set Sheldon up?
- Ne demek istiyorsun, tuzak mı?
- What do you mean, "ambush"?
Bu bir çeşit tuzak mı?
Is this some kind of setup?
Bize tuzak mı kurdun?
Did you setup us?
Tuzak mı?
A trick?
Tuzak mı?
"A trick"?
Beli de sırrımızı söylesin diye ona tuzak kurmaya çalışıyorlardır.
Maybe it's a setup trying to force him to reveal our secret.
Prue bizi tuzak kurmamız için yardım etti, onları bastık.
She helped us set up a sting, bust their operation.
Enfes bir tuzak kuralım.
We should set a groovy trap.
Aynı zamanda, dış görev takımıza da tuzak kurmayı düşünüyorlar.
Janeway to Ransom. Surrender your vessel.
Neredeyse bütün hareketlerimizden bir adım önce davrandılar, ve birkaç şeyi kaybetmiş gözüküyorlar tuzak olduğuna inanıyorum.
They've anticipated almost every move we can make, and the few things they seem to have missed, I'm convinced are traps.
— Hey, bir fikrim var. Enfes bir tuzak kuralım.
Hey, I got an idea - we should set a groovy trap.
Ama bir tuzak olduğunu bilmek ondan sakınmanın ilk adımıdır.
But knowing there's a trap is the first step in evading it.
O Burada hep tuzak kuran.küçük bir çocuk gibi bizim içimizde bir yerlerde, ve şimdi seninle tanıltım,
It's like... it's like there was always a little boy trapped somewhere inside me, and now that I've met you,
Ama bana tuzak kurmuş olabilirler. Yardımına ihtiyacım var.
But it may be a doubIe-cross, Rifkin, and I may need your help.
Büyük ihtimalle bana bir tuzak kurdular.
There's a good chance I'm walking into a set-up.
- Sence bu bir tuzak olamaz mı?
- You don't think this may be a trap?
Umarım bir tuzak değildir.
It's a trap closing in on us.
Niyetin bana tuzak kurmak mı söylesene aptal herif?
That's what you wanna see? You wanna see Cash up in here? You want me to set it, son?
" Sayın Başkan, danışmanlarım bunun bir tuzak olduğundan emin.
" Mr. President, my advisors are convinced this so-called'accident'is a trick.
Şimdilik sadece Hirogenleri çekmek için tuzak projeksiyonlar yaratmaya yarıyor ama programlarımızı desteklemesi..... için modofiye etmeyi ümit ediyoruz.
Right now, it can only support simple projections like the decoy we used to lure the Hirogen, but we're hoping it can be modified to support our programs.
Yok canım, bir tuzak olmalı!
Come on, there's got to be a catch!
- Neden bu kadar ayrıntılı... tuzak kurduklar? Bunu merak etmeye başladım.
- I began to wonder, why did they need so elaborate a setup?
Bana tuzak kurdular!
I'm being set up!
Kusursuz bir plan. Bu gemiyi kaçmak için kullanacağımızı düşünüyorlar. Mükemmel bir tuzak kurmuş oluruz.
It is precisely because this ship is perceived as our only means of escape that it makes the perfect trap.
Onlar tuzak değilse ne olacak?
I'm going to fly right back through'em. What if they're not decoys?
Mesela sana tuzak kuran adam mı?
That guy who set you up?
Saklanıp "çukuru" tuzak olarak kullanırdım.
i'd be hiding, watching the hole, using it as a trap.
Benim planladığım ise, arkadaşlarım Stan ve Kyle'ın, benim Chili Con Karnavalımın bir tuzak olduğunu sana söyleyecekleriydi.
What I did plan on, however, was that my friends Stan and Kyle would betray me and warn you that the Chilli Con Carnival was a trap.
Aman Tanrım, bu bir tuzak!
Oh, my God. It's a trap.
Hepsi bir tuzak adamım.
It's all just a trap, man.
Son vuruşu yaptığımız insanlar, şimdi bizi öldürmek istiyorlar bize tuzak kurdular.
The people we did that last hit for want to kill us now so they set a trap for us.
O patlayıcıları babamın mı yerleştirdiğini düşünüyorsun? Anneme tuzak kurmak için?
You think my father wired that entrance... to set up my mother.
Gidip birkaç tuzak alayım.
Okay, I'll get some traps.
Tuzak sorusunu hemen anlarım.
I know a trick question when I hear one.
- Tuzak mı?
- A decoy?
- Hiç tuzak araba olayı duymadın mı?
- Ain't you ever heard of a trap-car?