Tıpkı diğerleri gibi traduction Anglais
242 traduction parallèle
Tıpkı diğerleri gibi.
Just like no other.
Ah, hayır, tamamen kasvetli, can sıkıcı bir kum yığını, tıpkı diğerleri gibi.
Oh, no, it's a perfectly dull, uninteresting stretch of sand, just like any other.
Bu da tıpkı diğerleri gibi. O da aynen senin gibi oldu.
She's become just like you.
Tıpkı diğerleri gibi bir taş ev ve duvarları balıkçının mesleği kadar eski.
A house like so many others... built of old stones... with walls as old as the fishermen's trade.
O sis perdesi kalkana kadar bundan büyük bir haz alırsın daha sonra onun da tıpkı diğerleri gibi olduğunu fark edersin.
The pleasure you will have before the mist rises and you find out that she's like all the others.
- Çünkü onu satacaksın, tıpkı diğerleri gibi.
- You'll sell him out, like all the others.
Zavallı Nadiacık çok yakında onu da unutursun tıpkı diğerleri gibi.
Poor Nadia. You'll get over it. Forget all about it.
Elbette, psikolojik testleri tıpkı diğerleri gibi saldırganlık ve korku gösteriyor.
Of course, the psychological tests show aggression and fear, just like the others.
Haftaya, tıpkı diğerleri gibi, sıraya girip bekleyeceksiniz.
Next week you'll have to wait in line, just like the others.
Bir kaç gün içerisinde direncini kırarım, tıpkı diğerleri gibi.
I'll have him broken in a couple of days, just like the rest of them.
Tancredi'ye aşık bile olabilir, tıpkı diğerleri gibi.
She may even be in love with Tancredi, like all the others.
Burayı aşamıyacağımızı ve tıpkı diğerleri gibi kucaklarına düşeceğimizi düşüneceklerdir.
They figured we couldn't get over this, so we'd come to them. Just like the others done.
Benim için tıpkı diğerleri gibi.
To me, she is just like all the others.
Tıpkı diğerleri gibi.
These are just like the other ones.
Tıpkı diğerleri gibi öleceğim.
I'll die just like the others.
Tıpkı diğerleri gibi.
Like all the others.
Çünkü kendisi madenciydi. İçimizden biri, tıpkı diğerleri gibi. Aynı benim gibi.
Because he was a miner, a man of the people, same as me.
Tıpkı diğerleri gibi mi?
Just li ke the rest of them?
Askere çağrıldım, tıpkı diğerleri gibi.
- Mmm. I was called up, like everyone else.
- Tıpkı diğerleri gibi.
- Just like all the others.
Tıpkı diğerleri gibi, bir grup gangster.
Like all the others, a band of gangsters.
Hanka Tomcyzk tıpkı diğerleri gibi burada yaşamaya ve çalışmaya başlamıştı.
Nowa Huta athletes, began like everyone and leaned to live... and work here.
Tıpkı diğerleri gibi onlar da öldü.
Just like the others..... they are dead.
Tıpkı diğerleri gibi.
Same as the rest of them.
Tıpkı diğerleri gibi basit bir işti.
It was just a job, like all the others.
Tıpkı diğerleri gibi, tıpkı arabanla taşıdığın o adam gibi.
Like all the others, like that man you ran over with your car.
Burası bir orman, tıpkı diğerleri gibi, değil mi?
This is a forest, like any other - isn't it?
Ona tıpkı diğerleri gibi davranın, ne daha iyi ne daha kötü.
Treat him just like anybody else, neither better nor worse.
Tıpkı diğerleri gibi, sadece görünüşe, kişiliğe ve tarza bakıyor.
Just like the rest of them. Hung up on looks, personality and style.
Tıpkı diğerleri gibi çarçur edilmiş gecelerden biriydi yine.
It was a wasted night just like other ones.
Bak, göreceksin! Tıpkı diğerleri gibi!
He'll murder you just like he did all the others!
Boş. Tıpkı diğerleri gibi.
"Basura." Just like everything else.
Tıpkı diğerleri gibi bana selam verip sonrasında görmezden geldiğin o anı.
The moment you just greeted me and weren't ignoring me like all the others.
- Tıpkı diğerleri gibi onun da hak ettiği yer dar ağacı.
- His rightful place is on the scaffold...
Tıpkı diğerleri gibi.
Just like all the others.
Tıpkı diğerleri gibi.
So does everybody else.
Yaşlı erkekler de tıpkı diğerleri gibi vatandaşlık hakkını alabildi.
The old. - timers could. Become citizens just like everybod. Y else.
Tıpkı diğerleri gibi.
Just like the others.
Tıpkı diğerleri gibi.
Like all the rest.
O da tıpkı diğerleri gibi.
Just like the rest of them!
Tıpkı diğerleri gibi.
Same as the others.
Sinema'nın anlamının deney olduğuna inanırım, tıpkı diğerleri gibi.
I believe cinema is a means of expression, as others before.
- Tıpkı diğerleri gibi.
Just like the others.
Pazarda önemli payı var. Tıpkı diğerleri gibi.
They had a whole market in'em, just like anything.
Tıpkı diğerleri gibi.
Just like the others did.
Bir domuzdu, tıpkı diğerleri gibi.
He was a pig, like the rest.
Annem umurumda değil, aslında kimse umurumda değil özellikle de senin tanrın ya da var olmayı nasıl seçtiğim ya da düşüncelerim ; diğerleri bu kaderle karşılaşacak, tıpkı senin karşılaşacağın gibi. Anlamıyor musun?
My mother doesn't matter, nobody matters really, and especially not your God, or how I chose to exist, or thought I did, the others will face this fate, as will you, don't you understand?
Tıpkı muayene ettiğim diğerleri gibi.
Just like everyone else I've examined here.
McGovern kendi kendini yok ediyor, tıpkı Humphrey, Muskie ve diğerleri gibi.
McGovern is self-destructing, just like Humphrey, Muskie, the bunch of them.
Bayan Maier'ın hücresindeki taneciklerde tıpkı bütün diğerleri gibi içeriği normal, alışılmışın dışında bir güç sergilemeye sebebiyet verecek hiçbir işaret yok.
The mitochondria in Mrs. Maier's cells are like all the others. Textbook normal, but nothing to indicate any reason or sort of extraordinary strength.
Diğerleri de beni izliyorlar, tıpkı tavşan yüzlü kadın gibi.
There are others that I also observed, as.. That rabbit-faced woman.
diğerleri gibi 54
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157
tıpkı senin gibi 132
tıpkı sana benziyor 22
tıpkı eskisi gibi 17
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157
tıpkı senin gibi 132
tıpkı sana benziyor 22
tıpkı eskisi gibi 17