English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ U ] / Unutmak mı

Unutmak mı traduction Anglais

577 traduction parallèle
Unutmak mı?
Forgotten it?
Seni unutmak mı?
Forget you?
Unutmak mı?
Forget you?
- Unutmak mı?
- Forget?
Unutmak mı?
Forget him?
Unutmak mı?
Forget?
Unutmak mı?
Forget it?
Herşeyi unutmak mı?
Forget what?
Yani, unutmak mı?
You mean, to forget?
Unutmak mı?
Forget? Forget I...?
Seni unutmak mı?
Forgotten you?
Kılıcımı unutmak mı?
Forgot my sword!
- Unutmak mı?
- Forget it?
Onu unutmak mı?
Miss her?
Yeteneklerine ihanet etmek... görevinden istifa etmek ve ailene karşı vazifeni unutmak mı?
To betray your ability... abandon your station and forget your duty to your kith and kin?
Sizi unutmak mı?
Oh, forgot you, sir?
- Billy Roy'u unutmak mı?
- Forget Billy Roy?
Fritz'i unutmak mı?
Forget Fritz?
Unutmak mı?
- Forget you? !
Kahrolası kediyi unutmak mı?
Forget the goddamn cat? I see. OK.
Acılarımı unutmak için denizcilik işine sarıldım.
So I buried my grief in the shipping business.
Yaşadıklarımızı unutmak kolay olur.
It'll be easy to forget all we've been through.
Sanırım onu takip eden korkunç şeyleri unutmak istedi.
Suppose the terrible things that she wanted so much to forget should follow her.
Bu düşünceleri unutmak için sana harika bir iş bulacaklarından eminim.
I'm sure they'll find you a nice job to help you forget your ideas!
Bütün mutsuzluğu unutmak için çocuk olmak lazım.
A child can forget all the unhappiness.
Evim olan kasabamı ve asla unutmak istemediğim en değerli üç arkadaşımı bana daima hatırlatacak olan bir şey.
Something to remind me always of the town that was my home... and of my three very dearest friends... whom I want never to forget.
Nasıl olursa olsun, korkunç suçluluk duydum ve kendimden utandım.. .. ve olan biten herşeyi unutmak istedim.
At any rate, I felt terribly guilty and ashamed of myself and wanted nothing so much as to forget the whole thing.
Sorun değilse bunu alacağım neye benzediğini unutmak istemiyorum.
If you can spare this one, I'd like to take it along... in case I forget what he looks like.
Onu tanıdığımı bile unutmak istiyorum.
I want to forget I ever knew him.
Utancımı unutmak zorundaydım.
I had to forget my shame
Bir mandalla evlendiğimi unutmak için sarhoş olmam gerekiyor.
I've got to keep drunk to forget I'm married to a clothespin.
Meydanda karşılaştığımızda... yüzündeki kederli ifadeyi unutmak zor olsa da beni hâlâ sevdiğini biliyorum.
And even though I find it hard to forget the look of misery on your face when we met in the square, I know that you still love me.
Yaşadığımız hiçbir şeyi unutmak istemiyorum. Tek bir anını bile.
I don't want to forget any of it.
Amerika'da bıraktığım, unutmak istediğim her şey.
All the things I left America to forget.
Unutmak o kadar kolay mı, Madeline?
Is it so easy for you to forget, Madeline?
Unutmak istediğim şeyi hatırladım.
- No! Don't answer that.
Sanırım eski zamanlarda olanları unutmak zorundayız, Clint.
Guess we're gonna have to forget about old times, Clint.
Her şeyi unutmak istiyordum bir daha asla evlenmemeye de kararlıydım.
I wanted to forget... and I was determined never to marry again.
Ben bir uzman değilim, ama sanırım "unutmak" buna daha iyi bir karşılık olur.
I don't really know. I'm not an authority, but I think that probably "oblivion" is a better translation.
Unutmak ne mümkün, komutanım.
It's not possible to forget, sir.
Bir yıl boyunca gece gündüz onu unutmak için uğraştım.
I tried for a year very hard to get her out of my mind.
Hayatımda birçok şeyi unutmak zorunda kaldım.
I had to forget many things in my life.
Ben de Perry'yi aldım, geçmişi unutmak için avare dolaştık.
So I took Perry and we started roaming to forget it all.
Buradaki varlığım bile senin için katlanılmaz olmalı. Ne de olsa unutmak istediklerini anımsatıyorum.
Just my presence here must be unbearable to you... because it makes you remember when you want to forget.
Benim ailemde eğitim alan ilk kişi benim ve nereden geldiğimi asla unutmak istemiyorum.
So although I'm the first in my family to get an education, - - I don't ever want to forget where I came from.
Bu acıya dayanmak, onu unutmak zorundaydım.
Months past with many difficulties.
Anla işte, onu hayatımın sonuna kadar unutmak istedim sadece iki haftalık bir Tindolini macerası olarak değil.
You see, I want to lose the dear girl for life, not just... a two-week Tindolini perm, set and touch-up.
Uçsuz bucaksız bir keşfin sınırındayız, ve kararımızı bilimsel altyapısı olmayan birinin gözlemlerine dayandırdığımız gerçeğini unutmak kalmak ahmaklık olur.
We stand on the brink of an enormous discovery, Our decision should not rely on the observations of a man without any scientific qualifications.
Fakat bayım, unutmak için henüz çok erken.
But, mister, it's too quick not to remember.
Herşeyi sizinle geçen korkunç anlarımı unutmak için yapıyorum.
I'm doing everything to forget my horrible time with you.
Bu gördüklerimi unutmak için bunu ücret olarak alacağım.
I'II take this as a fee to forget what I saw.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]