Yemek hazır traduction Anglais
2,072 traduction parallèle
Birazdan yemek hazır olur.
We'll be eating very shortly
Yemek hazır.
Lunch is ready.
Yemek hazır.
Dinner's ready.
Hayır, aslında 40 kişiye yemek hazırlamak için 3 saatin var.
No, actually, you have a lunch for 40 in 3 hours,
O zaman pillerini tekrar şarj et. Yemek hazır.
Then recharge your batteries.
Becca, yemek hazır.
Okay, Becca? Dinner.
Gündüz, yemek hazır.
Gündüz? It's ready.
Holai, canım, yemek hazır.
Holai, dear, dinner's ready.
Yemek hazır mı?
Dinner's ready?
Yemek hazır!
T lime for dinner. son!
Yemek hazır, masaya gel.
Come on already ; dinner is on the table.
Yemek hazır!
It's ready!
Elbette! Beni şaşırtma. Şaşırtıyorum bile, yemek hazır!
take me for a lop it's ready!
- Yemek hazır.
- Food is ready.
Yemek hazır, yavrum!
Soup is on, baby!
Yemek hazır.
Order up!
- Yemek hazır.
- Supper is served.
- Çocuklar, yemek hazır!
- Boys, dinner's ready!
Yemek hazır!
Dinner!
Yemek hazır.
The food is ready now.
Yemek hazır tatlım.
Honey, dinner's ready.
Yemek hazır, sen değilsin.
Dinner is ready and you're not.
- Yemek hazır!
- Lunch is ready!
Yemek hazır.
Well, this is done.
Yemek hazır!
Food's ready!
Yemek hazır.
Soup's on.
Yemek hazır!
Dinner's ready!
Yemek hazır çocuklar.
Soup's on, boys.
Yemek hazır.
I will serve dinner...
- Jacob, yemek hazır.
- Jacob, dinner.
Yemek hazır oluyor mu?
Will dinner be waiting?
Yemek hazır!
Soup's on.
Büyük ihtimal dışarıda çadırın altında oturmuş, yemek hazırlamamızı bekliyordur. Ama bu olmayacak. Çünkü biz onu sandığından iyi tanıyoruz.
He's probably sitting right outside that tent, waiting for us to set foot out there, but that's not gonna happen'cause we know him better than that.
Evet, yemek hazır.
Well, dinner is served.
Yemek beş dakikaya kadar hazır olur.
Dinner will be ready in five minutes.
Çavuş bizden önce birileri zaten bunlara hazır yemek vermiş.
Sergeant, somebody down the line already gave these guys M.R.E.S.
Nasıl bir sadist hazır yemek fabrikasında çalışır ki?
What kind of goddamn sadists work at the M.R.E. factory?
Yeni müşterilerimle, genelde, menü seçeneklerini konuşur, sonra da en iyi şefime bir yemek örneği hazırlatırım.
With a new client, what I usually do is discuss possible menus, and then I have my very best chef prepare a sample dinner.
Zaten yemek de hazır değil herhalde.
I suppose dinner's not ready, either.
Tüm bu beleş hazır yemek kakaduları nesiller boyunca rahat ettirmiş olacak ki sayılarında patlama yaşanmış.
All this free fast food made life pretty cushy for generations of cockatoos and their numbers boomed.
Yemek masası hazır.
The dining tables are ready
Hazır Konserve Yemek.
Meal ready-to-eat.
Yemek nerdeyse hazır, lütfen bebekle biraz ilgilen.
Dinner's almost ready.
Yemek az sonra hazır olur.
Dinner shouldn't be too long now. Madame.
Hayatının geri kalanını hazır yemek yiyerek geçiremezsin.
You can't eat packaged food the rest of your life.
- Tamam, çocuklar, yemek bir saate hazır.
- Okay, guys, seriously, dinner's in an hour.
Yemek 6 : 00 da hazır.
And dinner's at 6 : 00.
Yemek iki dakikaya hazır.
- Dinner in two minutes!
Lütfen, yemek için hazırlanır mısın bir an önce?
Please, would you just get ready for dinner?
- Yemek neredeyse hazır.
dinner's almost ready.
Yemek birkaç dakikaya hazır.
The food's gonna be here any minute.
yemek hazır mı 27
hazır 1476
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırmısın 32
hazırlan 155
hazır 1476
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırmısın 32
hazırlan 155
hazırlar 37
hazırlanın 151
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazırsın 36
hazır değil 19
hazır mı 131
hazır ol 454
hazır değilim 49
hazırlanın 151
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazırsın 36
hazır değil 19
hazır mı 131
hazır ol 454
hazır değilim 49