Yemekler nasıl traduction Anglais
85 traduction parallèle
- Burada yemekler nasıl?
- How's the grub around here?
- Yemekler nasıl?
- How's the food?
Yemekler nasıl?
How's the food?
Yemekler nasıl?
Well, how's the food?
Peki, yemekler nasıl?
And the food. How is the food?
- Yemekler nasıl?
- How is the food?
Yemekler nasıl?
How's the grub?
- Bu restorantta yemekler nasıl?
- How's the food in this restaurant?
Seni de. Yemekler nasıl?
How's that porterhouse?
- Selam yavrum, yemekler nasıl?
- Hey, heifer, how's the slop?
Arkadaşlar alüminyum folyo işinde, yemekler nasıl saklanır onu anlatıyorlar.
The men from Glad here are showing us how to keep our leftovers fresh.
Yemekler nasıl?
How's the chow?
- Yemekler nasıl?
- How is everything?
- Yetimhanede yemekler nasıl?
- How's the food at the orphanage? - It's good.
Yemekler nasıl?
How is everything?
Yemekler nasıl?
How's everything?
Açız Yemekler nasıl?
We're hungry in here. How'bout some food?
Yemekler nasıl?
Going back To one.
- Yemekler nasıl, iyi mi?
- Food getting any better?
Yemekler nasıl?
So how's the food?
Burada yemekler nasıl?
How's the bagels here?
- Yemekler nasıl?
- How's the eats? mickey :
- Yemekler nasıl?
- How's the meal?
- Burada yemekler nasıl?
- So, how's the food here?
- Janice'nin hazırladığı yemekler nasıl?
- How's that food that Janice prepared?
- Burada yemekler nasıl?
How is the food in this joint?
Yemekler nasıl?
How's that porterhouse?
- Yemekler nasıl?
- Is it good?
Güney Amerika'da yemekler nasıl?
How's the food in South America?
- Yemekler nasıl millet?
How's the food, everybody?
- Yemekler nasıl General Burroughs, efendim.
- How fares General Burroughs, sir?
Açlıktan ölüyorum. Yemekler nasıl?
- So, I'm starved.
Yemekler nasıl?
And, uh- - how is everything?
Yemekler nasıl olacak?
What About Meals?
- Bizim yemekler nasıl sanıyorsun?
You think we can accept that?
Yemekhanedeki yemekler nasıl?
- How's the food in the mess hall?
Yemekler nasıl?
How is the food?
- Yemekler nasıl?
How's the food?
- Yemekler nasıl?
How about eating, how is it?
yemekler, güzel yemekler... nasıl göründüğü önemli değil... yanık, az pişmiş ya da çiğ olsun... aşçının da neye benzediği önemsiz...
♪ Food, glorious food! ♪ Don't care what it looks like : ♪ Burned, underdone, crude
- Baş döndürücü bir şey... doymak nasıl bir şeydir düşünün hele... yemekler, güzel yemekler... bir parça daha yiyebilmek için... neler vermezdik... sadece bunun için yaşıyoruz... niçin sadece buna mahkum ediliyoruz... yemekler, büyülü yemekler, harika yemekler, mükemmel yemekler... cennetten çıkma yemekler, güzel yemekler... muhteşem yemekler!
♪ Our senses go reeling ♪ One moment of knowing that Full-up feeling! ♪ Food, glorious food!
bunca tehlike ve serüven yeter artık durulup evlenme zamanı... karım dikiş dikip bana yemekler yapar hep hizmetime koşar... sonra kafamı şişirip dır dır eder hababam azarlar... sürekli para ister hayatı bana dar eder... en iyisi bu konuyu bir daha düşüneyim... evlilik hayatı benim neyime gözüme uyku girer hiç değilse... dünyada hiç kimsem yok ama artık birileri olmalı... acaba nasıl dost kazanıp insanları etkileyebilirim?
♪ All the trials and tribulation! Better settle down and get meself a wife ♪ And the wife would cook and sew for me And come for me, and go for me
Peki yemekler ; onları nasıl hallediyorsunuz?
* You give me fever *
Nasıl olurda tüm yardımcılar aynı gün izin alır yoksa yetiştiremiyceğinden mi korkuyorsun hayır efendim yetiştiremiyceğimden korkmuyorum ama siz endişeli görünüyorsunuz ama endişelenmeyin pişireceğim yemekler unutulmaz olacak
How could all your assisans go on leave a he same ime? I hope you didn'have a figh wih anyone. No sir.
Nasıl güzel yemekler vücuda iyi geliyorsa iyi filmler de zihne iyi gelir.
Just like good food makes a healthy body, good films... make a healthy mind.
- Ya yemekler? O nasıl oluyor?
What about the food, how does that work?
Beyler, yemekler bugün nasıl? Etli, sanırsam.
Well, uh, remember how every year I cook our annual pre-vacation pancakes?
Hücrelerimiz rutubetli, yemekler insani standartlara uygun değil. Sıradan suçlulardan bile daha kötü muamele görüyoruz ve siz bana "Nasıl, hayatından memnun musun?" diye soruyorsunuz.
Our cells are damp, the food is not fit for human consumption, we are treated worse than common criminals.
Hapiste nasıl yemekler veriliyor?
What do you eat in prison?
Nasıl bu şekilde yemekler taze...
How are we gonna get fresh...
Yemekler, alışveriş ve Vespa'lı çocuklarla gününün nasıl geçtiğini öğrenmek istedim.
I wanna hear all about your day... the food, the shopping, and the boys on Vespas.
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701