Yoldaslar traduction Anglais
1,776 traduction parallèle
Alman yoldaşlarınıza katılın, onlar sizin acınızı anlıyor ve sizi ölüme gönderen subaylarınızdan çok daha fazla önemsiyor.
Join your German comrades, they understand your suffering... and will care more for you than your own officers, who are only sending you to your death.
Sevgili Kouzbasslı Yoldaşlar...
Dear comrades from the Kouzbass,
" Ben ve yoldaşlarımın duygularını ancak şöyle açıklayabilirim :
" I have only one expression to describe my feelings and the feelings of my comrades :
- Yoldaşlar.
Okay, comrades.
Yoldaşların seni bekliyorlar.
Your comrades are waiting for you.
Tanrıya mı şükretmeliyim, yoksa Sibiryalı yoldaşlarımı mı?
Should I thank God for that or my Siberian companions?
Kriz yoldaşları.
Comrades In Crises.
Crisco IRA değil, Kriz Yoldaşları!
Crisco isn't the IRA, it's Comrades In Crises!
Yoldaşlarımızı kaybederek de olsa anladık ki cadıları kişisel olarak üzerimize almamalıyız.
We have proven with the loss of our fallen comrades that we can't take on the witches as individuals.
Yoldaşlarını önceden ihanet ettiği çakılmış gemisine yardım için topladı...
Rallying his comrades in aid of the stricken ship he had earlier betrayed...
Ve İsa ve yoldaşları Washington'dan giderler.
And so Jesus and his companions leave Washington.
Yoldaşlarımız sadece senin bildiklerinden mi oluşuyor?
The group stops at those you know?
Yoldaşlar.
Friends
Onlar karının yoldaşları, çünkü karın biliyor ki.. onlara gideceksin.
They're her conduit, because she knew... you'd find your way to them.
Yoldaşlar, subaylar ve denizciler, unutmayın ki Amerikan propagandası her zaman temel ve ilkel içgüdüleriniz etkiler
Comrades, officers and sailors, remember... the American propaganda will always try to play... the American propaganda will always try to play... on your baser, primitive instincts.
Yoldaşlar, zaman geldi.
Comrades, it's time.
Fakat onlar ve yoldaşları K - 19'u kurtardılar.
But they and their comrades saved K - 19.
görevleri olduğundan... donanmaya veya devlete karşı değil... fakat bize... yoldaşlarına karşı sorumlu olduklarından.
or to the state... but to us... their comrades.
Yoldaşlarımın bana taktıkları sevecen bir isim efendim... çünkü bir yılan bokundan daha alçaktan uçabilirim.
That's an affectionate appellation of my comrades-in-arms, sir,'cause I fly lower than snake shit.
"Yoldaşlar. 50 yıl önce büyük tarihi önem taşıyan bir olay gerçekleşti."
"Comrades. 50 years ago an event of great historical importance took place."
Onu yoldaşlarımızla takas edeceğiz.
We'll trade him for our comrades.
Yoldaşlarımızla çocuğu değiştirecek.
He'll exchange the kid for our comrades.
Yoldaşlar, bizi biraz itin!
Comrades, give us a push!
Yoldaşlar eserimin içeriğini onaylamadılar.
The "comrades" did not approve of my manuscript.
Yoldaşlar!
( SHOUTING OUTSIDE )
Yoldaşlar! Sovyet Birliği tekstil işçilerini greve çağırıyor!
Comrades, the Presnia Soviet is calling a textile workers'strike.
Yoldaşlar! Benimle gel!
Come with me.
Yoldaşlar, bölge aydınlanıyor.
Comrades! The Presnia district is showing the way.
Hoş geldiniz, yoldaşlar!
Welcome, comrades.
Devam edin, yoldaşlar!
Keep going, comrades!
İleri, yoldaşlar!
- Retreat! - Onwards, comrades!
Yoldaşlar, Kızıl cephe ve reaksiyon vuruldu, Saflarımızda birlikte yürüyorlar.
Kameraden, die Rotfront und Reaktion erschossen, marschieren im Geist in unseren Reihen mit.
Bizim bir sorumluluğumuz var. Ailelerimize ve yoldaşlarımıza karşı.
We have a Responsebility toward our Familys and our Friends.
Allah'ın Peygamberi ( S.A.V ) ve onun yoldaşları için bunu yapmak çok daha zordu.
It was much harder for the Messenger of Allah S.A. W and his companions to do this.
Tıpkı Peygamber ve onunla birlikte Mekke'den Medine'ye göç eden yoldaşları gibi.
As well as for the Prophet and his companions who came with him from Mecca to Medina.
Alaaddin genç yoldaşlarını orada tutuyor, onlara esrar sigaraları yapıyormuş Güzel kızlarda onların diğer ihtiyaçlarını tatmin ediyormuş
Aloadin took some young fellows there, he made them smoke hashish, and the most beautiful girls satisfied their desires.
Bu adam gömleğini çıkarır, yüzünü boyar ve bağırır : "Yürüyün yoldaşlar!"
The common man takes his shirt off, paints his face and yells, "Go Patriots!"
Tabii. Bırakalım da onu eski yoldaşları iyice benzetsin, biz de Asabiyah'la ilgili gerçeği öğreniriz. Bir taşla iki kuş.
Let his old comrades beat him up and we get the truth about Asabiyah.
Nerede o eski yoldaşlar?
Where are all the old comrades now?
Yoldaşları yarı yolda bırakmış.
Her "comrades" left her.
Hasta ve yoldaşlarının hiçbiri ona ilaç vermiyor.
He is very sick... and the crew does not look after it. It is for that I...
Tüm yoldaşlarınız yenildi.
All the others were beaten.
Yoldaşlar. Hepsi birbiri için çalışan.
Who do for each other.
Yoldaşlar, değil mi, Martin?
Comrades, right, Martin?
Yoldaşlar!
Comrades!
Sergei Kirpichnikov kışlada yoldaşlarıyla konuşuyordu.
Back in barracks, Sergei Kirpichnikov spoke to his comrades.
GDR'de bile, genç prensesler... ve inanılmaz zariflikte yoldaşlar olmaz.
Full-stop.
Batıya yapyığım ilk yolculuğu, ve şaşırtıcı şekilde yoldaşların biz işçileri ve köylüleri nasıl koruduğunu kaçırdı.
She missed my first trip into the West, and how some comrades conscientiously protected us workers and peasants. and how some comrades conscientiously protected us workers and peasants.
Bazı yoldaşlar onu çok... idealist bulurdu.
Some comrades in the collective thought her to be too... idealistic.
Martin Luther, ayağa kalk ve yoldaşların bağışlansın.
Martin Luther, step down and your comrade will be spared.
Bu Hale, bizi serbest bırakan adam, ve yoldaşları.
This is Hale, the man who freed us, and his companions.
yoldaşlar 278
yoldaşlarım 16
yoldayım 53
yoldaş 232
yolda 98
yoldayız 37
yoldalar 39
yoldan çekil 147
yoldaş stalin 26
yoldaş general 60
yoldaşlarım 16
yoldayım 53
yoldaş 232
yolda 98
yoldayız 37
yoldalar 39
yoldan çekil 147
yoldaş stalin 26
yoldaş general 60