Yürüyebilirim traduction Anglais
426 traduction parallèle
Ellerimin üzerinde yürüyebilirim.
Well, I can walk on my hands.
Yavaş ol, yürüyebilirim.
Now take it easy, I can walk.
Tek başıma yürüyebilirim.
I can walk alone.
Sanırım yürüyebilirim.
I think I can walk.
Yürüyebilirim.
I can walk.
Eğer gerekirse buradan Salt Lake'e kadar ellerimin üstünde yürüyebilirim.
I could walk from here to Salt Lake on my hands if I had to.
Yüzmekten çok yürüyebilirim kardeşim.
I can walk further than I can swim, brother.
Ben artık yürüyebilirim, Bob.
I'm for moving on now, Bob.
- Yine de yürüyebilirim.
I can walk, though.
Yorgun olmadığımda yürüyebilirim, ama şu an gerçekten çok yorgunum.
I can when I'm fresh, but I'm just plain tuckered.
Sen resim çizebiliyorsan, ben de yürüyebilirim.
If you can paint, I can walk.
Yürüyebilirim.
I can walk on it.
Gece sessizce yürüyebilirim ve iyi silah kullanırım.
I can walk quiet at night and I'm a pretty good gun.
Yürüyebilirim.
I can just walk.
Ama yürüyebilirim.
But I can walk.
Tabii yürüyebilirim!
Of course I can walk!
Buradan sonra yürüyebilirim.
I can walk from here
Beni yalnız bırakın, tek başıma yürüyebilirim.
Leave me alone, I can walk by myself.
Ellerim üzerinde yürüyebilirim.
I can walk on my hands.
- Seninle yürüyebilirim.
- I can walk you.
Köşeye kadar yürüyebilirim.
I can walk around the corner.
Sanırım yürüyebilirim. Deneyeceğim.
I think I can walk.
Bunu görmek için ben de 15 mil yürüyebilirim.
Wow. I'd hike 15 miles to look at that myself.
Elimde teneke kutuyla caddede yürüyebilirim.
I can always walk along the streets with a tin cup.
- Yürüyebilirim.
- I can walk.
Usta, dünyada barış yokken, nasıl barış yolunda yürüyebilirim?
Master, how may I wal k a peaceful path when the world is seldom peaceful?
Bütün gece seninle yürüyebilirim.
I could walk all night with you.
Olsun, biraz yürüyebilirim de.
Fine, I can have a little walk as well.
Belki sizinle biraz yürüyebilirim, ne dersiniz?
Maybe I could walk with you a bit?
Yürüyebilirim.
I can walk, you know.
- Hadi, Hildegard. - Yalnız yürüyebilirim.
- Come on, Hildegard.
Tamam, ama beni taşımayı bırak, kendim yürüyebilirim.
OK, but leave off carrying'me. I can walk by myself.
Ayakkabılarımı çıkarırsam, mobilyaların üzerinde yürüyebilirim.
I CAN WALK ON THE FURNITURE IF I TAKE MY SHOES OFF
Sandalyenin üzerinde de yürüyebilirim. Böyle, böyle, böyle.
AND I CAN WALK ON THE CHAIR LIKE THAT AND LIKE THAT AND LIKE THAT.
Ben kendim yürüyebilirim.
I can walk by myself.
Yürüyebilirim.
No, thanks. I can walk.
Yürüyebilirim...
I can make it...
Yürüyebilirim.
Well, I can.
Otobüs durağından evime kadar yürüyebilirim.
I'm capable of walking home from the bus stop.
Eğer dizden aşağım felç olursa, popomla yürüyebilirim.
I found out if I was ever paralyzed from the knee down, I'd be able to walk with my behind.
# Bilginin eşliğinde ağaçlar arasında orman boyunca yürüyebilirim # ve yaprakların sohbetini dinlerim
I can walk through the forests of the trees of knowledge And listen to the lesson of the leaves
Hala kendim yürüyebilirim.
I can still walk on my own.
Sanırım yürüyebilirim.
I guess... I guess I can walk it.
Hayır, yürüyebilirim.
NO, I CAN WALK.
- Gel Dede. - Yürüyebilirim ben.
Come, Grandfather.
Umarım bu şeyle orada yürüyebilirim.
I hope I can walk with that thing in there.
Yürüyebilirim biraz.
I can walk a bit...
Kendi başıma yürüyebilirim.
I can walk by myself.
Kendim yürüyebilirim.
I can walk myself.
Senin de beni sevdiğini düşünürsem tekrar yürüyebilirim.
I think I could walk again if I thought you loved me too.
Kendim yürüyebilirim.
I can walk on my own.
yürüyorum 69
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17