English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yürüyüşe çıkalım

Yürüyüşe çıkalım traduction Anglais

356 traduction parallèle
Şimdi de seninle ufak bir yürüyüşe çıkalım.
Now, you come for a little walk with us.
Yürüyüşe çıkalım, sonra bir bara gideriz.
Go for a walk, then go to a bar.
Haydi yürüyüşe çıkalım.
Sun's going down.
Hadi zamanı geri saralım ve bir yürüyüşe çıkalım.
I'm going to Europe. Any objection?
Hadi biraz yürüyüşe çıkalım.
Let's take a walk.
- Yürüyüşe çıkalım mı?
- Can't we take a walk?
Josefa, parkta yürüyüşe çıkalım. Orası serin olabilir.
Josefa, let's go walk, there might be a breeze.
Gel, Isamu, yürüyüşe çıkalım.
Come on, Isamu. Let's take a walk.
Sabah erken kalkıp sahilde yürüyüşe çıkalım.
Let's get up early in the morning and take a walk along the beach.
Haydi, yürüyüşe çıkalım.
Come on, let's go out for a walk.
Yürüyüşe çıkalım sonra geri döneriz diye düşündük, ama konuşmaya daldık.
We thought we were gonna go for a walk and then we thought we were gonna come back, but we got to talkin'.
Hadi, biraz yürüyüşe çıkalım.
Well, we'll go for a little walk.
"Merhaba Tania, küçük bir yürüyüşe çıkalım mı?" dedi.
And said, "Hello, Tania, shall we go for a little walk?"
Hadi bahçede yürüyüşe çıkalım.
Let's go for a walk in the garden.
- Biraz yürüyüşe çıkalım.
- Let's take a little walk.
Çıkar beni buradan, hadi yürüyüşe çıkalım.
Take me out of here, let ´ s go for a walk.
Yürüyüşe çıkalım hadi.
Let's go for a walk.
- Çabuk ol da yürüyüşe çıkalım.
- Hurry back, and we'll take a walk.
Peki, o zaman... yürüyüşe çıkalım.
Well, then... let's go for a walk.
Yürüyüşe çıkalım mı?
Want to go walkies?
- Yürüyüşe çıkalım mı?
Shall we go for a nice walk?
Haydi, canım. Çok hoş bir gün. Yürüyüşe çıkalım
Come on dear, it's a lovely day let's go for a walk .
- Şöyle kısa bir yürüyüşe çıkalım.
Just a 30-minute stroll.
Gel, yürüyüşe çıkalım.
Come, let's go for a walk.
Hadi şimdi bir yürüyüşe çıkalım.
Let's go walk about now.
Bu akşam sen ve ben bir yürüyüşe çıkalım mı?
What you say me and you go out walking this evening?
- Hadi uzun, güzel bir yürüyüşe çıkalım.
- Let's go for a nice long walk.
Hadi etraf fazla kararmadan yürüyüşe çıkalım.
Let's go for a walk before it gets too dark.
- Sonra birlikte yürüyüşe çıkalım.
- We could all take a walk there later.
Haydi yürüyüşe çıkalım, ha?
Why don't we take a walk, huh?
Yürüyüşe çıkalım.
Let's go for a walk.
Biraz yürüyüşe çıkalım, değil mi?
We're going for a walk now, aren't we?
- Yürüyüşe çıkalım.
- Let's go for a walk.
Hey Ray, yürüyüşe çıkalım mı?
Ray, you wanna go take a walk?
Yürüyüşe çıkalım, Tom.
Let's go for a walk, Tom.
Öğle yemeğinden sonra yürüyüşe çıkalım mı? Sahile ineriz olur mu?
After lunch we'll go for a walk down to the front.
Ne dersin? Sen ve ben bir yürüyüşe çıkalım mı Vinnie?
What do you say you and me go for a walk, huh, Vinnie?
Biz de yürüyüşe çıkalım dedik.
YOU WEREN'T UP YET, SO WE THOUGHT WE'D TAKE A WALK.
Yürüyüşe çıkalım mı? Eğleniriz.
Do you wanna go for a walk or something, just for fun?
Yürüyüşe çıkalım.
Go for a walk.
Hadi yürüyüşe çıkalım.
Come on out for a walk.
Hadi, yürüyüşe çıkalım.
Well, let's go for a walk.
Haydi nehir kenarına yürüyüşe çıkalım.
Let's go for a walk by the river
Nehir kenarında ne zaman yürüyüşe çıkalım?
When we gonna take that walk down to the river?
Hadi biraz yürüyüşe çıkalım Elisabeth.
Let's go for a walk, Elisabeth.
Henüz dışarı çıkmadın mı? Dışarısı ışıl ışıl. Kahvaltıdan sonra biraz yürüyüşe çıkalım.
Pool is geometry... in its most challenging form - a science of precise angles and forces.
Yürüyüşe çıkalım mı?
Shall we go for a walk?
Gelin sizinle küçük bir yürüyüşe çıkalım.
Come, let us take a little promenade.
- Haydi, yürüyüşe çıkalım.
- Let's go for a walk.
Yürüyüşe çıkalım!
Let's take a walk.
Yürüyüşe çıkalım.
Let's take a walk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]