English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Ç ] / Çil

Çil traduction Anglais

132 traduction parallèle
Ayrıca Three Oaks'da lanet olası Yankileri çil yavrusu gibi dağıtıp Clay County'i sinir bozucu istilacılardan ebediyen temizleyen silahtır bu.
This is also the weapon that stampeded the blasted blue-bellies at Three Oaks... and cleared Clay County forever of the pesky invaders.
Ya birkaç çil canını sıkarsa?
What if some freckles may vex you
- Yüzünde de binlerce çil.
And a thousand freckles.
Çil yavrusu gibi dağılırlar.
Herd'll go sage-belly without the men.
Bak, eğer yüzünde çil varsa benim o iskelenin sonunda tuttuğum her bir barakuda içindir...
Say, if you had a freckle for every barracuda that I caught off the end of that pier...
Köylüler çil yavrusu gibi dağılıyorlar!
The villagers are scattering like spiders!
İşte buyurun, çil çil nakit.
And there it is, cold, beautiful cash.
Çil çıkarıcı?
Freckle remover?
Benim dedemin zamanında, sizin gibi asileri çil yavrusu gibi dağıtmışlardı!
Haddocks have been hanging mutineers from the main-mast since the time of my ancestor the Knight of Haddock!
Parlak, sarı, çil çil altın.
shiny gold.
- Sen... se... çil... din. - Ama, hile yaptınız, şef.
Who drinks, stinks.
Evet. "Sevgili Audrey" dedi "sıcak içersen burnunda çil çıkar."
It was his line, not hers. That's right. "My dear Audrey," he said "you'll get spots on your nose if you drink when it's hot."
Çil beneklerinden birine yap da iğne izi belli olmasın.
Find a nice freckle so that the puncture won't show.
Çil arıyorum.
I'm looking for a freckle.
O bir çil.
It's a freckle.
Şuna bak, çil çil altın.
Look at it, clinking gold.
Bedir kuyularında karşılarına çıkarsak çil yavrusu gibi dağıtırız onları.
You must meet them at Badr we can bring them down like raw eggs
İçinde de para var. Çil çil para.
And there's money in it, cash ;
Üzerine nakışlar işlenmiş kesede çil çil paralar.
In the embroidered purse is a round coin.
- Şirin olman için çil.
- You need freckles for cutesy.
Hırsızlar çil yavrusu gibi dağıldı!
The thieves scatter!
Çünkü.. Alınma ama.. ... ben çil görünce çizgiyi çekerim.
Uh,'cause - Look, no offense, Lightfeather, but I gotta draw the line at any indication of freckles.
Heryeri çil dolu.
His freckles just connect.
Herkese bunların çil olduğunu söyledik.
Told everybody it was freckles.
19 gelmeden önce açığa alınabilirsin! Sinirlenirsen daha çok çil çıkacak yüzünde.
Anger just brings out more freckles, dear.
"Eminim, fışkırmak için bekleyen daha bir sürü çil vardır," demiştin.
"Bet you've got a lot more freckles waiting to sprout"
Benek değil, onlar çil.
They're not spots, they're freckles
Hem bu çil konusunu çok abartıyorsun.
You take freckles much too seriously.
Ne diyorsun? Onları çil yavrusu gibi dağıtalım.
Really scatter the pigeons.
Hatırlamak mı? Bunun ne olduğunu sanıyorsun, çil mi?
What do you think this is, a freckle?
Önce çil sandım ama yakından bakınca anlaşılıyor.
- Oh, I'm not a Republican. - Oh, I should hope not.
O zaman atar damarlarım çil çil altınla tıkalı!
Then my arteries are clogged with yellow gold!
Para, çil çil para.
Bushels and bushels of money!
- Oranda çil var.
- That's a freckle.
Ne bir leke, ne de bir çil.
Not a blemish, not a freckle.
Robert bana, çil işaretini söyledi.
Robert told me about the freckle patterns.
Cildin kararıp çil çil olsun!
May you tan and freckle!
Babam bana ne zaman bir işi batırsam yüzümde bir çil çıktığını söylerdi.
My father once told me that every time I screw up, I pop a freckle. And look.
Bak D, sanki sert adamlarmış gibi ortalıkta dolaşan herifler var. Ama işler biraz kızışınca çil yavrusu gibi kaçışırlar.
Hey, look, D, these niggas out here acting like they hard, but when the heat on, chillier than December, dog.
Asker iki dakika sonra savaşa geri döndü. Ve düşman çil yavrusu gibi dağıldı onun kokusunu duyduğunda.
The chap was back in action in under two minutes and the enemy ran like buggery when they smelt him coming.
- Büyük bir çil.
it's a large freckle.
Belki Channy Ayıcığı'nı üst raflara koyarım ayıcil bir vaka olursa diye.
I forbid it. Fine, maybe I'll just put Channy bear on a high shelf in case of a... bear-mergency.
- "Ceh-cil" diye okunuyor.
- It's pronounced "Ceh-cil".
- Çil.
- Freckles.
- Hayatımda gördüğüm ilk çil değil Jay. - Ama göremiyorum.
I've seen freckles before, Jay.
Beni hayatından uzaklaştır, Umursamıyorsun bile?
cil for you only you cut me out of your life do not you care?
- Dean, mücadele et
cil to you? - Dean, reasons!
Bunun benim için kolay olduğunu mu düşünüyorsun?
You think this has It has been f? cil to me?
Benim içinde kolay değil.
No it? f? cil for me also?
Bunlar sadece çil değil.
Those aren't just freckles.
Çil, Anahtar ve Çift Olmayan Çift
* hallelujah, hallelujah * it's not a mole.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]