Çok güzel bir yer traduction Anglais
604 traduction parallèle
Oğlum için çok güzel bir yer olduğunu söylemeliyim.
Pretty sort of place for my son to be in, I must say.
Çok güzel bir yer.
Perfect peace in the centry.
Baban burayı bulduğu için şükretmeliyiz. Çok güzel bir yer.
Your father was very clever to find this spot
Orası çok güzel bir yer.
Oh, that very nice place.
Çok güzel insanların işlettiği çok güzel bir yer olduğunu hatırlıyorum.
I remember it was a very nice place run by nice people.
Aahh.. ... buradayım ve çok güzel bir yer olduğunu düşünüyorum.
Well I'm here, and I think I'm somewhere very nice.
Yılın bu zamanlarında çok güzel bir yer.
It's wonderful this time of the year.
Kalenin yanında çok güzel bir yer var.
There's a beautiful patch near the castle.
Burası çok güzel bir yer.
Beautiful country around here.
Tatiliniz için çok güzel bir yer seçmişsiniz.
You've chosen a very beautiful place for your holiday.
- Burası çok güzel bir yer, değil mi?
- Isn't it wonderful up here?
- Rüyalarda görüşürüz. Evet, gerçekten çok güzel bir yer.
Yes, that's a very good place.
Thornfield çok güzel bir yer.
It is a beautiful place, your Thornfield.
Orası çok güzel bir yer.
It's a wonderful place.
İsviçre çok güzel bir yer olmalı, sizce de öyle değil mi?
Switzerland must be a very nice place, don't you think?
Sizin için ön tarafta çok güzel bir yer ayırdık.
Sit down. We got a nice lodge seat for you right in the front row.
Ağaçların altında çok güzel bir yer buldum. Otlar bu boyda.
I found a nice spot under the trees, with grass this high.
Kar altında Hakone'nin çok güzel bir yer olduğunu söylüyor.
It says Hakone in snow is very beautiful.
- Çok güzel bir yer olduğunu söylüyor.
- He says I am very pretty. - Do you like him?
Çok güzel bir yer.
It's so beautiful.
Çok güzel bir yer.
It's such a beautiful place.
Biz de Titian Pertitian'da ineceğiz. En güzel dükkan orası. Çok güzel bir yer.
We gonna stop at Titian Pertitian, It's the cuttest shop.Just cute
Korsika'nın çok güzel bir yer olduğu söylendi.
I'm told Corsica is very pleasant.
Evet, burası kamp için çok güzel bir yer.
Yeah, this looks like a very nice place to pitch camp.
Anlıyorum ki Kaliforniya çok güzel bir yer.
I think you've made a wise decision, Mrs Greer. I understand California is a mighty pretty place.
Çok güzel bir yer.
It's a very nice place.
Burası çok güzel bir yer.
You have it very nice here.
Çok güzel bir yer buldum...
You know I found the most marvellous
Çok güzel bir yer biliyorum, peynirleri ve şarabı harika.
I know a delightful little place that sells the craziest fromage and some chablis.
Çok güzel bir yer.
It's beautiful there.
Burası çok güzel bir yer değil mi?
lsn't this a beautiful place?
Çok güzel bir yer.
It's a wonderful place.
Çok güzel bir yer.
A nice place.
Burası çok güzel bir yer.
- It's a nice place you got here.
Çok güzel bir yer.
Such a lovely place.
Çok güzel bir yer değildir, ama....... sahibi arkadaşımdır,
Candy a la carte. Candy's a personal friend of mine.
Çok güzel bir yer.
It's a charming place.
Çok güzel bir yer, hanımefendi.
What a fine place, ma'am.
Burası çok güzel bir yer.
This is a good place.
- Burası çok güzel bir yer.
It's a very beautiful place you have here.
Çok güzel bir yer.
A beautiful place.
Tüm bu çiçekler ve ağaçlarla burası çok güzel bir yer.
It's beautiful here with all the flowers and trees.
Dünyadan çekip gitmek için çok güzel bir yer.
Kind of a stylish pad to take off from.
Kendine çok güzel bir yer bulmuşsun, ama buranın tek çıkışı var.
You got yourself a mighty fine place here, but it's a box canyon.
Yani bekar evin çok güzel bir yer.
Oh, I mean, your pad. It's very nice.
Orda çok güzel bir yer biliyorum.
I know a beautiful spot there.
Çok güzelsin şehir içinde güzel bir yer edindin mi?
You're so beautiful did you find a nice place in the city?
Çok güzel ama ben daha fazla insan olan bir yer tercih ederdim...
It's very beautiful, but I prefer more people...
Çok param var, güzel bir yer bulurum.
I've plenty of money, and I'll find some nice place.
Çok hoş. Ne güzel bir yer.
This is nice.it's beautiful
O benden hep onun insanlarını görmemi isterdi ve onun eski topraklarını ve... çok değişik güzel bir yer orası.
He always wanted me to see what his folks were like and all his old stamping grounds and, uh... various beautiful whereabouts.
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44