Çok yazık traduction Anglais
4,229 traduction parallèle
Çok yazık olurdu.
That's a pity.
Çok yazık.
Well, that's a shame.
Bu aptal şehrin plajda evlenmeye izin vermemesi çok yazık
It sucks that this stupid town won't allow beach weddings.
Yazın kepenkleri kapatmaları çok yazık.
It's a shame they close things in the summer.
Çok yazık.
What a shame...
Çok yazık oldu.
I think it's a great pity.
Gerçekten çok yazık.
Now, this is a damned shame.
Çok yazık, keşke elimizde bir delil olsaydı.
You know, that is one hell of a point, Leo. It's too bad ;
Birini oyup çıkarmak çok yazık olacak.
Such a shame to cut one out.
- Çok yazık.
Oh, that's a shame.
Tek çekici olanın o mektup olması çok yazık.
It's a pity if it was the only one that was appealing.
Çok yazık cidden.
It's a shame, really.
Çok yazık oldu.
What a pity.
Meyveler israf oldu, çok yazık.
That's a shameful waste of fruit.
Ama seni başka bir adamın günahları için acı çekerken görmek çok yazık.
But it's a shame to see you suffering for the sins of another man.
Çok yazık. Değil mi?
It's such a shame, isn't it?
- Çok yazık. Anlıyorum.
Mrs. Reston is sleeping, and the governor's still in shock.
Çok yazık...
Quite a shame...
Çok yazık oldu.
Very unfortunate.
Bu kadar kötü olman çok yazık.
It's a shame you're so evil.
- Çok yazık oldu!
- It's such a loss!
Arkadaşın Max Liston'a çok yazık oldu.
It's a shame about your friend Max Liston.
Çok yazık.
Landlady : What a shame.
Ne yazık ki, Interpol'ün Afrika'nın o bölgesinde çok fazla bağlantısı yok.
Well, unfortunately, Interpol doesn't have many assets in that particular region in Africa.
Çok yazık, Trish.
Oh that's a shame, Trish.
Ne yazık ki biz çok az batırıyoruz, bu yüzden bu takdirde onların da payı var..
And unfortunately, we screw up quite a bit, so we have a lot for them to appreciate.
Ne yazık ki, bu deniz kızından daha çok Jay'in penisini kapmak isteyen bir deniz canavarı gibiydi.
Unfortunately, this mermaid was more of a sea monster that decided to keep Jay's penis for itself.
Daha çok "murder, he wrote" diyelim biz ona ama ne yazık ki Jessica Fletcher'ın aksine buradaki komiser benim arkadaşım değil ve sanıyorum yanlış adamı yakalamış olabilir dolayısıyla...
More like "Murder, He Wrote," but unfortunately, unlike Jessica Fletcher, the local police chief... not a friend of mine, and I think he may have the wrong guy, so...
Ne yazık ki, bono duruşmaları tutuklamanın ertesi günü gerçekleştiriliyor,... bu nedenle eğer ortada endişelenecek bir durum varsa,... artık çok geç.
Unfortunately, bond hearings take place the day after an arrest, so if there's anything to worry about, then that's too late.
Ne yazık ki, bunun yanında bir de iç kanamaları vardı ve çok kan kaybetmişti.
Unfortunately, she was already battling internal injuries and massive blood loss.
Hırsınızın, yeteneğinizden çok olması ne yazık.
Too bad your ambition outweighs your talent.
Öyleyse katilimizin sık sık duvar yazısı için kullanılan.. Öyleyse katilimizin sık sık duvar yazısı için kullanılan.. ... yüzeyle bir çok bağlantısı var.
So, our killer had a lot of contact with surfaces that were frequently graffitied.
Sizinle şahsen konuşmayı çok isterdi eminim ama ne yazık ki iletişimde zaman zaman kesilmeler oluyor.
I know that he would love to talk to you himself, but unfortunately, communication is down temporarily.
Ne yazık ki, detektifcilik oynayamıyorum bugün ama bu iş için çok uygun birisini biliyorum.
Unfortunately, I'm unable to play detective today. But I know somebody perfect.
Artık dergilere yazı yazan pek çok kibar adam var.
No, all sorts of toffs are writing for magazines nowadays.
Ne yazık ki evli bir erkeğin bana kur yapmasını çok çirkin buluyorum.
I'm afraid I find the idea of a married man flirting with me wholly repugnant.
Ne yazık ki, en çok babasına benzer önüne gelen fırsatlara rağmen sürekli başarısız olan adama.
Unfortunately, he most closely resembles his father... a man who failed repeatedly in spite of his advantages.
Ama ne yazık ki, temizlenmezsen ne olacağını çok iyi biliyorum.
But unfortunately, I know exactly what's gonna happen if you don't.
Çok yazık.
I'm trying to get back to her.
Ne yazık ki Bayan Brookmire çok göze çarpmış.
Unfortunately, Mrs Brookmire made herself somewhat visible.
Ve siz Hristiyanları, teslis inancınız aleyhinde bir çok yazıyla hükümsüz kıldık.
And we have superseded you Christians by being filled with inscriptions directed against Christian Trinitarian beliefs.
Çok yazık...
But what to do?
Elimde değil, zombi romanımın çok önemli bir kısmını yazıyorum.
I can't help. I'm at a crucial point in my zombie novel.
Ne yazık ki elflerin koca kulakları çok hassastı ve Jingle, sağ olsun, hala doğru notayı bulmayı öğrenememişti.
Unfortunately, elves'big ears make for very sensitive hearing, and Jingle, bless her heart, was still learning to find the right note.
Aslında, geçen yaz Schuler's Boxer'da Smelly ve Mabel için bağlılık töreni yaptık ve et suyu çeşmesi çok beğenildi. - İşe yaramıyor.
Actually, we had a commitment ceremony for smelly and mabel, the schuler's boxer, last spring, and that beef bouillon fountain went over big.
Çok yazık.
So sad.
Ne yazık ki, bu kimleri tanıdığınla alâkalı, Alicia da çok az insan tanıyor.
Unfortunately, it all comes down to who you know, and Alicia knows so few people.
Ne yazık ki bu tür teknolojiyi satan kişiler çok nahoş ve iyi silahlı kişilerdir.
Unfortunately, the people who sell that kind of technology tend to be very unpleasant and very well-armed.
Yazık. Birkaç şey eksen çok hoş bir bahçe olurmuş.
It could be a really nice garden, if you did a bit of planting.
Ne yazık ki, artık bunun için çok geç.
Unfortunately, it's too late for that.
Ne yazık ki,... entrika çevirmeyi para kazanmaktan daha çok seviyorlar.
Unfortunately they enjoy intrigue more than they do making money.
çok yazık oldu 16
yazık 479
yazıklar olsun 49
yazıklar olsun sana 20
yazık sana 23
yazık oldu 58
yazık olmuş 31
yazık olur 16
yazık ki 31
çok yorgunum 419
yazık 479
yazıklar olsun 49
yazıklar olsun sana 20
yazık sana 23
yazık oldu 58
yazık olmuş 31
yazık olur 16
yazık ki 31
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38