Çok yüksek traduction Anglais
3,817 traduction parallèle
Ayrıca önceden uyarayım, sesi çok yüksek.
And be forewarned, her voice is very loud.
Çok yüksek ve ulu.
So... high and mighty.
- Sadece çok yüksek sesli değil!
Just not that loud.
Elektrik faturası da çok yüksek geliyor!
Don't you know how high the electricity bill was last month?
Hamile kalma ihtimalin çok yüksek.
You have an excellent prognosis.
O 26 mayını Karanlık Liman'dan başlayarak şu güzergâhta dökersek keşif gemilerinin fark etmeme olasılığı çok yüksek olur, efendim.
I believe that if we start laying our 26 mines on this route it will be impossible for the reconnaissance vessels to notice us.
Ayrıca, burada kıyı çok yüksek.
Plus, the shore is really high here.
Çok yüksek.
I can't do it. It's too high.
Burada değerleri çok yüksek bir manyetik alan kalıntısı var.
There's a structured magnetic element here with a remnant field that... Is off the chart.
Diğerleri de sadece çok yüksek sıcaklıklarda örneğin patlayan bir yıldızın çekirdeği gibi.
It could be Master, Miracle, or Mystery. Perhaps all three.
Çitten isviçre'ye atlamaya çalışıyor ama çit çok yüksek.
Trying to jump that fence into Switzerland, but it's too high.
Üzgünüm Jack, bu adamın verdiği fiyatlar çok yüksek.
I'm sorry, Jack, your man here- - his prices are high.
Kiralar çok yüksek. Yalana gerek yok.
The rent is high. ♪ not gonna lie ♪
Hocam, 90 puan cidden çok yüksek bir puan değil mi?
Teacher, 90 points is really a high grade, right?
Eğer oğlunuz cinayete teşebbüs ettiyse,.. ... kanıtlarının hâlâ arabada olma ihtimali çok yüksek.
If your son committed murder, there'll still be traces in the car concerned.
O zamana kadar kitaplar, çok yüksek maliyetlere katlanılarak elle çoğaltılıyordu.
Until then, books had been copied by hand, at huge expense.
Geniş bir arazide niye ev yapasın? Arsa değeri çok yüksek olur.
Its land value would be very high.
Ora... Orası çok yüksek.
It's... it's just so high.
Zıplayamam, çok yüksek lan!
I can't jump, it's too high!
Değeri çok yüksek olmalı.
That must have been worth a great deal.
Tişörte hırsızlar dikmiş olmalı. Çok yüksek bir teknoloji.
Our suspects must have sewn them into the shirts, very high-tech.
- Çok yüksek.
Too high..
Aslında ruhları oraya Ölüm Meleği götürür ama siz tek başınıza gidecekseniz kaybolma ihtimaliniz çok yüksek.
The death angel was supposed to guide you... but, now you have will go alone. You will probably get lost.
Beyler burası çok yüksek...
Fellas, it's too high...
Senin adına beklentilerim çok yüksek.
I have the highest expectations for you.
Seri cinayet olma olasılığı çok yüksek.
The probability of it being a repeat crime is very high.
L bariyer yoğunluğu burada çok yüksek.
The L barrier density is too high here.
Bütçesi ve Hitchcock ismi sayesinde zararımızı kapatma olasılığımız çok yüksek.
Because of the budget and the Hitchcock name, we stand a good chance of breaking even.
Çok yüksek.
It's too high.
- Evet çok yüksek.
Yeah, it's still high.
Ben de beklentileri karşılayamadığım beklentileri çok yüksek olan bir aileden geliyorum.
I come from a family where the expectation is so high that I can't really ever succeed.
Çok yüksek.
Very high!
Benim de enfeksiyon kapmış olma ihtimalim çok yüksek.
There's a, uh pretty good chance I'm infected, too.
Alkol oranı çok yüksek değil mi onun?
Isn't that highly alcoholic?
Ross'la beraber bir çok yüksek rütbeli polis memuru ve bazı mahkeme üyeleri geçtiğimiz Salı günü adliyede meydana gelen dramatik hesaplaşmadan sonra tutuklandılar.
Rose and several other high-ranking officers and members of court were arrested late last Tuesday after a dramatic showdown on Constitution Hill.
Bu sadece bir kağıt parçası ve bunu bana vermesinin sebebi, benim özellikle istemem ve bu sırada yüksek sesle ağlamam ama tabii ki, çok anlamlı bir ödül.
It's just a piece of paper and he only made it for me after I specifically asked for it while crying loudly, but... It sure meant a lot to receive it.
Konuştuğumuz en yüksek miktarı önereceğiz. Daha çok isterse de yükseltiriz.
We'll go with the largest amount we talked about, if he wants more we'll raise it.
Çok pahalı bir yüksek teknolojiye de ihtiyacınız vardır.
You need some very expensive, high technology.
Yüksek topuk da kadınlar için çok zararlı.
High heels are also very bad for women.
Yüksek ihtimali olmayan durumda hayır derse, sen de de ki, "Çok teşekkür ederim. Belki başka sefere."
In the highly unlikely situation that she says no, you say, " Thank you very much.
Kusura bakma. Yüksek Ses Festivali'ne gitmeyi çok isterdim ama Kafama Sıkmayı Tercih Ederim Partisi'ne davetliyim.
Sorry, I would love to go to the spoken word festival, but I'm already going to the
Son beş ay içinde izlediğiniz bir filmi çok detaylı bir şekilde ve yüksek sesle anlatır mısınız?
Has anybody seen a movie in the last five months, and can you describe the plot in great detail and loudly?
Bu sanrının kurbanları yüksek statüdeki kişilere eğilimli olurlar onları böyle bir inanca kapılmaları için çok az bir şey yapmaları cesaretlendirir.
Victims of the delusion tend to be from a higher social status and have done very little to stimulate or encourage such a belief.
Bu yüksek teknoloji sayesinde... Avetador o kadar nadide bir şeydir, İtalyana çok benzemeyen gerçekten... güvenli olan bir Lamborghini.
So, with all this cutting edge technology, the Aventador is that rare thing, a Lamborghini that's actually reliable, which doesn't seem very Italian.
Bohemya ile ilgili çok iyi bilinen tarihi bir gerçek ile ben şöminenin önünde oturmuş legolardan yüksek hızlı parçacık ivmelendiricisi yapmaya çalışırken ninem ve dedemin söylediği yılbaşı ilahilerini birleştirdim.
I combined a well-known, historical fact about Bohemia with the memory of my grandparents, Mee-Maw and Pop-Pop, singing Christmas carols while I sat in front of the fire and tried to build a high-energy particle accelerator out of Legos.
Ne kadar çok iyilik yaparsan cennetteki katın o kadar yüksek olur.
The more good deeds you do, the higher level you go in Heaven.
Ani hareket yapmayın veya yüksek ses çıkarmayın ve çok kalabalık gelmeyin.
And no sudden moves or loud noises, and don't overcrowd him.
Görünen o ki yüksek notlar,... domuz sürüsü konusunda işe yaramamış,... o domuzların gerçekten çok hassas kulakları vardır.
Apparently the high C notes drove off the rogue swine... the very sensitive ears that their swine have.
Düz yolda yüksek hızla giderken rüzgar direncinin etkisi çok büyüktür.
When riding at high speeds on flat roads, the effects of wind resistance are huge.
- Çok yüksek.
- No, it's too far down!
Aslında yeni yarattığım Ajan Robin karakteri benim, her zaman yaptığım şeyleri yapıyor, tıpkı şimdiki gibi. Sokak Dövüşçüsü'nün yapımında da öyle yüksek teknoloji ile üretilmiş robotlar,... hayatımızın ne kadar da büyük bir parçası haline geldiler bize çok benziyorlar.
You know, I find something new in this character Agent Robin every time I do it like now, in The Street Fighter's production, you know the... the robots that come from the gutters, they're so much a part of our lives,
yüksek 42
yükseklik 26
yüksek sesle 95
yüksek sesle söyle 19
yüksek sesle konuş 43
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
yükseklik 26
yüksek sesle 95
yüksek sesle söyle 19
yüksek sesle konuş 43
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yorgunsun 23
çok yardımcı oldunuz 75
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yorgunsun 23
çok yardımcı oldunuz 75