English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Ama ne için

Ama ne için traduction Espagnol

3,815 traduction parallèle
- Evet ama ne için?
Sí, ¿ pero para qué?
Ne için olduğunu bilmiyorum. Ama ne içinse, milyonları var.
No sé para qué, pero sea para lo que sea, tienen millones.
"Çok üzgünüm" Ama ne için?
Estoy muy apenado por... " ¿ Para qué?
Geri göndermek için pakete koymuştum. Ama paket senin arabanda. - Ve ne hakkında?
Lo puse en un sobre para enviar, pero yo, yo lo puse en el asiento trasero de tu auto.
Ne..? Ama bunun için savaş verdim.
Qué... pero luché por este asiento.
Bunun sizin için ne kadar zor olduğunu biliyorum ama Dr. McCormick'e ne olduğunu öğrenmem gerekiyor.
Mire, sé cuán difícil es esto para usted, pero necesito saber qué le sucedió al Dr. McCormick.
Artık hırsız değilim, Ama Noah'ı kurtarmak için ne gerekirse yaparım.
Yo no soy una ladrona, pero haré lo que haga falta para salvar a Noah.
Ama ikinci seçeneği seçersen, senin gibi rüşvetçi pezevenklere karşı sabırlı olmak için ne kadar çabaladığımı bilmeni istiyorum.
Pero si haces lo último, quiero que sepas que me esfuerzo mucho en ser paciente con mierdas sobornables como tú...
Ne dediğini anlamak için onunla konuşacaktım ama bir türlü yapamadım.
He querido hablar con él sobre eso pero me parece que nunca me decidí a hacerlo.
Sean beni korurken öldü. Ama benim için ne kadar çok şey ifade ettiğini bildiğini sanmıyorum.
Sean murió protegiéndome, y yo no creo que él sabía lo que significaba para mí.
Ama sizi Kralin Sehri'ne kraliçe yapmak için savasmiyoruz.
Mas no estamos luchando para haceros reina de Desembarco del Rey.
Evet dedin ama ne bileyim bu benim için çok önemli.
Te lo dije, tío. Voy a estar ahí.
Derdiniz ne bilmiyorum ama kızımı başarısızlığa uğratmak için elinizden geleni yapıyorsunuz.
No sé cuál es su problema, pero ha estado haciendo todo lo posible para asegurarse que mi hija repruebe.
- Ne yani, işe yaramıyor mu? Bazı insanlar için bir mucize ama Oscidyne'nin modelinin kusurlu olduğu gün gibi ortada.
Para algunos es un milagro, pero el modelo de Oscidyne es defectuoso.
Şu New York'lu tavrından kurtulman için sana bir reçete yazabilirim. Seni gücendirecek ne yaptım bilmiyorum ama özür dilerim.
Podría prescribirte un ungüento para librarte de esa actitud de Nueva York.
Açılış için iyi bir teklif ama daha iyisini yapabilirsin. Çok fazla acımıyor ama keskin, ne demek istediğimi anladın değil mi?
No es una mala oferta inicial pero creo que puedes hacerlo mejor.
Bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum ama bunu senin iyiliğin için yapıyoruz.
Mira, sé lo difícil que esto debe ser para ti pero lo hacemos por tu propio bien.
Ama onun için hala savaşıyorum, çünkü ne hissettiğimi biliyorum.
Pero aun así lucho por ella porque sé cómo me siento.
Ama eşimin peşine düşmeye çalışırsan bu cinayetle onu ilişkilendirmeye çalışırsan benim için de ne kadar kişisel olduğunu anlayacaksın.
Pero si intentas ir tras mi mujer... Si tratas de atarla a este asesinato... verás lo personal que es esto para mí.
Söylemek için gittim ama iyi bir modda değildi, sonra da ona Stephen için fotokopi çektiğimi söyledim ve çok kızdı. Öğrendiğinde ne yapacak acaba?
Fui a contárselo, pero estaba de mal humor, y luego, no sé cómo, terminé diciéndole que había hecho algunas fotocopias para Stephen, y se cabreó de verdad.
Sana iyi bir hayat sunabilmek için köpek gibi çalışıp durdum ama sen ne yaptın? Sen sadece... sadece çektin gittin.
Trabajé como un burro todos estos años para darte una buena vida, ¿ y qué hiciste?
Seni ikna etmek için ne söylerim, bilmiyorum, ama- -
No sé que te contó Strong, pero...
Ama hayat, ne Biz iyileştirmeler yoksa talip hangi için?
Pues, ¿ qué es la vida, si no tenemos mejoras a las que aspirar?
Ne olduğunu bilmiyoruz ama Annie'yle ben onun için cenaze töreni yaptık.
Sí. No sabemos lo que pasó, pero Annie y yo... le hicimos una ceremonia y nos despedimos.
Michael'ın cinsiyet değiştirmek istediğini biliyorum ama bu çok büyük bir para. Sağlığı için olsa neyse. Ayrıca kim bilir uzun vadede ne gibi etkileri olacaktı?
Sé que Michael quería hacer la transición, pero es mucho dinero para un niño, que aparte de eso estaba sano, y ¿ quién sabe cuáles habrían sido los efectos a largo plazo?
Şu an böyle hissettiğini biliyorum. Ama ne zaman çocuğuyla oynayan bir baba görsen o kişi sen olmadığın için üzüleceğini de biliyorum.
Sé que te sientes así en este momento, pero también sé que cada vez que veas a un padre jugando con su hijo, te vas a sentir un poco triste de que no sea tú.
O şerefsizi öldürmeyi her şeyden çok isterim ama bir an için düşündüm, Sam Winchester ne yapardı?
Nada me hubiera gustado más que congelar a esa zorra inglesa. Pero luego me dije a mí mismo, "¿ qué haría Sam Winchester?"
Dış Güvenlik Genel Müdürlüğü'ne dönmen için iki kez fırsat geçti eline ama ikisini de geri çevirdin.
Tuviste dos oportunidades de volver a la DGSE, y las rechazaste las dos.
Yani birlikte olduğunuzu düşünmek istiyorum ama değilseniz umarım ki bunu gerçekleştirmek için elinden ne geliyorsa yapıyorsundur.
Quiero decir, me gustaría pensar que estáis juntos, pero si no, espero que estés haciendo todo lo humanamente posible para hacer que ocurra, porque...
Ne yazık ki kamera kurulumu için gereken zamana sahip değiliz. Ama istihbaratı iyi analiz etmek için her zaman görmemiz gerekmiyor, değil mi?
Ahora, desafortunadamente, no tenemos el tiempo necesario para una instalación de vídeo correcta, pero no siempre tenemos que ver las cosas para hacer un buen análisis de inteligencia, ¿ verdad?
Kenny bu çok cezbedici ama ne yazık ki artık kendim için çalışıyorum.
Kenny, es tentador, pero desafortunadamente, ahora trabajo para mí.
Ama ne? Wade, bence Marion için bunu bu gece yapmalısın.
Wade, creo que deberías hacerle esto a Marion esta noche.
- Ama ne yazık ki böyle durumların nasıl hissettirdiğiyle ilgili hiç şarkıları yok yani hani güzel bulmadığınız bir kıza onun için kötü hissettiğiniz için onunla baloya gideceğinizi söylersiniz ve Mezuniyet Kral adayı olacağınızı sanıyorsunuzdur, ama aday gösterilmezsiniz ve güzel bulmadığınız kız :
Bueno, ¿ y si le dijera que Los Beatles escribieron exactamente cero canciones sobre cómo te sientes cuando le dices a una chica que no crees que sea atractiva, que irás al baile con ella porque te sientes mal, y luego crees que vas a ser nominado para rey del baile y no lo eres,
Kim için çalıştığınızı veya size ne ödediklerini bilmiyorum ama Kuzey Koreliler daha fazlasını verecektir.
No sé para quién estáis trabajando o para qué os están pagando, pero los norcoreanos lo superarán.
Gezgincilerden ne kadar nefret ettiğimi bilirsin, bana olan sadakatini kanıtlamak için gezginci arkadaşın Gregor'ı öldürdün, ama ya bunların hepsi bir kandırmacaysa?
Ya sabes lo mucho que odio a los "viajeros", así que para demostrar tu lealtad a mí, mataste a tu amigo "viajero" Gregor, pero, ¿ y si todo fue una actuación?
Çocuklarına almak için ne evcil hayvan ama...
Es un infierno de mascota para tener con niños.
Ama sahip olmak için ne güzel bir şey.
Pero menuda posesión.
Vince o şeyin ne olduğunu öğrenmek için arşive gitti ama Duke, kocaman bir şeydi ve dişleri korkunçtu.
Vince fué a los archivos por si podía averiguar que era esa cosa, pero, Duke, era enorme, y sus dientes... fué horrible.
Ona senin için büyük bir gece olduğunu söylemeye çalıştım Dean ve... ona başka bir zaman gelmesini söyledim ama bir iş olduğunu söylememi ve senin ne olduğunu anlayacağını söyledi.
Intenté decirle que era una gran noche para ti, Dean, y le pregunté si podría volver más tarde, pero solo decía que te dijera que tenía un trabajo, dijo que sabrías lo que significa eso.
Ne bilip bilmediğinden emin değilim ama kızın için durum hiç iyi durmuyor.
No estoy seguro de lo que sabes o no, pero no parece que sea bueno para tu chica ahí fuera.
Bir koyun nasıl kırpılır bilmem ama enfeksiyon için ne gerekir bilirim, bir iğne.
Yo no sé como esquilar una oveja Pero sé lo que se necesita para una infección. Un disparo.
Ne çeşit bir şeyler giyeceğin sana kalmış. Ama bazı kızlar bahşişleri için çalışıyorlar.
Cómo lo uses queda en ti, pero algunas de las chicas se esfuerzan por sus propinas.
Senin yükselebilmen için canımı dişime taktım. Ama sen ne yaptın? Bir kenera fırlatıp attın.
No he pasado toda mi vida acabandome las manos trabajando para que puedas mejorar, y ahora lo eches todo a perder.
Anneni bu şekilde görmek kolay değil biliyorum. Ama anneniz için ne kadar harika bir şey yapacağınızın farkında değilsiniz.
Sé que no es fácil ver a tu mamá de esta forma, pero no tienes idea lo grandioso que es lo que hacen por ella.
İyi hissetmen için ne gerekiyorsa yap ama gelip de bana söylenme.
Lo que sea que necesites para sentirte mejor, pero no hables conmigo.
Tirbuşon bu iş için iyi değil ama hayat ne zaman iyi olur ki?
Un abridor de vinos no es ideal, pero, ¿ cuando es ideal la vida, verdad?
Aslında sana katlandığım için ne kadar harika olduğumu söyleyecektim... -... ama sen de fena değildin tabii.
En realidad, iba a decir lo grandioso que fui yo por soportarte, pero sí, tú también estuviste bien.
Peki, ama ne anlama geliyor? Rusya'dan çekim için yollanan kamera ekipmanlarının faturasıyla bağlantılı çıktı.
Se corresponde con el número de envío de cámaras para la película desde Rusia.
Doğru ama ne zaman birisi, ailesiyle zaman geçireceği için heyecanlı olduğunu söylese, rehin videolarındaki konuşmalar gibi olduğunu sanırdım.
Cierto, pero... cuando alguien dice que está ansioso por salir con su familia, asumo que es como en uno de esas declaraciones de los vídeos de rehenes.
Bunu söylemek için doğru bir zaman mı bilmiyorum ama daha geçenlerde bir arkadaşıma memelerinin ne kadar tatlı olduğundan bahsettim.
No estoy seguro de si este es el momento adecuado, pero recientemente mencioné a un amigo lo adorables que son tus tetas.
Burada kalıp ne kadar iğrenç olduğunuzu anlatmak isterdim ama bu sıcak ve peynirli sandviçi mideme indirmek için odama gitmeliyim.
Mira, me encantaría quedarme y deciros para hacerles sitio a estos bocadillos calientes y grasientos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]