Başardın traduction Espagnol
8,360 traduction parallèle
Başardın mı?
¿ Lo has logrado?
Bilinen üç katilin elinden kurtulmayı başardın Ward'u vurdun, uzaylı bir kimyasal silaha maruz kaldın ve zarar görmeden oradan çıktın.
Te las arreglaste para tomar como rehenes a tres conocidos asesinos, disparaste a Ward, luego fuiste atizada por una arma química alienígena y saliste caminando ilesa.
Söylesenize Bay Bakshi burnunuz bile kanamadan kaçmayı nasıl başardınız?
Dígame, Sr. Bakshi, ¿ exactamente cómo logró escapar ileso?
Başardın ortak!
Lo hiciste, socio.
Başardın işte.
Pues lo lograste.
Başardın.
Hazlo.
Başardın Joe Dirt.
Lo entendiste, Joe Dirt.
Canım, adamı öttürmeyi başardın mı?
Cariño, ¿ has conseguido que tu canario cantara?
Bu olayı nasıl hallettin bilmiyoruz ama bir şekilde başardın.
No supimos cómo hacer esto, pero de alguna manera tú sí.
Diyelim ki başardın ve virüs başka bir forma geçti.
¿ Si lo consigues, y el virus se materializa de otra forma?
Bebeği döndürmeyi başardın mı?
¿ Suerte girando al bebe?
Bunu nasıl başardın?
¿ Cómo lo hiciste?
Orada öldün ama dinleyen herkese bir mesaj göndermeyi başardın.
Moriste allí pero pudiste enviar un mensaje para quienquiera que escuchara.
Tebrikler efendim. Başardınız.
Felicitaciones, señor.
Bunu nasıl başardın bilmiyorum ama bir şekilde, basketbolu beyzboldan daha sıkıcı gibi yansıttın.
No sé cómo esto es posible, pero de alguna manera haces que el básquetbol suene más aburrido que el béisbol.
Başardın... başardınız!
¡ Lo hiciste... lo lograste!
Başardın.
Lo has hecho.
Başardın.
Lo lograste.
Ama Robyn'i sakinleştirmeyi başardın, anne-babamız bile becerememişti onu.
Pero sí que calmaste a Robyn. Ni nuestros padres podrían hacerlo.
Başardın, Homer! Beni zorbalardan kurtardın!
Me salvaste de los brabucones eres el niño más genial que he conocido
Nasıl başardınız bilmiyorum, ama başardınız.
Bueno, no sé cómo lo hicieron, pero lo hicieron.
- Başardın, Harry.
Lo has conseguido, Harry.
Sen başardın.
Tú lo hiciste.
Çok heyecanlı. Başardın!
¡ Es emocionante, lo hiciste!
Başardın.
¡ Lo hiciste!
Bunu nasıl başardın?
¿ Cómo habéis hecho eso?
- Başardın! Aferin!
¡ Sí, chico...!
- Henry, başardın. - Neyi başardı?
¡ Henry, lo hiciste!
Yo, beni kandırmayı başardın.
Tú, me has pillado, ahí.
Başardın.
Lo tienes.
- Başardın Tobin.
- Tú los tienes, Tobin.
Başardın.
¿ Estás bien? ¡ Lo has conseguido!
Sonunda başardın.
Al final lo hiciste.
Saklamayı başardın mı?
¿ Lo salvó?
Ama sen kızımın başardığını, değiştiğini söylüyorsun.
Pero dices que lo ha hecho, ha cambiado.
Lakin Ajan Carter Doktor Ivchenko'dan Leviathan'ın asıl plânı hakkında gereken tüm bilgileri öğrenmeyi başardı.
Pero la Agente Carter logró conseguir información sobre Leviatán del Dr. Ivchenko, sobre el posible objetivo del enemigo.
Howard Stark'ın kasasında kalan bütün eşyaları bulmayı başardım ve yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Me las arreglé para descubrir todos los objetos faltantes de la bóveda de Howard Stark y no hubo nada que pudiera hacer.
Muhtemelen aranızdan bazıları Ajan Carter'ın bu büroya ihanet ettiğini biliyordur ve o arada da binadan bununla çıkmayı başardı.
Algunos de ustedes probablemente sepan que la Agente Carter ha traicionado a esta Agencia y, en el proceso consiguió salir del edificio con esto.
Çünkü biliyorsunuz ki öyle göstermeyi başardığınız takdirde beni kimse desteklemeyecektir.
Porque si sabe que si me hace ver como una mala madre entonces ¿ cómo es posible que alguien me apoye?
Ve böylece Dedektif Cordero ip uçlarını takip etti, ve sonsuz çabaları sayesinde, Sin Rostro'nun şebekesinden 22 ismi tutuklamayı başardık.
Y así el Detective Cordero continuó persiguiendo a sus clientes potenciales, y gracias a sus incansables esfuerzos, hemos sido capaces de detener a 22 los miembros de la red de Sin Rostro.
Basardın değil mi?
Lo pulsarías, ¿ verdad?
Sadece Flash olarak değil, kendin olarak da başardığın şeylere Barry.
Y de todas las cosas que has conseguido, y no solo como Flash, sino como tú, Barry.
Flowers'ın vurulmadan önce ya da sonra kızın boğazını kesebilmeyi başardığına inanmamız gerek.
Se supone que creamos que Flowers, antes que le dispararan o después, se las arregló para cortarle la garganta.
Vay canına, Sven Golly, başardın!
Sólo el niño más guay podría pensar eso.
Herkesin imkânsız dediğini başardığınızda - anlayacaklar.
¡ Cuando hagan lo que todos dicen que es imposible, lo sabrán!
Ona basardın, değil mi?
Lo presionarías, ¿ verdad?
Demek kahramanlar Bizarro Dünyasını kurtarmayı başardı.
Así que los héroes pudieron sobrevivir a Mundo Bizarro.
Başardım. İlk adımını attığında da yüzünde bu ifade vardı.
Lo he hecho.
Bağışçı bulmak neyse ama organ bekleme listesindekileri bulmak imkansıza yakın. Şüpheli bunu nasıl başardı?
Está bien, identificar donantes es una cosa pero averiguar quién está en la lista de espera es prácticamente imposible.
Bu fotoğrafın izini size kadar sürmeyi başardım.
He rastreado esta fotografía hasta ti.
Tek yaptığınız, arkamda bırakmayı az çok başardığım şeyleri tekrar tekrar hatırlatmak.
Lo único que hacéis es recordarme algo que se me está dando muy bien dejar atrás.
başardınız 52
başarısız 35
başarılar 28
başarı 43
başarılı 32
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başaracaksın 136
başarısız 35
başarılar 28
başarı 43
başarılı 32
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başaracaksın 136
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başarısız oldum 33
başaramayacaksın 18
başaracak 37
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başarısız oldum 33
başaramayacaksın 18
başaracak 37