Belki başka zaman traduction Espagnol
845 traduction parallèle
Belki başka zaman.
Otro día.
Belki başka zaman.
En otro momento.
Belki başka zaman, bay Neff.
Dejémoslo por ahora.
Belki başka zaman.
Quizá otro día.
- Hayır, belki başka zaman.
- No, quizás en otro momento.
Belki başka zaman.
Otra vez será.
- Belki başka zaman.
- Quizá en otro momento.
Belki başka zaman yine gideriz.
Quizás lo hagamos de nuevo.
Belki başka zaman.
Quizá en otro momento.
- Belki başka zaman.
- En otra ocasión.
Hayır, teşekkürler. Belki başka zaman.
No, gracias, otro día.
Belki başka zaman.
Tal vez en otra ocasión.
Belki başka zaman çünkü alışveriş listesini ben aldım.
Quizá hoy no porque llevo la lista de la compra.
- Belki başka zaman.
- Quizá en otra ocasión.
Belki başka zaman gelmeliyim.
Tal vez deba volver en otro momento.
Belki başka zaman!
Quizá otro día.
Belki başka zaman.
En otra oportunidad, tal vez.
Belki başka zaman.
En alguna otra oportunidad.
Belki başka zaman ha?
¿ Tal vez en otra ocasión?
Belki başka zaman, ha Johnny?
¿ Por qué no lo dejas para otro día, Johnny?
Belki başka zaman.
Otra vez, quizás.
Belki başka zaman, ha?
¿ Quizás en otro momento?
- Belki başka bir zaman?
¿ En otra ocasión, quizá?
Belki başka bir zaman.
Quizas en otra oportunidad.
Üzgünüm yardım edemem. Başka zaman belki - Haydi
- Lo siento, no puedo ayudarla.
Belki başka bir zaman. Ya da yola ara verip yarın benimle yemek yiyin. - Piskopos efendimiz çok nazik.
Quizá podáis interrumpir vuestro viaje y cenar conmigo mañana.
Başka zaman belki.
En otro momento, quizás.
Bazen, belki de benim zamanımda ya da başka birilerinin döneminde bu tümörlere son verecek serumu keşfedebiliriz.
Algún día, quizás durante mi vida, o durante la de otro... encontraremos un suero que ponga fin a estos tumores.
Belki başka bir zaman.
Quizá en otra ocasión.
Belki başka bir zaman.
En otra ocasión.
Belki başka bir zaman. - Önemli değil.
- ¿ HA LEÍDO LA EDICIÓN DE LA MAÑANA?
- Belki başka bir zaman Palmer Hanım.
Un hombre llamado Sharber.
O zaman başka birine gitmeliyim. Belki Bay Flusky ile konuşmalıyım.
Preguntaré a otras personas, a Flusky.
Belki başka bir zaman. Bu kılıkta.
En otra ocasión. ¡ Con este aspecto!
Benimle birlikte belki bir zaman pizza yemeye ya da başka bir yere gelmek ister misin?
Querrías... Tal vez... No se, ir por Pizza o algo?
- Başka zaman belki.
- Quizá en otra ocasión.
Belki başka zaman.
- ¿ Por qué no entras, Arthur?
Belki başka zaman.
Si algún día lo necesito te lo pediré.
Af edersin, belki başka bir zaman.
Lo siento, amigo. Otro día.
Belki başka bir zaman Valliant.
Ya será en otra ocasión, Valiente.
Belki başka bir zaman.
Tal vez otro día.
Başka zaman belki.
En otro momento quizás.
Bunun için çok üzgünüm, belki başka bir zaman.
Lo lamento muchísimo, quizá será en otra ocasión.
Öyle zaman oldu ki, baska çocuklarimin oldugunu neredeyse unuttum, Paris belki de cok vefakar cocuklardi.
Hubo un tiempo en que casi olvidé que tenía otros hijos, Paris otros para morir, quizá.
- Başka zaman, belki.
- Y si lo dejamos para otro día.
Belki de başka zaman yapmak istiyordur.
Querrá dejarlo para otro momento.
Başka zaman belki...
En otro momento, tengo que...
- Başka bir zaman belki.
- No, otro día.
Başka bir zaman belki.
En otra ocasión.
Belki de başka zaman gelir.
Quizá venga en otro momento.
Başka zaman belki.
Otro día tal vez.
belki başka bir zaman 68
belki başka sefere 16
başka zaman 121
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
belki başka sefere 16
başka zaman 121
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71