Benim için de öyle traduction Espagnol
485 traduction parallèle
Benim için de öyle.
Pues compartimos la misma afición.
Ama senin için iyi bir şey değil, benim için de öyle.
Pero esto no te conviene, y, ciertamente, a mí tampoco.
- Benim için de öyle!
- También lo es para mi...
- Benim için de öyle!
- Y para mí.
Biliyorum. Benim için de öyle.
Para mí también lo ha sido.
Benim için de öyle.
También lo es para mí.
Benim için de öyle. - Anahtarın yanında mı?
- ¿ Tienes tu llave?
Ve benim için de öyle.
Y lo mismo ocurre conmigo.
Benim için de öyle, hepimiz için öyle.
Y creo que en todos.
Benim için de öyle.
- Sí, para mí también.
- Benim için de öyle.
- Y a mí.
- Benim için de öyle Chad.
- Para mí también, Chad.
- Benim için de öyle, Mr. Christian.
- Igualmente.
Benim için de öyle.
Lo mismo para mí, claro.
- Benim için de öyle.
- Io mismo digo.
Tabii ki benim için de öyle. Sırtımdan bir yük kalkacak.
Y para mí también, porque me quitará ese peso de encima.
Benim için de öyle, Francois.
Para mí también, François.
Benim için de öyle oldu.
También para mí.
Benim için de öyle.
Y lo ha sido también para mí.
- Benim için de öyle.
- Lo mismo digo.
- Benim için de öyle.
- Yo también.
Ve bunu anlamak zor, benim için de öyle, çünkü annem çok güzeldi.
Es realmente difícil de entender, también para mí, ¡ porque mi madre era tan bella!
Benim için de öyle.
Para mí también.
Senin için ne kadar anlamlı olduğunu, biliyorum ve benim için de öyle.
Sé lo mucho que significa para usted, y también significa mucho para mí.
- Benim için de öyle.
- Igualmente digo, por supuesto.
Benim için de öyle.
Y no menos para mí.
Dinleyin, biliyorum bazı şeyler söyledim ama siz benim için çok değerlisiniz. Her zaman da öyle olacaksınız. Quinn, Quinn, hadi.
Sé que dije algunas cosas... pero significáis mucho para mí, ¿ de acuerdo?
Benim için ne kadar değerliyse senin için de öyle olsun.
Que Cosette sea tan importante para ti... como lo fue para mí.
- Aynen öyle. Benim için de pek bir anlam ifade etmiyor.
- Tampoco tiene sentido para mí.
Zeena'nın hatrı olmasa benim için öyle söylerlerdi.
De no ser por Zeena, eso di rían de mí.
Ben bir çocukken durumumuz öyle kötüydü ki Noel'de herhangi bir şey alsak, benim için büyük sürpriz diye ona denirdi işte.
Cuando era niño era tan pobre que me sorprendía recibir regalos en Navidad.
Verdiniz efendimiz, unutmuş olmalısınız. Öyle güzel sözler de söylemiştiniz ki verirken, kıymetleri büsbütün artmıştı benim için.
Mi buen señor, sí que lo hicisteis,... y con ellos, palabras de tan dulce aliento compuestas,... que aún más los enriquecían.
Benim için falanca numaralı bir mahkumsun, öyle de kal.
Sólo eres una cara y un número, y quiero que todo sea así.
Rahip olmadığını mı? Yani benim için öyleydi... köylerde yaşayan insanlar için de öyle. O iyi bir rahipti, Peder, buraya geldi çünkü ona ihtiyacımız vardı.
Para mí era, como para la gente de estos pueblos un buen sacerdote, que vino aquí porque le necesitábamos.
Öyle mi, peki benim mal varlığımın sorumluluğunu taşımak için de hazır mısınız, Bay Van Valen?
¿ También la responsabilidad por mis haberes?
Hollywood'a gidip... bir senaryo yazacaktı. Benim için de bir anlaşma ayarlayacaktı. Ama hiç de öyle olmadı.
Se iba a Hollywood... a escribir una de esas películas... y había prometido conseguirme un contrato con un estudio, pero las cosas no sucedieron así.
Grant de benim için öyle birisi.
Y eso es Grant para mí : una roca.
Eğer benim için anlamı olan bir şey hissediyorsan, zerre kadar bile olsa, şu an benim de öyle hissetmemi nasıl beklersin?
Si imaginas que eso significa algo para mí, que tiene algún sentido... ¿ cómo esperas que me sienta en este momento?
Araştırmaya başlamadan önce kardeşin hakkında her şeyi bildiğimi sanıyordum. Ama bu araştırma süresince karşımıza çıkan bir adam her şeyi değiştirdi. Benim için yabancı olan biri, aynı zamanda kendi kızı için de öyle olan biri.
Antes de comenzar esa investigación, me hacía la ilusión de creer que lo sabía todo sobre tu hermana... pero durante la investigación que hicimos sobre ese hombre, que para mí era un extraño y que ni siquiera había conocido bien a su propia hija,
Elbette bu plan benim tarafımdan bir blöftü. Bu tür muziplikleri seven Sam için de öyle. Haydee için de öyleydi.
Todo ese montaje era un farol por mi parte, por la de Sam que adoraba prestarse a estas cosas, y por la de Haydée, cuya presteza a seguirme me encantó y nos unió mucho más que nuestras confidencias.
Onunla ilişkini gerçekten bitirmeye mi karar vermiştin yoksa bunu, sırf benim öyle duymak istediğimi bildiğin için mi söyledin?
¿ Había decidido de veras romper el compromiso? ¿ O lo dijo únicamente porque sabía que yo deseaba oirlo?
Ona bu çöplükte ölüp gideceğini söylediğimi söyle benim ağzımdan. Öyle ki bir parça Amerikan tarihi için bile harap olacak.
Dígale de mi parte que traerá la perdición a este país, que va a echar a perder una parte de la historia americana.
Benim için bir mesaj götürdün, öyle değil mi koca çocuk? Kilise yolunda, bu genç hanıma.
Llevaste un mensaje mío a esta señorita a la salida de la iglesia.
- Benim için hiç de öyle değil.
¡ Yo no!
Benim için önceden nasıssa, tamamen şimdi de öyle.
Es exactamente como la recuerdo.
O an benim için çok zor bir andı,... dilini ağzıma öyle bir daldırdı ki neredeyse sözünü unuttuğunu sandım.
Fue un momento difícil para mí, prácticamente rompimos la promesa cuando introdujo su lengua dentro de mí. Buenas noches.
Bir ayağım çukurda olduğuna göre, evde herkesin mutlu olması... karımın bana çok düşkün olması... öyle ki daha şimdiden yerime birini bulmuş olması benim için hoş şeyler değil mi?
Qué placer para mí, caballeros, cuando se acerca el fin de mis días... ver que mi hogar es tan feliz. Mi esposa me ama tanto que ya está pensando en nombrar mi sucesor.
Lucy, öyle ya da böyle benim için fark etmez.
No hay diferencia de todos modos.
Benim için öyle mi demiş?
- ¿ Dijo eso de mí?
Benim için zevk olur. Karım için de öyle.
A mi esposa y a mí nos produciría mucha alegría.
Neden bana öyle garip bir şekilde bakıyorsun? Yoksa melez olduğu mu anladığın için mi? Benim kanım, senin nefret ettiğin asillerin kanıyla karışık.
No necesitas disculparte, como juzgues a otros me tiene sin cuidado, soy lo que soy a pesar de mi sangre.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39