English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Benim için değil

Benim için değil traduction Espagnol

5,903 traduction parallèle
Benim için değil, kızımın iyiliği için.
Si no es por mí, que sea por mi hija.
Ücretsiz ajans benim için değil, sadece bu yüzden bilirsin.
Ser trabajador por cuenta propia no es para mí, solo para que lo sepas.
Benim için değil.
No para mí.
Amam benim için değil.
Pero no para mí.
- Benim için değil.
- Para mí no.
Hem sadece benim için değil, ikimiz adına yeni bir başlangıç için.
Esto no es solamente por mí. Es un nuevo comienzo para ambos.
Caroline Shelby ile evleneceksin benim için değil, annen için.
Te casarás con Caroline Shelby, no por mí, por tu madre.
Benim için değil. Bence evlilik, seninle aramızda hiçbir şey olamaz demek.
Para mí significa... que no puede pasar nada entre nosotros.
- Bu bir macera. - Benim için değil.
- Es una aventura.
Benim için değil ama.
No para mí.
Bunlar benim kızlarım ve sizin prensesiniz olmak için gereken her bir şeyi yapacaklar değil mi, kızlar?
Estas son mis hijas y harán lo que sea para ser sus princesas, ¿ verdad, chicas?
Yine benim sayemde iş buldun. Çünkü biz birbirimiz için her şeyi yaparız, değil mi?
Y gracias a mí tienes trabajo, porque hacemos de todo la una por la otra.
Sorun benim Anibal'ın öldüğünü bilmem değil sorun senin Anibal'in öldüğünü bilmemen ve arkadaşın Vibora Ruiz'in benim organizasyonumda yer almak için neden bu kadar hevesli olduğu.
La cuestión no es por qué sé que Aníbal está muerto, la cuestión es por qué tú no sabes que Aníbal está muerto, y por qué tu amigo, Víbora Ruiz, está tan ansioso de coger tu posición en mi organización.
Evet, benim patron pek dedektif işleriyle ilgili değil bu yüzden bana bu şerefi verdiğin için çok mutluyum.
Bueno, a mi jefe no le interesa el trabajo detectivesco así que me complace dejarlo llevarse el crédito.
Bu arada, benim yeğenim o Eğergöstermek için alıyorsun... O tamamen tuvalet eğitimli değil.
Por cierto, mi sobrina a la que llevas al espectáculo... no sabe ir sola al baño del todo.
Kevin, üst kattaki adamların babamın dairesine attırması fikri benim için sorun değil.
Sabes Kevin, la idea de tener hombres ahí arriba, corriéndose por todo el local de mi padre... me vale.
Tabi, çok komik değil mi, yıllar ne kadar akıp gitse de o hala benim için küçük bir kız kalacak.
Por supuesto que es algo curioso, ¿ no? Yo me imaginaba, aún con el paso de los años que ella siempre iba a ser una niña.
- Benim için sorun değil.
- No importa.
Kendi düş kırıklığını benim üzerime atıyor. Çünkü o yapmak istediği şeyler için müsait değil ve ben onları yapmak için müsaitim.
Está pagando toda su frustación conmmigo porque no es libre de hacer las cosas que le apetecen.
Benim için bu, Afrika'daki tartışmalı şirketlerden herhangi biri değil.
Para mí, no es solo otra empresa cuestionable en África...
Ama fikir benim için yeni değil.
pero la idea nuevo para mí.
Her şey benim için göründüğü gibi kolay değil, anlıyor musun?
No todo es tan sencillo como parece para mí.
Seni burada ölüme terk etmek benim için sorun değil.
Pero tú, de verdad puedo dejarte para que mueras.
Bu benim için sorun değil.
Eso está bien para mí.
Benim için sorun değil!
¡ Está bien seguir así!
- Ne? Benim için hiç sorun değil.
Estoy completamente bien con eso.
Olanlar için üzgünüm ama bu benim meselem değil.
Mira, lo siento por Big Bill, pero este no es mi problema.
Benim için de diğer klonlar için de küçük değil.
No para mí ni para ningún clon.
Lena, benim için sadece güzel bir kız barda çalışıyor, ama borcun ödenene kadar, o kız bana ait, sana değil.
Para mí, Lena no es más que una chica linda detrás de la barra y hasta que pagues la deuda, ella es mía, no tuya. Recuérdalo.
Bu benim için geçerli değil.
Eso no funciona conmigo.
- İstersen geçerken oraya da uğrayabiliriz. Benim için sorun değil.
Oye, escucha, si no te lo quieres perder podemos ir a la noche de pescado frito en lugar de ir al bar de vino.
Benim için değil.
Para mí no.
Güven benim için o kadar basit değil.
La confianza no es fácil para mí.
Çünkü en büyük korkum işlemediğim bir suç yüzünden ömür boyu hapis yatmak değil seninle nasıl gurur duyduğumu ve benim için ne kadar önemli olduğunu söyleme şansım olmadan ölmektir.
Porque mi mayor miedo no es que me pasaré el resto de mi vida en prisión por un delito que no cometí, es que moriré aquí dentro sin tener la ocasión de decirte cuán orgulloso estoy de ti... y lo mucho que significas para mí.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm Katie ama bu benim tarzım değil.
Lamento decepcionarte, Katie, pero ese no es mi estilo.
- Benim için değil.
- No para mí.
Ne onun için ve kesinlikle benim için de değil.
No es por él, y ciertamente tampoco es por mí.
Benim için yeterli değil.
No es suficiente para mí.
Şuan benim için pek uygun değil.
Ahora mismo no es un buen momento para mí.
Benim için önemli değil.
Bueno, para mí no lo ha hecho.
Orası benim için pek net değil.
Esa... es la parte que no tengo clara.
Bana kalsaydı, tüm zamanımızı stüdyoda geçirirdik. Parti yaparak değil, gürültü yaparak. Çünkü benim için tek önemli olan müzik.
De haber sido por mí, hubiéramos pasado todo el tiempo en el estudio, tocando, no de fiesta, porque a mí solo me importa la música, tío.
Sen de benim işimin nasıl yapıldığını bildiğin için bunun ne demek olduğunu bilirsin, değil mi?
Y dado que sabe tanto sobre cómo hacer mi trabajo... Seguro que sabe qué es esto, ¿ verdad?
Benim için orada olacaksın değil mi?
Sí. Estarás allí por mí, ¿ Cierto?
Bir devlet savcısı olarak görevimi yapmak için pazar sabahı kalkıp gelmek benim için sorun değil.
Tener que levantarme temprano un domingo a la mañana para desempeñar mis deberes como Fiscal del Estado no es un problema para mí.
Benim için sorun değil.
No es un problema para mi.
Başkan Şeref ve Onur olayını iptal etmek isterseniz benim için sorun değil.
Por eso entiendo que queráis cancelar vuestro anual Tostado y Asado con el Alcalde.
Benim için not önemli değil.
No me preocupa la nota.
Benim için sorun değil ama eğer hayır dersen diğerleri hayal kırıklığına uğrayacak.
Sabes, yo... estaré bien. Pero el resto de los chicos van a estar muy decepcionados si dices no.
Evet, rahatsız olmuş olabilirsin ama benim için sorun değil.
Bien, eso es posible. Pero yo estoy bien.
Evet, rahatsız olmuş olabilirsin ama benim için sorun değil.
¿ Te sientes incómodo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]