Bir ihtimal traduction Espagnol
2,859 traduction parallèle
- Bir ihtimal var ama.
- Pero podría.
Ayrıca bir ihtimal, bu sürelerde Will'in kafasında Çay Partisi'ne dair bir nevi şimşek falan mı çaktı?
¿ Y por casualidad fue por esos tiempos que Will tuvo una especie de epifanía sobre el Partido del Té?
Bir ihtimal yapmadığını düşünerek...
Por si era el remoto caso...
Bir ihtimal.
Tal vez.
Uzak bir ihtimal, biliyorum.
Sé que es poco probable.
Neden gelmediğini bir ihtimal biliyorsunuzdur diye düşündüm...
Me preguntaba si por casualidad sabías por qué no vino.
Bu biraz zayif bir ihtimal, ama aklimiza gelen tek sey bu.
Es muy poco, pero es todo lo que tenemos.
Dixon'ın bir arkadaşı ama, düşük bir ihtimal, bu yüzden daha iyi bir fikri olan varsa duyalım.
pero... es una posibilidad remota, así que si alguien tiene una idea mejor, oigámosla.
Ben bir şey söylediğimde sen de zekice karşılık verirsen ki bu arada böyle bir ihtimal çok zor. Tartışmanın iyiliği için diyelim ki söyledin belki de kazara, işte sadece o zaman ben "Tuş" diyebilirim.
De acuerdo, si digo algo y tú dices algo ingenioso, cosa que, por cierto, es altamente improbable, pero digamos que, por el bien de la argumentación, lo haces, quizá por accidente...
Hadi striptizci geldi diyelim, en fazla göz göze gelmemeye çalışır ve bir ihtimal çocuğunun ödevlerine yardım etmeyi teklif edersin.
Es decir, aunque hubiera una desnudista, sólo evitarías el contacto ocular, y te ofrecerías para ayudarle a su hijo con su tarea.
Küçük de olsa böyle bir ihtimal var ama bana bir neden söyleyin.
Autorizaré la remota posibilidad, pero denme un motivo.
Öyle bir ihtimal yok Donna.
No es así, Donna.
Evet, öyle bir ihtimal var.
Sí. Hay muchas posibilidades.
Düşük bir ihtimal.
Es altamente improbable.
Bu, uzak bir ihtimal.
Eso es una posibilidad muy remota.
Bu, uzak bir ihtimal.
Va a ser una posibilidad remota.
İki raunt geriye düşen Tavşarular'ın kazanmak için tek şansı nakavt. Ama karşılarında böyle bir Ateş Gelincikleri takımı varken böyle bir ihtimal yok açıkçası.
Los Conejo-Canguros dos asaltos abajo, necesitarán un nocaut para ganar y con la manera de pelear de los Hurones de Fuego no veo que eso pase.
Böyle bir ihtimal var mı?
¿ Tenemos un plan de emergencia?
Uzak bir ihtimal de olsa...
Pensando que había una posibilidad aunque remota...
Zayıf bir ihtimal.
Probabilidad gorda.
O yüzden düşük bir ihtimal dedim.
Por eso es por lo que he dicho, "probabilidad gorda".
Eğer daha fazla istemeseydim "zor bir ihtimal" derdim.
Si no quisiera más vino, habría dicho, "probabilidad delgada".
Ama "düşük bir ihtimal" ile "zor bir ihtimal" aynı anlama geliyor.
Pero, eh, "probabilidad gorda" y "probabilidad delgada" significan lo mismo.
Tamam, o zaman bundan sonra "düşük bir ihtimal" kesinlikle anlamına gelsin mi?
Vale, ¿ podemos estar de acuerdo en que de ahora en adelante, "probabilidad gorda" significa definitivamente?
Acaba bir ihtimal efsanevi Hwa Ta'dan bahsediyor olabilir misiniz?
¿ Hablas del Hwata de la leyenda?
Yani bir ihtimal son zamanlarda... Yani bir ihtimal son zamanlarda onunla kavga eden birisi gördün mü? ... onunla kavga eden birisi gördün mü?
¿ Lo viste discutir con alguien recientemente, tal vez?
Bunun çok küçük bir ihtimal olduğunu biliyorsun değil mi Anna?
Entiendes que es una apuesta arriesgada, ¿ verdad, Anna?
Bu sadece bir ihtimal.
Solo es una posibilidad.
- Nasıl da canlandırıcı bir ihtimal!
- ¡ Qué posibilidad tan estimulante!
Tabii ki tek bir ihtimal var o da bu civarda oluşan bu parça.
"Quiero decir, no es una posibilidad, por supuesto, " Que es que éste fragmento se originó en este barrio.
Kutup Ayısı için hayatta kalmak uzak bir ihtimal olabilir.
Para el Oso Polar, la supervivencia puede ser una posibilidad remota.
Bunun da bir ihtimal olduğunu söylüyoruz.
Decimos que es una posibilidad.
Bir ihtimal, metal fermuarlı pantolon giyiyor olabilir misiniz?
¿ Lleva usted, por casualidad, pantalones con cremallera metálica?
Yani, geçen hafta boyunca 8 güvercin ölmüş olması çok büyük bir ihtimal.
Hay probabilidades de que hayan muerto más de ocho la semana pasada.
Daha kaç kere söyleyeceğim? Sadece düşük bir ihtimal.
Ya te lo he dicho muchas veces, eso fue solo una mala racha.
Sadece düşük bir ihtimal.
Solo fue una mala racha.
Bir ihtimal, Tae Joon senin kız olduğunu biliyorsa, ne yapacaksın?
Si por casualidad... ¿ qué harías?
Bir ihtimal duymuş olabilir misin? Hiç duymadım.
No estoy seguro.
Öyleyse bir ihtimal...
Entonces por casualidad...
Bir ihtimal de olsa kız hâlâ- -
De verdad, me gustaría terminar mi trabajo.
- Bu bir ihtimal.
De acuerdo, es una posibilidad.
Küçük bir ihtimal.
Es difícil de creer.
Büyük ihtimal bir akşam yemeği yeriz, bilirsin, belki biraz yürürüz.
Probablemente iremos a cenar algo, y ya sabes, quizá salir a dar un paseo.
Bir anda öldürmek ve bunu kaza gibi göstermek ihtimal dahilinde değil.
Perdimos el elemento sorpresa y la habilidad de hacerlo ver como un accidente. ¿ Cuál es la orden?
Büyük ihtimal bahçe kapısından kaçan bir gelin.
Probablemente es una variedad de jardín de novia fugada.
Beyninin bir bölgesinde hasar olması yüksek ihtimal.
Lo más probable es que provocase daños en esa zona en particular de tu cerebro.
Büyük ihtimal sırtta taşınan bir ilaç pompasıyla püskürtecekler.
No, más bien su mecanismo de propagación sería un rociador en una mochila.
Bir şey var ama uzak ihtimal.
Bueno, hay algo, pero es muy remoto.
Jocelin'in böyle bir şeyi kocasına yapabilecek olması ihtimal dışı zaten.
Y pensar que Jocelin quizás sea capaz de hacer tal cosa a su esposo es... más allá de permitir.
Yani Shane'le yüzleşeceksin onu tehdit edeceksin, büyük ihtimal öldüreceksin. Böyle bir şey mi?
Así que vas a confrontar a Shane amenazarlo, probablemente asesinarlo, ¿ ese tipo de cosas?
Brix, bir ihtimal Emilie Zeuthen yaşıyor olabilir. Bu adamın işi o zaman neler olduğundan emin olana dek bitmeyecek.
No lo va a hacer hasta que esté absolutamente seguro de lo que pasó.
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir iyilik yap 46
bir insan 56
bir iki üç 38
bir işim var 34
bir ipucu 16
bir iki 72
bir ingiliz 36
bir iş buldum 29
bir işim çıktı 20
bir iyilik yap 46
bir insan 56
bir iki üç 38
bir işim var 34
bir ipucu 16
bir iki 72
bir ingiliz 36
bir iş buldum 29