English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bu olmayacak

Bu olmayacak traduction Espagnol

6,086 traduction parallèle
Bu olmayacak.
Eso no pasará.
- Bu olmayacak.
. Eso no va a suceder.
Hayır. Bu olmayacak!
No. ¡ Eso no va a pasar!
Bu kavga sizin kamyon kazanız olmayacak.
Este no es tu camión de reparto.
Ve bu yüzden Şirin Pembe Midilliler'in tee-ball koçu olmayacak.
Y por eso, los "Hermosos Ponis Rosados" ¡ no tendrán un entrenador de mini-béisbol!
Bu seni son görüşüm olmayacak.
Esta no será la última vez que te vea.
Ama bu krallık asla senin olmayacak.
Pero este reino nunca será tuyo.
Sonunda popomuzu gerçek bir köpek koklayacak ve bu ürkütücü olmayacak.
Por fin, un perro de verdad que puede olisquear nuestros traseros y no será totalmente espeluznante.
Sayende, Springfield'ın artık asla bir doğalgaz hattı olmayacak, ve diğer tüm hatlar gibi, bu sonsuza dek sürecek.
Gracias a ti, Springfield nunca ser una ciudad en auge de gas natural, y como todos los pueblos en bonanza, hubiera durado para siempre.
Ama eğer kafanı bu şekilde kuma gömmeye devam edersen bırakıp işine dönebileceğin bir asistanın ve kız arkadaşın olmayacak.
Pero si todo lo que vas a hacer es enterrar tu cabeza en la arena, entonces no tendrás un asociado o una novia con los que volver a trabajar.
Artık elimizde bu sene grip olmayacak bir portakalımız var.
Hay una naranja que no va a pillar un resfriado esta temporada.
- Bu bir daha asla olmayacak.
Esto nunca ocurre de nuevo.
Bu pisliği ortaya çıkaracaklar ve anlaşma asla olmayacak.
Crearán tal escándalo que el contrato jamás se cumplirá.
Hayır, bu sefer öyle olmayacak.
No, no esta vez.
- Ne umduğumu bilmiyorum. Bu konuşma o kadar kolay olmayacak.
Esta conversación no va a ser fácil.
Bu bir daha olmayacak ama bu size bağlı.
Esto no puedo volver a suceder, pero depende de ustedes.
Bu kolay olmayacak, bir iki gün alabilir.
No será fácil, puede que lleve un día o dos.
Bu kolay olmayacak.
Esto no será fácil.
Şimdiyse bunu sana kızmak için devamlı bir sebep bulan birine söylemek istiyorsun bu üçüncü veya beşinci sefer de değil son da olmayacak.
Y ahora le quieres decir a alguien que sigue hallando una razón para estar molesto contigo, y no es la tercera vez, ni la quinta vez, y no es la última vez.
Birisi beni kızdırmanın bir yolunu bulup duracak ve bu üçüncü veya beşinci kez de değil ve sonuncusu da olmayacak.
Alguien que sigue hallando la manera de estar molesto conmigo, y no es la tercera vez o la quinta vez o la última vez.
Her ne yapıyorsan yapmaya devam et. Ama sonraki konuşmamız bu kadar dostça olmayacak.
Así que adelante, continúa haciendo lo que estás haciendo pero la próxima conversación que tengamos no va a ser tan amigable.
Bu yüzden uzun zaman olmayacak..
Así que no lo habrá por mucho tiempo.
Bu olmayacak.
Eso no sucederá.
Kolay olmayacak... Bak, ben bu insanlarla büyüdüm.
Escucha, crecí con esta gente.
Sorun şu ki Amy bu hafta Seattle'da olmayacak.
El asunto es que Amy no está en Seattle esta semana.
Bu saçmasapan işle ilgili yukarıdan kimsenin haberi olmayacak.
Nadie de "arriba" debe saber ni una maldita cosa de este estúpido negocio.
Yavaş yavaş kabullenirim sandım ama olmadı ve hiç de olmayacak. Clare de benim yaş günüme neden bu kadar kafayı taktı hiç anlam veremiyorum.
Pensaba que lo superaría y no lo he hecho, nunca lo haré y por qué tiene Clare esta obsesión por celebrar mi cumpleaños,
Bu böyle olmayacak
Eso no va a pasar. Hola.
Bu yeri öyle etkileyici yapacağım ki, o ne yapmaya çalışırsa çalışsın, insanların burayı beğenmekten başka şansı olmayacak.
Haré este lugar tan impresionante que no importa lo que él intente, no tendrá otra opción que gustarle.
- Bilmeni isterim ki, bu gece aramızda hiçbir şey olmayacak, tamam mı?
Sólo quiero que sepa, que nada va a pasar... - entre nosotros esta noche ¿ bien?
Bu bir sorun olmayacak.
Bueno, eso no será un problema.
Ama bu Ernie'ye olmayacak.
Bueno, eso no le pasará a Ernie.
Tek başına verdiğin bu savaş beyhude olmayacak.
Tu batalla solitaria ha valido para algo al final.
Ama bu yine de yeterli olmayacak.
Pero aun así no será suficiente.
Amacımız yerini tespit edip yakalamak. Böylece kaçacak yeri olmayacak. Bu nedenle her köprü, tünel ve metro hattına bakıyoruz.
Nuestro objetivo es inmovilizarlo, contenerlo y así no tendrá ningún sitio al que huir, es por ello que tenemos todos los puentes, túneles y líneas del metro cubiertas.
Onunla bu şekilde takılmak sana yardımcı olmayacak.
Colgándolo de esa manera no va a ayudar a tu causa.
Çok fazla vaktimiz olmayacak ve doğal olarak meta verileri ne oranda tuttuklarını ajansın bu tür bilgilerden neler öğrendiğini ve FISA raporlarının NSA'in yetersiz gözetimlerine nasıl bir katkısı olduğunu sormak istiyorum.
No tendremos mucho tiempo con él... y quiero preguntarle, obviamente, a qué extensión... han estado guardando metadatos, cuánto aprende la Agencia de este tipo de información, y de qué formas los informes de la Ley de Vigilancia de Inteligencia Extranjera... han proporcionado... vigilancia insuficiente de la NSA.
Bu delik hiçbir zaman kapatılmayacak yok olmayacak ve yeni bir kayık alamazsın.
Ese agujero jamás será reparado y nunca se irá y no puedes comprar otro bote.
Geçmişte seni üzdüğümü de biliyorum ama bu sefer öyle olmayacak.
Y sé que te herido en el pasado, pero esta vez no va a pasar.
Bu yüzden artık viskilerimizi taşıyan botlar için serbest geçiş olmayacak.
Así que no habrá más vía libre para nuestras barcas de whisky.
Normalde çok memnun olurdum ama bu güzel konuşmalarımızdan biri olmayacak.
Normalmente, estaría encantado, pero esta no va a ser una de nuestras charlas divertidas.
- Sakin ol. Bu karede olmayacak, sen de olmayacaksın zaten.
No está en la foto ni tú tampoco.
Bu gece gösteri falan olmayacak.
No va a haber ningún espectáculo esta noche, o a corto plazo.
Daha önce ünüm zedelendi zaten bir daha olmayacak bu.
Mi reputación ya estuvo manchada una vez, y no la volveré a manchar.
Bay Toad, yakında insan olmayacak bu kadını hukuka aykırı olarak...
¿ Toma usted, Señor Toad a esta futura no humana...
Bu uzun soluklu bir şey olmayacak.
Esto no va a sobrevivir.
- Bu asla olmadı ve olmayacak. - Benden duyduğun her şey öfke ile alakalı.
- Lo que se nota en mi voz es ira.
Bu yüzden her şeyi içime atıyorum ve söyleyeceklerimin boktan farkı olmayacak artık.
Así que debo aceptarlo yo todo y es...
Bu arada olacaksa bile bodrum katında olmayacak.
Y por cierto, cuando eso de verdad suceda, no será en un sótano.
Bu saçmasapan işle ilgili yukarıdan kimsenin haberi olmayacak çünkü eğer öğrenirlerse ilk iş beni...
Nadie de arriba debe saber ni una maldita palabra de ese estúpido negocio, porque al segundo de saberlo, sería yo al que...
Ama bu özgürlük olmayacak Daniel.
Pero no sería libertad, Daniel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]