English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bunun yerine

Bunun yerine traduction Espagnol

2,091 traduction parallèle
Bunun yerine ise, dekanının hedefini arkama aldım.
Y en vez de eso, soy el blanco de la decana.
Tamam, bunun yerine ince erişte alabilir miyim?
Si, ¿ puedo tener un linguine en lugar de esto?
Bunun yerine onlara bir Bengali halk şarkısı öğretmeye çalıştım.
Así que en su lugar intenté enseñarles una canción típica Bengalí.
Bunun yerine ehil olan insanlara işini yapmalarına izin vermelisin.
Dejar que la gente cualificada haga su trabajo en su lugar.
Bunun yerine seni ağlatayım mı?
Puedo hacerte llorar en su lugar?
Bunun yerine size bir-iki güzel popolu Küba sigarası ayarlasam?
¿ Qué tal si mejor les consigo unos finos cigarros cubanos?
Bunun yerine, neden David'e iyi haberi vermiyoruz?
¿ Por qué no le damos a David mejor las buenas noticias?
Anna Lisa'nın yaralarını iyileştirebilirdi ama bunun yerine, tüm dünya görsün diye onları öyle bıraktı.
Anna pudo sanar las heridas de Lisa, pero las dejó para que todos las vieran.
Cebir falan çalışıyor olmalıydı şu anda. Okul danslarına katılıyor olmalıydı bunun yerine.
Debería estudiar álgebra e ir a los bailes de la escuela.
Bunun yerine, bu siyah bulundu bitüm denen kitle, asfalt bir tür.
En su lugar, encontraron a este negro masa de betún de lo que se llama, un tipo de asfalto.
Bunun yerine onu oturma odamda, geçimini sağlamak için spor şortu giyen bir adamla * yere bakan köpek pozisyonunda buldum.
En lugar de eso, está haciendo'el perrito invertido'... ( Nota : postura de yoga, pervertidos ; ) ... en mi sala de estar con un hombre..
Bunun yerine sana olan tüm güvenimi sarstın.
En vez de eso, has destruído toda la confianza que había ganado.
Bunun yerine sen de o uçaktaki 200 yolcuyla birlikte beni ve ailemi öldürmeyi mi seçtin?
Así que, ¿ piensas que está bien matar a 200 personas en ese avión y a mí... y a mi familia?
Biz onu görmek için Oregon'a gittiğini zannettik, bence Reed, ama bunun yerine eve gelmeye karar verdiler.
Se suponía que íbamos a ir a Oregón para ver, creo, a Reed, pero decidieron volver a casa en su lugar.
Bunun yerine, son hıza çok yaklaştığını söyleyelim.
En cambio, digamos que se acerca bastante a la velocidad deseada.
Bunun yerine gücün hikayesini tamamlamak için 19. yüzyıla geri dönmek istiyorum.
En cambio, para completar la historia de la fuerza, quiero volver al siglo 19.
Fizikle ilgilenmelerinin sebebi ortaya çıkarılabilecek görkemli güzelliklerdi. Ama bunun yerine ürettikleri bomba yüzbinlerce erkek, kadın ve çocuğu öldürdü, zehirledi ve sakat bıraktı.
Habían entrado en la física, debido a la sublime belleza que podía descubrirse, pero en cambio habían construido bombas que habían matado, envenenado y mutilado a cientos de miles de hombres, mujeres y niños.
Bunun yerine, dikkatli araştırmacılar olarak, bu zaman döneminden bulduğumuz sadece bir kayıt değildi. fakat kayıt bize gösteriyor ki burası tamamıyla yaşanabilir bir dünyaydı.
Sin embargo, lo que hemos hallado mediante cuidadosas investigaciones es que no sólo hay un registro de este período de tiempo, sino que el registro nos revela un mundo sumamente habitable.
Bunun yerine onların katillerini takip ediyor olabilirdik.
Mientras engañado deliberadamente una investigación criminal.
Hayır, bunun yerine kötü adamlarla savaşarak hayatını tehlikeye atıyor.
No, en lugar de eso arriesga su vida luchando contra los tíos malos.
Bu krallıkta, mükemmel bir sevgi olmalıydı. Ama bunun yerine, her tarafta uyuşmazlık ve ihtilaf hüküm sürüyor.
En este reino debe haber amor perfecto pero en vez de eso, hay discordia y disensión en todas partes.
Ama bunun yerine, her tarafta uyuşmazlık ve ihtilaf hüküm sürüyor.
Pero, sin embargo, hay discordia y disenso en todos lados.
Bunun yerine el frenini çekmedin ve karım arabayı durdurmaya çalışırken sırtını incitti.
En lugar de eso, dejaste el freno de mano sin echar, y mi mujer se lesionó la espalda tratando de pararlo.
Bunun yerine Omega Işınlarım seni küle çevirecek.
En vez de eso, mis rayos omega te harán cenizas.
Bunun yerine Dickinson'un cenazesinde Artie'nin fotoğraflarını çekenin peşinde olmak istemez misiniz?
¿ No deberían mejor estar buscando a la persona que estaba fotografiando a Artie en el funeral de Dickinson?
Bunun yerine, bu asker bozuntuları bizi avlamaya çalışıyor!
¡ Pero en vez de eso nos trajiste aquí con unos tíos de gatillo fácil que están intentando pescarnos a nosotros!
Bunun yerine onu yer altına çektim. Ona yeni bir hayat kurdum. Hong Kong'da fen bilimleri öğretmeni oldu.
En vez de eso, lo dirijí a la clandestinidad, y le encontré una nueva vida como profesor de ciencias en Honk Kong.
Bunun yerine, Büyük Ev'e gideceksin. Bu da ne? Dur tahmin edeyim.
En lugar de eso, sólo vas de camino a la Gran Casa. ¿ Qué es eso? Dejame adivinar.
O yüzden ben de bunun yerine, çok güzel bir çalma listesiyle bu sesleri bastırmaya çalışıyorum.
- En su lugar intento ahogarlos con una buena lista de reproducción.
Bunun yerine gidip başka bir aileyi mahvettin.
Sin embargo destrozaste a otra familia.
Bunun yerine ölümcül bir şekilde hematit ve sodyum karbonat ile canlı olarak mumyalandılar
En lugar de eso, consiguieron una golpe mortal de hematita y natrón. Basicamente, fueron momificados vivos.
Ve bunun yerine yardımcı olarak göründüm. Hemde "Joe longo'nun çikolatalı chili sosuna."
Y en cambio, acabo siendo la partener en el "Festival del chili con chocolate de Joe Longo".
Ama bunun yerine, açık açık, arkadaşlarının tuvaletini kullanması için komşuna para ödediğin hakkındaki komik yalanı mı uydurmayı mı seçtin?
Pero sin embargo, ¿ elegiste invertarte ésta, francamente, ridícula mentira acerca de pagar a tu vecino para que tus amigos puedan usar el baño?
Bunun yerine sizin görüşme teklifinizi, kaynağımın verdiği bilginin doğrulaması olarak kabul edip,... basına gideceğim.
En su lugar, voy a tomar sus propuestas como confirmación Informe de mi fuente y e ir a la prensa.
Bunun yerine erken emeklilik hikâyesini girelim.
Ejecuta lo de la jubilación anticipada en su lugar.
Bunun yerine, bizi dımdızlak ortada bıraktın.
En su lugar, nos dejaste sin nada.
Bunun yerine, uyanmayı seçiyorum..
En cambio, yo... desperté.
Bunun yerine bize başka bir isim söyleyebilirsin.
Se me ocurre otro nombre que nos podría dar.
neden seattle'da değilsin? Şey, hava alanına gittim ve oraya zaten gittiğimi hatırladım o yüzden bunun yerine meksikaya gittim
- Bien, llegue al aeropuerto y recordé que ya había estado allí así que me fui a México.
Neden bunun yerine sadece konuşmuyoruz?
¿ Porqué no hablamos simplemente?
Bunun yerine, yüzüme bakıp dedi ki...
Por el contrario, el me miro directo a los ojos y dijo...
Bunun yerine kalbini söküp ona göndermeme ne dersin?
¿ Que tal si en lugar de eso te saco el corazon y se lo envio?
Ve bunun yerine kendisini Barrett'ın hizmetçisi ve kum torbası olarak buldu.
Y en cambio, se encontró siendo usada como saco de arena personal de Barret con beneficios.
Bunun yerine ilaç enjekte edebiliriz.
Probablemente le demos un tiro.
Bunun için kusura bakmayın. İşteki ikinci günün ama şimdien senin yerine ona mı özür dilettiriyorsun?
¿ Dos días en el trabajo... y ya lo tienes disculpándose por ti?
Bu da benzer bir alet ama suyu bunun içine koymak yerine bunu suyun içine koyuyordunuz.
Este es un dispositivo similar, excepto, que en lugar de ponerle agua, se pondría esto en el agua.
Yaratılışın geri kalanından ayrı bir yere koymak yerine Chambers bizim de bunun bir parçası olduğumuzu söylüyordu.
En lugar de separarlo del resto de la creación, Chambers dijo que nosotros éramos simplemente una extensión de ella.
Ben bunun gereğini kendim yerine getiremez miyim sence?
¿ Acaso no puedo yo mismo ocuparme de eso?
Bundan önce yerine varmış olmalı ki Spiga bunun gerçek bir iltica olduğuna inansın.
Tiene que estar en el lugar antes que eso para que Spiga crea que es un verdadero desertor.
Ben bunun hep ne kadar saçma olduğunu düşündüm. Her yerine emekli diye damga vurmuşlar.
Estamparon "retirado" bien grande.
Eminim taramışlardır, ama artık Bayan Archer'ın şüpheliyi sosyal hizmetlere vermek yerine eve götürdüğünü biliyoruz, bunun nedenini bulmalıyız.
Estoy seguro que lo hicieron, pero ahora sabemos que la Sra. Archer trajo al sospechoso a casa en lugar de llevarlo a servicios sociales, como debió haberlo hecho necesitamos averiguar por qué.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]