Böylelikle traduction Espagnol
2,201 traduction parallèle
Bilmiyorum bazen o cesur yüzünü takınıyor. Böylelikle endişelenmiyorum.
No lo sé, a veces pone cara de valiente, para que no me preocupe.
Böylelikle, ismimizi Baba Petrol'den Dürüst Petrol'e değiştirmiş bulunuyoruz.
Y haciendo eso, hemos cambiado nuestro nombre de más alla del petróleo ( beyond petroleum ) a petróleo confiable ( dependable petroleum ).
Eşi Çinli ve politik bağlantılara sahip böylelikle biz de bebeğimizi almak için Çin'e gitmek zorunda değiliz.
Su mujer es China y tiene conexiones políticas, así no tendríamos que volar a China para conseguir a nuestro bebé.
böylelikle o parti verebilir ve beni gerçek aşkımı bulmaktan alıkoyabilir! !
No puedo creer que invitaras a Pinkie Pie para que se vaya de... fiesta y evitar que yo encuentre mi verdadero amor.
en cömert Poninin ıslanmak üzere olduğunu gördüm... bulutlara tekmeyi basıp bir delik açarak onu kuru tutabileceğimi düşündüm böylelikle yemeğini huzur içinde yiyebilir.
¿ Qué dices? Sólo ví que la más generosa e inteligente pony se iba a mojar. Y abrí un hueco en las nubes para que comiera en paz, es todo.
böylelikle fazladan bileti sana verebilirim.
Ya veo qué pasa, me estás halagando para que te dé el boleto.
Düşündüm ki, madem Goodsonlar tek bi çatı altındalar her ne kadar geçici de olsa böylelikle sofraya oturup birbirimize günümüzü nasıl geçirdiğimizi anlatarak bir gelenek başlatabiliriz.
Y pensé, ya que los Goodsons estamos bajo el mismo techo, digo, temporalmente, quizás podriamos empezar una traición, donde nos sentamos para cenar y nos contamos sobre nuestro día.
Ve işte böylelikle sana tamamen güveniyorum.
Y en eso, confío totalmente en ti.
Zekice. Böylelikle ayak izimi almak için yere alçı dökmek zorunda kalmadın yani.
De esa manera no tienes que verter yeso... en una de mis huellas digitales.
böylelikle biz de izleyebiliriz.
Sí, acábala para que podamos ver.
Böylelikle Japonlar alamaz.
¡ Entonces los japoneses no podrán tomarlo!
Bu ağaç tek başına 40 bin incir verebiliyor ve böylelikle her yöne doğru sekiz kilometre uzanan bir alanda mini göçlerin merkezi oluyor.
Este árbol puede producir hasta 40 mil higos y se vuelve el centro de mini migraciones en 8 km a la redonda.
Sana bir reklam ayarlayabilirim. Böylelikle buradaki herkes de batmaz.
que podría poner un aviso por ti, así no nos vamos todos a la quiebra.
Ve böylelikle kontrolden çıkmış bu büyüme süreci gerçekten de gezegenlerin oluşumunda meydana gelir Ve tabi ki uyduların oluşumunda da. Kulağa oldukça basitmiş gibi geliyor.
Y ese proceso de acreción evasora ocurre en realidad al formarse los planetas y también al formar lunas.
Ve böylelikle gökyüzünü sonuna kadar izleyebilirsiniz yada kamerayı beklemeye alabilirsiniz.
Asi que te adaptas a que el continua leyendo el cielo como si continuaras moviendo lentamente una camara a lo largo del cielo.
Bu arada, ailenle irtibata geçeceğiz. Böylelikle sana, elbise, diş fırçası vs. getirebilirler.
Hablaremos con tu familia, pueden traerte ropa, cepillo de dientes, y esas cosas.
Olmuşlar böylelikle bir aile, ardından yönelmişler şehre.
Así, se volvieron una familia y se fueron a la ciudad.
Böylelikle anne ulaşmış Cennetin Krallığı'na.
Así, mamá se fue al Reino de los Cielos.
Falucci, takvim yaprakların tükenirken ben de bir şahin gibi geçip gideceğim. Böylelikle sen de atıştırma molana rahatlıkla devam edebilirsin.
Bien, Falucci, revisaré tus planillas de horas como un halcón, así que te recomiendo tomarte menos descansos.
Böylelikle ayışığını ve gölgeleri... görebiliyordu. Günboyu başına bela olmuş yaban otlarını ve kusurları... görmemek için böyle yapıyordu.
Se quedaba fuera con los ojos entreabiertos porque a medianoche podía ver la luz de la luna y las sombras.
Tek yapman gereken hafif bir dikkat dağınıklığı yaratmak ve böylelikle neredeyse her şeyi çalabilirsin, mesela bu silahı.
Todo lo que tienes que hacer es desviar un poco la atención, y puedes robarte cualquier cosa, como esta arma.
Böylelikle kendi başına şekilden şekle sokarsın.
Y con ellos puedes armar tus propias figuras.
Böylelikle sen de yemek ve gezi düzenlemek zorunda olmazsın.
De esa forma no tienes que planear más almuerzos ni viajes.
Şimdi, son ihtarı da almış oldunuz böylelikle, banka size en fazla ay sonuna kadar süre tanıyabilir.
Ahora bien, recibieron el aviso final y al vencer, el banco sólo podrá darles hasta fin de mes.
Hatırlamanız gereken yegâne şey, hayatınızda yapmış olduklarınız diğer insanların hayatlarının akışını değiştirebilir. Böylelikle, sizin hayatınız onların gözünde devam eder.
Solo debes recordar que lo que has hecho con tu vida puede cambiar lo que otra persona está haciendo con su vida, por lo tanto, tu vida puede continuar a través de la vida de otro...
Lisbeth ofisten ayrıIınca güvenlik beni arayacak, böylelikle ben de kulübeye gidip onu karşılayabileceğim.
Así que, cuando Lisbeth se vaya, me llamarán de seguridad, así estaré en tu cabaña para saludarla.
Bu akşam bende kalmak ister misin? Böylelikle bizde... Bunca geçen zamanki arayı kapatmış oluruz...
Te gustaría pasar por casa esta noche, así podemos... ya sabes, hablar apropiadamente en lugar de...
Böylelikle ondan kurtulacağız.
Mejor que nos la saquemos de encima.
Böylelikle elinde bugün nerede olduğuna dair kanıtın olur.
Así que ahora tienes una prueba de donde estuviste hoy.
Ona senin güvende olacağını söyledim, böylelikle Martin yaptığı şeyi sürdürmeye devam edebilecekti.
Le dije que me aseguraría de que estuvieras a salvo así Martin podía seguir haciendo lo que hace.
Baban da böylelikle iyileşmiş olur.
Tu padre debe tener una oportunidad de recuperarse.
Louvre'da aynı yolu bir kere daha yürüyelim böylelikle her şey yerini bulur.
La próxima vez que vayamos al Louvre estará bien dar un paseo... para que todo esté en su lugar.
Cam fayanslar döşeyeceğiz, böylelikle suyu akarken görebilirsin.
Vamos a restaurar las baldosas de vidrio, para ver correr el agua.
Böylelikle konuşmanın odak noktası olmaktan çıktım.
Y así de pronto, la conversación ya no es sobre mí.
Ve böylelikle aramızdaki bağ koptu.
El delicado hilo que había entre nosotros se había roto.
Böylelikle sorun kendi kendini çözecek.
Este es un problema que se resolverá solo.
Böylelikle insani beyin hücrelerimi öldürebileceğim.
Para matar mis neuronas humanas.
Tavsiyen için teşekkürler Lorne ama Avery ve ben kızımızın Amerika'da doğmasını istiyoruz. Böylelikle bir gün başkan olabilir ve muhteşem olduğumuz zamanlardaki gibi Almanya'ya savaş ilan edebilir.
Gracias por tu aportación, Lorne, pero Avery y yo queremos que nuestra hija nazca en América, para que algún dia se convierta en presidenta y declare la guerra a Alemania, como cuando molábamos.
Böylelikle herkes sarsıntı yaratacak büyük bir skandal bekleyecek
De esa forma, todos supondrán que es algo completamente escandoloso y eminente, como...
Başarılı bir şekilde beklentileri yükselteceğiz, böylelikle arkadaşlığımız duyurulduğunda .. önemsiz birşey kaçacak.
Habremos elevado sus expectativas exitosamente, y cuando nuestra amistad sea descubierta, no parecerá nada importante.
- Böylelikle... iki çitimiz olur, ve onlar kendi çitlerine bakım için falan gitmek istediklerinde, pantolonları takılabilir.
- Habría dos cercas así que si tienen que llegar a la suya para hacerle mantenimiento, sus pantalones podrían quedar atrapados.
Roger Steve'i cinsel ilişki yaşaması için partiye götürdü. böylelikle Steve seni ezebilecek.
Roger se ha llevado a Steve a una fiesta para que tenga relaciones y pueda usurpar tu puesto.
Haydi götürelim onları, böylelikle evden uzak olurlar.
- Llevarlos, así están lejos de casa.
Böylelikle yaratığın peşine düşüp seni etkileyebilecektim.
Para poder impresionarte al buscar venganza contra la criatura.
Ve telafi etmek için, Profesör'ü senin yerine öldürüyoruz. Böylelikle sıtma yüzünden korkunç bir şekilde ölmeyecek.
Y para compensartelo, nosotros estamos matando al Profesor por tí para que no muera horriblemente de hipermalaria.
Böylelikle sizi kıçınızdan vuruncaya ya da girmek için güvenli kabul edinceye kadar karantinadasınız.
Por la presente están en cuarentena hasta que se juzgue que sea seguro entrar y tirotear sus culos.
Böylelikle milyonlarca insan bunu seyredecek.
Asi es como un millón de personas ven estas cosas.
Bilmem gerekeni söylemenden başka hiçbir şey beni memnun edemez. Böylelikle seni havaalanına bırakırım. Uçağa binersin ve yoluna gidersin.
Nada me haría más feliz que me dijera lo que necesito saber, para que la pudiera llevar de vuelta al aeropuerto y pueda subirse en un avión, y pueda ir a donde sea que vaya.
Böylelikle onların güvenlerini paramparça ederek, dört bir yana saçarlar.
y dispersándolas en el recodo.
Böylelikle aramızdaki işleri doğru ve düzgün bir şekilde yoluna koyup yazılı bir kanıta sahip oluyormuşuz gibi farz ediyorum.
La madre de Ye Eun, esa mujer... esa mujer, Kim Chae Yi...
Böylelikle en sol şeridi kullanabiliriz.
Luego podríamos usar el carril de viajes compartidos.
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25