Dediniz ki traduction Espagnol
172 traduction parallèle
J. Palmer Cass dediniz ki Scrub White ile ufak bir tartışma yaşamışsınız.
Bueno, J. Palmer Cass, ha dicho que usted y Scrub White habían tenido una pequeña discusión.
Dediniz ki, "Parry, bu gece gelip arabayı almana gerek yok."
Dijo, "Parry, no tienes que molestarte en venir a recoger el coche esta noche".
Ama dediniz ki, "Köşenin hemen yanında sigara satan ufak bir dükkân var."
Acaba de decir : "Hay una tabaquería ahí en la esquina."
Telefonda dediniz ki, Johnny'i aramak için birini göndermişler.
Antes dijo que alguien estaba buscando a Johnny McQueen. ¿ Por dónde lo buscan?
Dediniz ki...
Dijo...
- Biz misafiriz. - Ama dediniz ki...
Somos huéspedes.
Dr. Thorndyke, konuşmanızda dediniz ki, penis kıskançlığı çağdışı psikiyatrik bir görüş sayılmalıdır.
Dr. Thorndyke, ud menciono en su discurso que la envidia de pene debe ser considereado un concepto psiquiatrico anticuado.
Bayan Caighn, bir süre önce dediniz ki...
Srta. Caighn, hace un rato ha dicho...
- Dediniz ki...
- Usted dijo...
- Kaptan, bana dediniz ki...
- Capitán, usted me dijo...
Bayan Cross, dün jüriye dediniz ki :
No tengo más preguntas. - Ninguna pregunta.
Dediniz ki, meclise bir şey yetiştirebileceğimizi kanıtlayabilirsek...
Usted dijo que si demostramos al Ayuntamiento que podríamos hacer crecer algo...
- Ama dediniz ki -
- Pero usted dijo...
Fakat siz dediniz ki...
Pero dijisteis...
- Ama demiştiniz ki.... siz dediniz ki....
- Pero usted dijo que quizás... Dijo que...
Beni birkaç defa çağırdınız, ve dediniz ki, "Biraz tedavi gör, zihin tedavisi."
¿ Me llamas algunas veces, me dices "toma este medicina," medicina para la mente?
- Ama dediniz ki...
Pero usted dijo -
Dediniz ki "Demek sonunda yaptılar!"
Vd. Dijo : "Así que lo han conseguido".
Hastane müdürüne dediniz ki "Demek sonunda yaptılar!" Onlar kim?
Anoche, al director del hospital. "Así que lo han conseguido."
Dün gece, size teyp kayıt cihazını sorduğumda, dediniz ki...
Anoche cuando le pregunté por el grabador, usted me dijo...
- Dediniz ki, bir... bir "öde" niz var mı?
¿ Qué? Me preguntó si tenía una "habitacioné".
Ve dediniz ki, bu başarısızlıklarımdan biri olarak kalması gereken bir cinayet.
Y como dijo este asesinato debe quedar como uno de sus fracasos.
Ne dediniz ki, Bay Mulvaney?
¿ Qué fue lo que dijo, Sr. Mulvaney?
"Kaptanın saati" dediğimde, dediniz ki,
"el reloj del comodoro".
- Dediniz ki bu odadaki biri... cinayet hakkında sÖylediğinden fazlasını biliyor.
- Usted dijo que alguien en este cuarto.. sabe más del asesinato de lo que ha dicho.
Cuma günkü New York Times gazetesinde, dediniz ki Japonlar...
- El viernes, en el New York Times... -... usted dice que con ellos y con los japoneses...
Ama, albay, siz, kendiniz dediniz ki.....
Pero coronel, Ud. mismo firmó...
Evet, niye bunu dediniz ki?
Sí, ¿ por qué me dices eso?
Dediniz ki, reverans...
¿ Dices que me acuclille?
Bayan Kirk dediniz ki, siz ve davalının babası...
Ha declarado que usted y el padre de la acusada...
Dediniz ki, Claudia lisedeyken...
Ha testificado que cuando Claudia estaba en el instituto...
- Dediniz ki... - Sizin onunla konuştuğunuzu duydular. Sonra onun cevabını bekliyor gibi yapıp tekrar konuştunuz.
Que le oyeron hablar con ella, fingir que esperaba su respuesta y luego volver a hablar.
Dediniz ki "Bronzu boş verin, artık kraliyet mavisi istiyorum."
Dijó, "Ya no quiero la bronze, Prefiero la Royal blue ahora."
Size sorduğumda, dediniz ki, "bildiğiniz kadarıyla yoktu," çünkü burada değildiniz.
Cuando le pregunté, le dijo : "No es que sepa", porque usted no estaba aquí.
Dediniz ki : -... "Abe, Seni çok iyi tanırdık- -"
"Abe, apenas te conocía..."
- Ama dediniz ki- -
- Pero dijo...
- Ama siz dediniz ki...
- Usted acaba de decir...
Nokta. Dediniz ki "İşi bitir ki araba alasın."
Me dijiste, "Cierra éste y te ganas el auto."
Önceden dediniz ki maceracı bir ruha sahip türde birisi olmaya can atıyormuşsunuz, bu doğru mu?
Usted dijo antes que aspiraba a ser la clase de persona con un espíritu aventurero. - ¿ Es eso correcto?
Ve şarabı bulamadığında ona dediniz ki...
Y cuando ella no la encontró, Ud. dijo...
- Saat hakkında. Dediniz ki?
- Sobre tu reloj dijiste...
Dediniz ki ;
Dijo
Evet, ama dediniz ki, bu herifleri siz tutmuşsunuz.
Pero usted dijo que contrató a esos tipos.
- Ama dediniz ki...
Pero dijeron...
Albay Plummer, şu çok etkileyici konuşmanızda ki, bu konuşmayı eminim 50 kez yapmışsınızdır "Bizim çocuklardan bazıları, ara sıra çizgiyi aşabilir." dediniz.
Coronel Plummer, en su elocuente discurso que ya habrá pronunciado cincuenta veces ha dicho : "algunos de nosotros perdemos la cabeza con frecuencia".
Siz dediniz ki...
¿... has dicho...?
Sonra ne oldu? Dediniz ki :
Y luego, ¿ qué más?
- Ne dediniz? Hiçbir şey anlamadım. - Dedim ki, sadece oteli, kurulduğu zamanki haline getirmeniz gerekiyor.
- Digo que puede usted dejar la casa... igual que como era a principios de siglo...
- Neden sanmayım ki? Daha demin kendiniz öyle dediniz.
Es lo que acabas de decir.
Ne dediniz? Şey, biliyorsunuz, zamanımızdaki cinayetler o denli çok ki, dolaplardan birbiri ardısıra düşen cesetler, gölden dışarı fırlayanlar, asla ne olacağını bilemiyorsunuz.
¿ Decía usted? que se levantan de un lago.
- Siz de "kim istemez ki", dediniz. - Van Doren'a baksanıza... - ben daha çok kazanmalıydım.
En retrospectiva, mire a Van Doren, debí pedir mucho más.