Demek istedim ki traduction Espagnol
178 traduction parallèle
Demek istedim ki, yarın İspanya'ya gidiyorsun.
Quiero decir, tú vas a España mañana. Yo también voy a ir, ¿ sabes?
Demek istedim ki, kaçakçılık yapıyor.
Quiero decir, él organiza el contrabando.
Demek istedim ki onu çok seviyordu.
Quiero decir, ella le quería lo suficiente.
Demek istedim ki, amcamın her mektubunda geleceğinizin haberini almayı bekliyorduk.
Desde que mi tío nos escribió, todos hemos estado esperando que llegara.
Ben yalnızca demek istedim ki, eğer zamanında...
Sólo quería decir que con el tiempo...
Demek istedim ki, her şeyi zevkinize uygun hazırlayacağım.
Quería decir que todo será organizado Para satisfacerla.
Demek istedim ki... biraz garip değil mi?
Sólo que es un poco extraño, ¿ no?
Ben... yalnızca demek istedim ki beni de aldığınız için teşekkür ederim.
Yo... quería decirle... gracias por traerme con usted.
Demek istedim ki, hep çiğ et yemedin, ha?
Me refiero, no se puede comer carne cruda todo el tiempo
- Sadece demek istedim ki...
- Solo quería decir...
Demek istedim ki, Ölen bir adamı kurtarmanın ardına sığınmak nasıl bir şeydir?
Quiero decir, cuál es el sentido de arriesgar el cuero, para salvar a un moribundo?
Yani, kahretsin, demek istedim ki... Boynunda Harvard etiketi taşıyamazsın...
Digo, no se puede llevar un cartel de "Harvard" en el cuello.
- Demek istedim ki
- Hablo...
Sadece demek istedim ki her zaman uygundur.
Nada más quería decir... cuando quieras.
- En azından ilk zamanlara göre. - Demek istedim ki... aynı madalyonun iki yüzü gibisiniz.
- son el otro lado de la moneda... de los delincuentes con los que siempre se juntan.
Roskva... Az sonra ayrılıyor olacağım, ve demek istedim ki...
Roskva... asi que solo queria decir...
Demek istedim ki, bunu yapacak olursak, o zaman...
Quería decir solamente que si se tomara esa decisión...
Demek istedim ki, ne?
Quiero decir, ¿ qué?
Demek istedim ki, siz bir psikiyatrsınız, eğitimlisiniz. Ve böyle şeyleri anlarsınız.
Usted es psicologo, ha estudiado y entiende estas cosas.
Demek istedim ki... çok korkusuzsun.
quiero decir... eres tan audaz.
Yani demek istedim ki, seni farklı kılan ne?
Bueno, ¿ qué te hace diferente?
Ama demek istedim ki...
Pero, entiéndeme lo que digo.
Yani aslında demek istedim ki...
- No... lo que quería decir...
Demek istedim ki ben ne yapacağım sensiz?
Quise decir ¿ qué se supone que haga sin ti?
İran'a kaçırılan çocuğu arıyor olmalıy... Oh, demek istedim ki, nasılsınız çocuklar.
Se supone que estarían en Irán buscando a tu hija secuestrada Eh, quiero decir, ¿ Cómo están hoy?
- Demek istedim ki Universal'den.
- Quiero decir Universal.
Çocuklar, demek istedim ki hepinizin avukatı olmasını ve başvurduğunuz hukuki yolları tamamen anlayışla karşılıyorum.
Niños, lo que quería decir era que apruebo que tengan abogado y que apoyo sus recursos legales totalmente.
- Ben sadece demek istedim ki biz bir aileyiz ve bir ailede...
Quise decir que éramos como una familia, y en una familia- -
Şey, "sözünü etmeye gerek bile yok" derken, demek istedim ki... sözünü edebilirsin.
Bueno, cuando dije "Ni lo menciones" me refería a que podías decir algo.
Demek istedim ki yaslanacak bir omza ihtiyacın olursa, arkadaşlarından birine git. Mesela Shelley'e.
Lo que quise decir fue que si necesitas un hombro donde llorar, acude a una de tus amigas, como Shelley.
Demek istedim ki bütün gece Pacey'de sevişiyor muydun yoksa doğum kontrol işlerine yatak odan dışında mı devam ediyorsun.
O Pacey y tú hicieron el amor toda la noche o comenzaste un negocio de métodos anticonceptivos.
Size demek istedim ki filmleriniz, görüntüleriniz beni gerçekten çok etkiledi.
Quería decirle que sus filmes, perdón, sus películas me impactaron.
- Hayır, demek istedim ki...
- No, quería decir...
- General demek istedim ki...
Mi punto es, General...
Hayır, ben demek istedim ki, alyansını göremedim.
No, es que no le veo anillo de matrimonio.
Demek istedim ki ben... Ben...
Realmente quise decir que- -
Demek istedim ki onları uyutan ben değilim.
No, quiero decir, yo no soy el que los pone a dormir.
Sana demek istedim ki....... Ernesto'un dergilerini Serra'ya bıraktım...
Miguele, quería decirte que yo las revistas para Ernesto las dejé en lo de Serra.
Onlar sadece... Yani... demek istedim ki... o sadece... bir telefon edecek.
Ellos... es decir, él necesitaba hacer una llamada...
Arizona Jim demek istedim tabii ki.
Quiero decir, desde luego, a Arizona Jim.
- Ta ki bunu görene kadar demek istedim.
- Lo dije en serio hasta que vi eso.
Demek istiyorum ki, şey, olan şuydu, anlarsınız, sadece onu korkutmak istedim, ve o mektubu istiyordum.
Verá,... Io que sucedió fue... Quería asustarIe y recuperar mi carta.
Demek istedim ki- -
- Es decir...
" Tabii ki onu demek istedim.
" Claro, lo digo en serio.
Ne dedim ki şimdi ben? - Taşınmak demek istedim, Stepford'dan ayrılmak?
- Quise decir mudarnos, abandonar Stepford.
Çok ilginç çünkü bir yandan bunu istedim, her erkek ister zaten. Ama bir yandan da istemedim demek ki.
Es interesante, porque en un nivel... quería responder, ya sabes, como todos los hombres... pero en otro, supongo que no quería.
Tabi ki ölüler hariç, demek istedim.
Salvo los muertos, claro está.
- Sadece demek istedim ki... Sen gerçekten çok iyisin ama... Olay şu ki ben...
- Sólo quería decirte que creo que eres un buen chico y todo eso, pero la cosa es que estoy enamorada de otra persona...
Demek istedim ki...
Sólo quise...
Dr. Bashir ile konuştum demek istedim. Asabi olduğundan bahsetti. Görüyorum ki abartmıyormuş.
A que el Dr. Bashir ha comentado que está un tanto irascible y veo que no exageraba.
Karınızın sorunları demek istedim, tabii ki.
De las de su esposa, quería decir.