Durduramıyorum traduction Espagnol
528 traduction parallèle
Kendimi durduramıyorum.
No puedo soportarlo.
Alacaklılar adresini istiyor. Onları durduramıyorum.
Los acreedores quieren tu pellejo.
Durduramıyorum.
No puedo evitarlo.
Ama kendimi durduramıyorum.
Sin embargo, no puedo parar.
- Durduramıyorum ki!
- ¡ No puedo detenerlos!
Başlayınca kendimi durduramıyorum.
Cuando comienzo, no hay quien me pare.
Şu düşünmemi bir türlü durduramıyorum.
Simplemente, no puedo dejar de pensar.
Durduramıyorum.
No puedo.
Böyle olunca kendimi durduramıyorum.
Cuando me pasa, no puedo detenerme. No puedo.
Isınmayı durduramıyorum.
No aguanto este calor.
Etki altındaki ekibim, Omicron Kolonisi'ne katılmak için gemiyi terk ediyor. Onları durduramıyorum.
Bajo sus efectos, la tripulación deserta para irse a la colonia y no puedo detenerles.
Gitmek istemiyorum ama kendimi durduramıyorum.
No quiero ir, pero no puedo evitarlo.
- Ölüyor. Durduramıyorum.
- Está muriendo y no puedo detenerlo.
Üzgünüm, M-5 müdahalesini durduramıyorum.
Lo siento, no puedo evitar la interferencia del M-5.
Kendimi durduramıyorum.
No puedo detenerme.
Buradaki kanamayı durduramıyorum.
No hay manera de contener la hemorragia.
Tamam ama kanamayı durduramıyorum.
Sí, pero no puedo contener la hemorragia.
Otomatik yok etme işlemini buradan durduramıyorum.
No puedo cerrar la secuencia de autodestrucción desde aquí.
Kendimi durduramıyorum.
No puedo parar.
Ağlamayı durduramıyorum. Delilik bu!
No puedo dejar de llorar, soy una idiota.
Onları durduramıyorum Kiona.
No puedo detenerlos, Kiona.
Titrememi durduramıyorum.
- No puedo dejar de temblar.
Kardinal hazretleri kırbaçlama ayinlerini yasakladı. Ama ben onları durduramıyorum.
Su eminencia ha prohibido los penitentes... en las procesiones, pero yo no puedo impedirlo.
Daha fazla dökülürse bana tokat atacağını söyledi. Durduramıyorum ki.
Me amenazó con pegarme si se me caía otro, pero no puedo evitarlo.
Şu mide bulantısı ve kusmayı durduramıyorum.
Escucha, no puedo dejar de vomitar.
- Kanı durduramıyorum,
- ¡ No puedo parar la sangre, hombre!
Scotty, durduramıyorum. 65'in altına düşmüyor.
¡ Scotty, no puedo parar el autobús!
Onları durduramıyorum.
No puedo controlarlos.
Müzik duyunca, ayaklarımı durduramıyorum.
Cuando oigo música, los pies se me van solos.
Kanamayı durduramıyorum.
¡ No puedo detener la hemorragia!
Titremeyi durduramıyorum.
No puedo dejar de temblar.
Durduramıyorum!
¡ No puedo detenerla!
Durduramıyorum.
No puedo pararlo.
Durduramıyorum!
¡ No dejo de darle vueltas!
Annen sürekli ağlıyor. Onu durduramıyorum.
No deja de llorar y no logro consolarla.
# Deveyi durduramıyorum!
¡ No puedo parar el camello!
Başladı mı durduramıyorum.
¡ Una vez que comienza, no puede parar!
Kumun akışını durduramıyorum.
No se puede detener el tiempo :
Penny, makineyi durduramıyorum! Durmuyor meret!
¡ Penny, no puedo arreglarlo la cosa no para!
Saldırıyı durduramıyorum.
No puedo detener el ataque.
Durduramıyorum.
No puedo detenerlo.
Durmuyor! Durduramıyorum!
¡ No puedo hacer que se detenga!
Kendimi durduramıyorum, kendimi durduramıyorum.
No puedo evitarlo, No puedo evitarlo.
Durduramıyorum, Mac.
No puedo corregirlo, Mac.
Aptalca şeyler söylemeye başlıyorum ve kendimi durduramıyorum.
Empiezo a decir estupideces y no puedo parar.
Onu durduramıyorum.
No sé cómo detener a ese sujeto.
Lanet şeyi dik durduramıyorum.
No logro que la maldita cosa se quede parada.
Durduramıyorum.
No puedo evitarlo
Konuşmamı durduramıyorum.
¡ Dios mío!
Durduramıyorum.
Ahora no puedo pararlo.
Durduramıyorum!
¡ No puedo detenerlo!
durdur 139
durdu 87
durduk 23
durdum 42
durdurun 141
durdular 27
durdur onu 200
durdurun onu 231
durdurun şunu 91
durdur onları 66
durdu 87
durduk 23
durdum 42
durdurun 141
durdular 27
durdur onu 200
durdurun onu 231
durdurun şunu 91
durdur onları 66