English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ D ] / Düşünmeliyim

Düşünmeliyim traduction Espagnol

670 traduction parallèle
Bunu gerçekten düşünmeliyim.
No se preocupe.
Kendimi düşünmeliyim.
Tengo que pensar en mí misma.
Ben de isterdim ama işimi düşünmeliyim.
Ya me gustaría, pero tengo que trabajar.
- Olmaz, üstünde düşünmeliyim bunun.
Tendría que pensármelo.
Bu konuyu biraz düşünmeliyim.
Debo reflexionar sobre ello.
Önce kendi ailemi düşünmeliyim.
Mi familia está primero.
Düşünmeliyim.
Debo pensar.
Pearl'ü düşünmeliyim. Haftalardır eve gitmedim.
Llevo dos semanas sin ver a Pearl.
- Bunu düşünmeliyim.
- Habrá que comprobarlo.
Düşünmeliyim.
Necesito pensar.
Parayı düşünmeliyim, Lon, Princeton'a gidecek, Rose üniversiteye.
Me preocupo por el dinero, con Lon en Princeton y Rose a punto de ir.
Geleceği düşünmeliyim.
Debo pensar en el futuro.
Pişmanlığı düşünmeliyim, acıyı, alçaldığımın farkında olarak.
Con remordimiento, sufrimiento... Con la conciencia de la degradación.
Bunu düşünmeliyim.
Debo pensarlo.
Belki de ikinci kez bunun için düşünmeliyim.
Tal vez no sea conveniente que haga este viaje.
- Birilerini yakalayabileceklerini düşünmeliyim. - Nereye bakardın?
- Bien podrían detener a alguien.
Bu konu hakkında düşünmeliyim.
Tengo que pensar un momento.
Düşünmeliyim.
Tengo que pensar.
Kulağa çok bencilce geldiğini biliyorum Don ama kendimi düşünmeliyim.
Sé que debe sonar muy egoísta por mi parte, Don... ... pero tengo que pensar en mí misma.
Çok iyi düşünmeliyim.
Debiera meditarlo.
Marjorie ve çocuğumu düşünmeliyim.
Tengo que pensar en Marjorie y el bebé.
Öyle mi düşünmeliyim, güvelerin yediği, yamalarla tutturulmuş bir sürü paçavra.
Desde luego, un montón de andrajos viejos, apolillados, remendados.
- Sanırım biraz düşünmeliyim. - Neden?
Sí, pero llegaré tarde.
Bunun hakkında düşünmeliyim.
Tengo que pensar en eso.
Şüphe uyandırmayan dörtdörtlük ufak bir kaza düşünmeliyim.
Es preciso que prepare un bonito, pequeño accidente totalmente imparable.
Bunu tekrar düşünmeliyim.
Tengo que meditarlo.
Daha iyi bir şey düşünmeliyim.
- Quiero lo mejor para nuestro barrio.
Zack amcan gibi düşünmeliyim.
Tengo que pensar como tu tío Zack.
- Ne düşünmeliyim?
- ¿ Qué se supone que debo opinar?
- Sence ne düşünmeliyim?
- ¿ Qué debería pensar?
Sadece, geldiklerinde onların dikkatini çekecek bir şeyler düşünmeliyim, hepsi bu.
Sólo tengo que idear una manera de llamar la atención cuando lleguen, eso es todo.
Gittiğim kulüplerdeki çocukların, komşuların ve Audrey'min arkadaşlarının neler söyleyeceğini düşünmeliyim.
Pero no sé qué dirán en los clubes qué pensará la gente de mi barrio y los amigos de mi hija Audrey.
Ben nasıl düşünmeliyim?
¿ Cómo crees que me siento yo?
Kendimi düşünmeliyim.
Debo cuidarme a mí misma.
Öneriniz güzel ama düşünmeliyim.
Debo pensar en vuestra oferta.
Evet iyi bir öneri gibi ama yine de biraz düşünmeliyim.
Ya, pero debo pensarlo.
Teklifinizi düşünmeliyim.
Debo pensar en vuestra oferta.
Evet, ama düşünmeliyim.
Ya, pero debo pensarlo.
Peki daha başka neyi düşünmeliyim?
¿ Y en qué más debo pensar?
Ama Lew buraya geldiğinde ne yapacağımı düşünmeliyim.
¿ Pero sabe por qué? Me acordé de que Lew llegaría.
Hayattaki sosyal konumumu düşünmeliyim.
Debo asumir en la vida la posición social a la que pertenezco.
Ama bunu biraz düşünmeliyim.
- Pero debo pensármelo un poco.
Yürüyüşe çıkacağım, biraz düşünmeliyim.
Puede que piense algo.
Karımı düşünmeliyim.
Debo pensar en mi mujer.
Bu konuda biraz daha düşünmeliyim, Mary.
Tengo que pensarlo un poco más, Mary.
Tuğla duvar düşünmeliyim.
He de pensar en un muro.
Tuğladan bir duvar düşünmeliyim.
He de pensar en un muro.
Mantıklı bir şekilde düşünmeliyim.
Pensar racionalmente.
Pekala, tekrar düşünmeliyim.
Bueno, me lo pensaré.
- Bir çeşit açıklama düşünmeliyim.
Tengo que pensar en una explicación.
Üzerinde düşünmeliyim, biliyorum korkunç olacak.
sé que será horrible.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]