Elbette benim traduction Espagnol
619 traduction parallèle
Elbette benim hakkımda söylediğin hoş sözler için seni takdir ediyorum.
Claro que te agradezco por todas las cosas lindas que dijiste sobre mí.
- Araba senin mi? - Elbette benim.
- ¿ Seguro que el coche es suyo?
- Elbette benim.
- Por supuesto.
Elbette benim.
Sí, por supuesto.
Elbette benim kızımsın.
Claro que eres mi chica.
- Ve elbette benim kocam.
- Y mi marido, por supuesto.
Aptalca bir düşünce olduğunu varsayalım,... elbette benim savaşım sizi ilgilendirmez,... Younger Miles'a karşı.
Después de todo, supongo que era tonto de mi parte pensar que estaría interesado en mi lucha con Younger Miles.
Elbette benim. Ama Irma bilmiyor.
Claro que soy yo, pero ella no lo sabe.
Elbette benim. Ne kadar tehlikeli olduğunun farkındasın değil mi, ne yapıyorsun sen?
Claro que sí. ¿ Te das cuenta de lo peligroso que es lo que estás haciendo?
- Elbette benim.
- Claro que sí.
- Elbette benim.
Pues claro que soy yo.
Elbette. Benim odama.
¿ Y del atizador?
Bunlar benim değil. Elbette sizin, Bay Ziegfeld.
Guarda los chistes para el público.
Elbette, benim bir suikastçı olduğumu düşünmüyorsun.
¡ No pensará que soy un asesino!
Elbette başkaları da oldu ama kendi ayırt etme kabiliyeti sayesinde benim müdahale etmeme gerek kalmadan onları bizzat kendisi eliyordu.
Hubo otros, por supuesto. Pero su propia discriminación los rechazó antes de que fuera necesaria mi intervención.
Elbette beni polise canlı olarak asla teslim edemeyeceğini farketmişsindir. Seni cezalandırmak benim görevim değil.
Se dará cuenta, imagino, que nunca me entregará vivo a la policía.
Elbette, benim işim bu.
Claro, por los cuatro costados.
Elbette kötüye gitmen kaçınılmaz ama bu benim suçum değil.
Sin duda, errará en algo, mas no será culpa mía.
Elbette öyle,... benimle evlendin çünkü,... benim, evde güzel elbiseler giyeceğimi,... modaya uygun kıyafetlerle,... kullanacağın insanları etkileyeceğimi düşündün.
Por supuesto que no, te casaste conmigo porque pensaste que era suficientemente linda para ataviar esta casa y usar la ropa de moda e impresionar a la gente que podrías utilizar. Es por eso que te casaste conmigo.
Cochise'in sözleri, elbette benim değil efendim.
Así se expresó Cochise, no yo.
Elbette bu kız, benim tarafımda olmayan tek kişi.
Esa muchacha es la única que conozco que no está de su propio lado.
Benim için bunu çakar mısın? Elbette.
Por favor, ¿ me martilla aquí?
Ekranda benim kendim konuşup şarkı söylemediğim mi yazacak? Elbette.
¿ Va a decir que yo no hablo ni canto?
Elbette. Senin için yegane Nakagimi benim.
Soy la única Nakagimi que hay aquí.
- Elbette öyle, sonuçta benim kızım.
Por supuesto, es hija mía. Esas cosas se heredan.
- Elbette anne, benim için sakıncası yok.
- Está bien, mamá. No hay problema.
- Elbette. Partnerlerimin benim için büyük planları var.
Eso es, mis compañeros tienen grandes planes para mi.
Bu sadece benim görüşüm elbette.
Es una opinión personal, por supuesto.
Sizin için eski bir hikaye elbette ama benim için yepyeni. Güzel.
Bien.
Elbette, benim evim böyle değil.
Por supuesto mi casa no es... Como esto.
Oh, benim balık takımımı aldın mı? Elbette.
- ¿ Has cogido mi equipo de pesca?
Babanla benim elbette.
¿ Por qué? De tu padre y mía.
Benim de hatam elbette.
Claro que, también fue culpa mía.
Benim tercih ettiklerim değil elbette.
Ciertamente, yo no los escogería.
Elbette. O benim karımdı.
Me parece que no tanto.
Elbette, esasen benim hatam.
Soy consciente que estoy en desventaja contigo.
Elbette, zaten benim de konuşmak istediğim konular var.
Claro, yo también debo hablarte de ciertas cosas.
Benim onlardan ettiğim kadar değil elbette.
No tanto como yo les odiaba a ellos.
Elbette yok! Benim de yok.
Bueno, yo tampoco.
Elbette. Ne de olsa benim önceliğim var, değil mi?
Claro. ¿ No soy indispensable?
Resim işi elbette çok fazla zaman ve çaba gerektiriyordur ama benim işim de öyle.
Es verdad que pintar lleva tiempo, pero lo mío también, ¿ sabes?
Ama benim baronlarla olan derdimden kastım şu... Senden nefret ediyorlar, biliyorsun değil mi? Elbette.
No, me refiero a problemas con los barones, ellos te odian, ¿ lo sabes?
Elbette. Benim olacaksın.
Por supuesto que usted será mía.
Elbette şu anda benim için sadece akademik bir mesele ama geçmişe bakınca sabit bir şey aramamayı yerinde görüyorum.
Por supuesto, ahora es sólo un asunto académico conmigo pero si miro atrás, creo que es mejor no buscar algo estable.
Elbette seni götürürüm. Benim evim senin evin.
Seguro que os llevaré, mi casa es vuestra también.
Elbette bu plan benim tarafımdan bir blöftü. Bu tür muziplikleri seven Sam için de öyle. Haydee için de öyleydi.
Todo ese montaje era un farol por mi parte, por la de Sam que adoraba prestarse a estas cosas, y por la de Haydée, cuya presteza a seguirme me encantó y nos unió mucho más que nuestras confidencias.
- Elbette, benim. Ailenizin yanında 24 sene çalıştım.
Sí, soy yo, trabajé para su madre hace 24 años.
Elbette başkaları da oldu ama kendi ayırt etme kabiliyeti sayesinde benim müdahale etmeme gerek kalmadan onları bizzat kendisi eliyordu.
Por supuesto hubo otros hombres. Pero ella misma los rechazaba antes de que mi intervención fuera necesaria.
- Benim raporumu mu? - Elbette.
- ¿ Mi informe?
Elbette, tüm haber kaynakları kesildi, ama benim kaynağım çok kesindi.
Hay un silencio informativo total, pero el informante fue muy claro.
Evet, elbette ve bu o zamanki en güçlü hatıralarımdandı benim.
Todo el este de Prusia y parte de Pomerania estaban tratando de refugiarse en la Alemania central.
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449