Elimden geleni yapacağım traduction Espagnol
1,610 traduction parallèle
Elimden geleni yapacağım.
Haré todo lo posible por ayudarle.
Ben mahkemeye gidip elimden geleni yapacağım.
Voy al juzgado, veré qué puedo hacer.
- Elimden geleni yapacağım.
Veré qué puedo hacer.
Evelyn dinle, bir anlaşma yaptığımızı biliyorum... ve kızını geri almak için elimden geleni yapacağım.
Evelyn, escucha. Sé que tenemos un trato. Y haré todo lo que sea posible para regresarte a tu hija.
Elimden geleni yapacağım.
Haré lo mejor posible.
Elimden geleni yapacağım...
Lo haré lo mejor que pueda...
Los Angeles'a gideceğim ve bu olay kontrolden çıkmadan o bölümün kaldırılması için elimden geleni yapacağım.
Iré a Los Ángeles. Y are todo lo que pueda para que quiten ese episodio antes de que este fuera de nuestras manos.
Elimden geleni yapacağım.
Haré lo que pueda.
- Elimden geleni yapacağım.
- Voy a hacer lo posible.
- Elimden geleni yapacağım.
- Sí, lo haré. - Está bien.
Elimden geleni yapacağım.
Lo intentaré.
- Elimden geleni yapacağım.
Veré que puedo hacer.
Sizi bilgilendirmek için elimden geleni yapacağım, bayan. Buna söz veriyorum!
Haré todo lo posible por mantenerla informada señora, se lo prometo.
- Rahat etmeniz için elimden geleni yapacağım.
Venga póngase cómoda.
Bakın bayan Ruiz, ben elimden geleni yapacağım.
Sra. Ruiz haré lo posible.
Elimden geleni yapacağım.
Haré todo lo que pueda.
Senin için elimden geleni yapacağım.
Haré lo que pueda por ti.
Elimden geleni yapacağım Mrs. Sullivan.
Voy a hacer todo lo que pueda, Sra. Sullivan.
O O.ospu Ç. nu yakalatmak için elimden geleni yapacağım.
Haré lo que pueda por ayudar a atrapar a ese hijo de perra.
Ama söz veriyorum, kızını sağ salim getirmek için elimden geleni yapacağım.
Pero le juro que haré todo lo posible para devolverle a su hija sana y salva.
Elimden geleni yapacağım ve size en iyi dereceyle geleceğim.
Daré lo mejor de mí y y vendré con la cabeza bien alta.
Ama seni buradan kurtarmak için elimden geleni yapacağım.
Pero voy a hacer todo lo que pueda para sacarte de aquí.
Söz veriyorum onu enselemek için elimden geleni yapacağım.
Te prometo que haré todo lo que pueda para encontrarlo.
Elimden geleni yapacağım.
Veré que puedo hacer.
Sana kötü bir şey olmaması için elimden geleni yapacağım, tamam mı?
Voy a hacerte sentir seguro. Nada malo pasara, ¿ esta bien?
Elimden geleni yapacağım.
Haré lo mejor que pueda.
Ama takım için elimden geleni yapacağım.
Pero haré lo mejor que pueda por el bien del equipo.
- Elimden geleni yapacağım.
- Haré lo que pueda.
Bir çıkaryol bulabilmek için elimden geleni yapacağım.
Me voy a dedicar a encontrar una salida a todo esto.
Elimden geleni yapacağım.
Daré mi mejor...
Söz veriyorum, babanı görmek istediğinde elimden geleni yapacağım.
Te prometo, que cuando quieras ver a tu padre, haré que eso pase.
Anladım! "Çok yaşa ev hanımı" için elimden geleni yapacağım!
Entendido, viva ama de casa. Haré lo mejor que pueda.
Garanti vermiyorum, Ama elimden geleni yapacağım.
Sin garantías, haré lo que pueda.
Jeff'in nezareti boylayacak kadar çok içmemesi için... -... elimden geleni yapacağım.
Voy a hacer que Jeff no bebs tanto y que no termine en la cárcel.
Onları yavaşlatabilmek için elimden geleni yapacağım.
Voy a hacer lo que sea Capaz para demorarlos
İki ülke için de müzakerede bulun. Seni korumak için elimden geleni yapacağım.
Negocie por nuestros dos países y haré todo lo que pueda para protegerle.
İki ülke için de müzakerede bulun. Seni korumak için elimden geleni yapacağım.
Negocie por nuestros dos países y yo haré todo lo que pueda para protegerle.
Fakat elimden geleni yapacağım senin için.
Pero te ayudo en lo que puedo y es todo lo que puedo hacer, ¿ no es así?
Söz veriyorum. Elimden geleni yapacağım.
Prometo hacer todo lo que pueda para ayudar.
Bildiğin gibi müdürüm ve müdür olarak başarılı olmanız için gerekli donanımlı mezun olmanız için elimden geleni yapacağım.
En mi calidad de director, hago el mayor esfuerzo para ayudarlos a graduarse con lo que necesitan para sobrevivir en el mundo.
Elimden geleni yapacağım diyorum.
Haré lo posible.
Elimden geleni yapacağım.
Haré lo posible.
Ama izin almak için elimden geleni yapacağım.
Así que haré un esfuerzo por conseguir permiso.
Abby biraz rahatsızlandı, ancak yetişmek için elimden geleni yapacağım.
Abby no se sentía muy bien. Pero llegaré ni bien pueda.
Tamam, Wayne. Elimden geleni yapacağım.
Ok wayne, hare todo lo que pueda
Elimden geleni yapacağım.
Veré qué puedo hacer.
- Ne yapacağız? ... elimden geleni yaparım.
... lo que pueda para ayudar.
Elimden geleni yapacağım.
Haré todo lo que pueda
Elbette elimden geleni yapacağım.
Procura llegar lo antes posible.
Elimden geleni yapacağım.
Me esforzaré.
Cevaplamak için elimden geleni yapacağım.
Haré lo mejor que pueda.