Elimizde traduction Espagnol
13,689 traduction parallèle
Elbette hoşuma gitti ama elimizde ordu bile yok!
Claro que me complace, pero ¡ no tenemos fuerzas!
Elimizde harika bir telekonferans sistemi var bizzat krala sunumunu yapacağız.
Tenemos este equipo de teleconferencia extraordinario... y estamos presentándoselo al mismo Rey.
Eğer Hollandalı'yı düzgünce izleseydin belki Solucan Deliği çoktan elimizde olurdu!
¡ Si hubieras seguido más de cerca al Holandés, quizá ya tendríamos el Pasadizo!
Şu anda elimizde, tarih öncesi insan ile ilgili, tüm kayıtlar mevcut.
Tenemos bien estudiado al hombre prehistórico.
Üzgünüm, elimizde hiç yok.
Lo siento, no tenemos ninguno.
Bu arada, Anna da elimizde.
Por cierto, tenemos a Anna.
İşaretçi sizdeydi, siz de bizim elimizde.
Usted tenía el apuntador, y nosotros, a usted.
Elimizde bir şey varmış gibi mi yapalım?
¿ Que finjamos tener algo que no tenemos?
Yalnızca elimizde olduğunu sanmayacak aynı zamanda onu ifşâ edip yok etmekte kullanacağız.
No solo tenemos que hacerle creer que lo tenemos sino que vamos a usarlo para exponerlo y destruirlo.
Evet, tamam. Elimizde ne var?
Si todo bien. ¿ Qué tenemos aquí?
Başka ne var elimizde?
¿ Qué más tenemos?
- Elimizde hiçbir şey yok.
- No tenemos nada.
Elimizde bunların eski ordu mensubu olduğuna yönelik ciddi şüpheler var.
Nos causa preocupación el puñado que creemos que son ex militares.
Şimdiyse elimizde bir bok yok.
Y ahora ya no tenemos nada.
Kızı elimizde tutamayacak olmamız çok yazık baba.
Es una maldita lástima que no podamos quedárnosla, papá.
Buna rağmen en yaygın hastalık, elimizde çok fazla zaman olması olabilir.
¿ Cuándo vamos a salir otra vez? Pero la explicación más simple es... ¿ Esta noche?
Tamam, elimizde bu var.
Esto es lo que sabemos :
Ama derler ya, "Gün doğmadan neler doğar." Elimizde...
Pero como dicen : "Siempre hay que ver el lado positivo". Tenemos...
Elimizde kalan tüm kâğıtlara bastır bunu ve hemen haberi yaymaya başla, tamam mı?
Imprímalo en todo el papel que tengamos... y corramos la voz de inmediato, ¿ de acuerdo?
- Henüz elimizde bir tarih yok.
Aún no tenemos la fecha.
Bakalım elimizde ne var.
Vamos a ver qué tienes.
Mike harici konuşur benim için, elimizde olanlar hep'başkalarının savunmaları'. "
Al menos que Mike me hable, todo lo que... tenemos es la "Defensa de los demás".
Ayrıca elimizde daha iyisi var!
A demás, tienes uno mejor.
Bakın elimizde ne varmış?
¿ Qué tenemos aquí?
Elimizde ne var?
¿ Qué tenemos?
Ve bunu değiştirmek bizim elimizde, yani, hepinizin fikirlerini duymak istiyoruz.
Y depende de nosotros cambiar / a, así que queremos oír sus ideas.
Elimizde bir şey yok demekten iyidir.
Cualquier cosa menos decir que no hay nada.
Taşakları sonsuza kadar elimizde olurdu.
Los tendríamos acogotados toda la vida.
Eğer o ağacı satarsam ve parasını da sana verirsem... sonraki hafta elimizde ne ağaç, ne para ne de restoran olur.
si yo vendo ese olivo y os doy el dinero a vosotros, a la semana no tendréis ni olivo, ni dinero, ni restaurante.
Olgulara dayanarak çalışıp karar veriyoruz. Ve bu noktada elimizde hiçbir şey yok.
Trabajamos y tomamos decisiones basados en hechos, y en este momento, no tenemos nada.
Elimizde bir ipucu olmadan herifin izini bulmak çok zor.
Va a ser difícil seguirlo sin nada para seguir.
Anlaşma imzalamak için elimizde tek şansımız kalmış. Ama kumandalarımız çok sıçık ki bu da demo versiyonunu oynanamaz hale getiriyor.
Conseguimos un one-shot en Activision... pero nuestro mando es tan inútil, que el demo es casi injugable.
Ya elimizdedir ya da elimizde hiçbir şey yoktur.
O la tenemos o no tenemos nada.
Melezin kanı elimizde olunca, Doğu'ya saldıracağız.
Cuando tengamos la sangre de la híbrida, atacaremos la colonia.
İnanmayacaksın ama, eğer ilgilenirseniz hem dışarda yemek yiyip hemde paleo diyetini uygulayabileceğiniz dergi var elimizde
No va a creerlo, pero hay una revista sobre el aire libre que básicamente trata de dietas paleo y comer al aire libre, lo que me parece una bonita elección, si le interesa eso.
Elimizde başka var mı?
¿ Tenemos otra?
Elimizde gerçek bir FISA mahkemesi kararı olduğunu açıkça belli ettim.
Me dejaron muy en claro que... tenemos una orden auténtica del Tribunal de FISA.
Elimizde bir örneği yok.
No hay precedente aquí.
Bunun çok göz önünde olan bir şey olduğunu düşündüğünüzü ve yabancıları da sete çekme riskinin çok fazla olduğunu biliyorum ama elimizde zaten muhteşem bir kılıf var.
Daremos la ilusión de que el hombre camina sobre la luna. Deben pensar que es demasiada exposición, y que el riesgo de traer a gente de afuera es demasiado, pero ya tenemos la cubierta perfecta.
Birkaç şey yaz ve elimizde ne var bir bakalım, tamam mı?
Escribe un par de cosas, a ver gué opciones tenemos.
Film çekimleri Paris'te ve elimizde senaryo yok.
La película se filmará en Paris y no tenemos guión.
Bu seçimde Senato elimizde, Kongre de elimizde ve Güneyli bir Demokrat başkan seçebiliriz.
En esta elección, podemos poner un freno en la Casa y otro en el Senado, para elegir un presidente demócrata del sur.
Burayı dinle, kampanyadan özel bir grubu ayırıp elimizde ne varsa ona karşı kullanmanı istiyorum!
Escúchame, quiero que reúnas un grupo especial, separado de la campaña ¡ y lo golpees con todo lo que tengas!
Amelia ortaya çıkmazsa elimizde hâlâ Shattuck var, değil mi?
Mira, si no aparece Amelia, tenemos a Shattuck, ¿ no?
İkimiz de eve elimizde $ 800,000 ile gidebilirdik.
Podríamos haber ido a casa con $ 800.000 cada uno...!
Elimizde morfin kalmadi.
Y no hay más morfina.
Bak, bu halka açılma sürecinde elimizde Michael'la bir bağlantı yok.
Mira, a juzgar por donde va esta OPI... no tenemos ninguna relación específica con Michael en este momento.
Bu iki genç insan tarafından işlenen ve elimizde kanıtı olan suçlar bunlar.
Esos son los delitos y los únicos de los que hay pruebas.
Aslında ben de açgözlülüğüne güveniyorum zaten, parayı bulursak onu da buluruz umarım elimizde bir de mahkeme kararı olur.
Te diré qué, con la codicia es con lo que estoy contando, encontramos el dinero, encontramos a Hubert esperemos que con una orden en la mano. Sí, ¿ cómo es eso?
- Monty, elimizde bir ipucu vardı.
Monty, tenía una pista.
Bağlantılar elimizde.
Nos dieron el contexto.