Eğlenmek traduction Espagnol
2,517 traduction parallèle
Bunu gerçekten eğlenmek için yapan insanlar var mı?
¿ Realmente la gente hace esto por diversión?
Tanrılar eğlenmek için tuhaf yollar benimsemişler.
Los dioses se divierten de maneras muy curiosas.
Roma'ya eğlenmek için geldik!
¡ Hemos venido a Roma a divertirnos!
Biraz eğlenmek istiyorum.
Sólo quiero divertirme un poco.
Michael ve Carlos eğlenmek için eve gitti.
Bueno, Michael y Carlos fueron a su casa a mimarlo.
Eğlenmek isteyen yokmu?
¿ No quieren un poco de diversión?
Eğlenmek için biraz zor bir kadınsın, Bayan Humpreys.
Usted es una mujer difícil de entretener, Sra. Humphreys.
Yıllardır dışarı çıkmamıştınız biraz eğlenmek size iyi gelecek.
Hace años que no sales, así que una noche entretenida es buena idea.
İlgilendiği en önemli şeyler, arkadaşları ile eğlenmek ve ailesinin tepesini attıracak yeni yaratıcı yollar bulmaktan ibaretti.
Su mayor preocupación en la vida era ir de fiesta con sus amigos y hallar nuevas formas creativas de enfadar a sus padres.
Sensiz eğlenmek istemiyorum.
No va a ser divertido sin ti.
Siz burada eğlenmek için pek bir şey yapmıyorsunuz, değil mi?
Ustedes chicos no hacen muchas cosas para divertirse por aquí, no?
Bunu eğlenmek için yapmıyorum.
No lo hago por diversión.
Bizim gibi bir grup üniversiteli genç eğlenmek için buraya gelir.
Unos chicos universitarios como nosotros vinieron aqui para pasar un buen rato
Alt tarafı bir maç, amacımız eğlenmek zaten.
Es un juego, sólo importa pasarlo bien.
Eğlenmek istiyorlar.Ama şu hale bek Adamları zehirliyor gibisin sen
Quieren que los entretengan. Tú lo entendías, pero has cambiado. Ya empezamos.
Sadece biraz V alıp eğlenmek isterdi.
Él simplemente queria algo de V y divertirse un poco.
Bak, nasıl eğlenmek istiyorsan öyle eğlen.
Escucha, el cómo pases tú los buenos ratos es cosa tuya.
Evet, ama eğlenmek için bir nedenimiz var!
¡ Aun así, hay motivos para celebrar!
* Vakit daha erken biraz eğlenmek istiyorsun sen *
# Pues, la noche comenzó # # y quieres diversión #
Sadece kaltakla eğlenmek istedim.
¿ Querías ganar un poco de dinero para fumar marihuana?
Neredeyse, eğlenmek gibiydi.
Casi alegría.
Belki de sadece partide biraz eğlenmek istiyorumdur.
Quizás solo quería divertirme en la fiesta.
New York'ta olduğum için ilk kez kendim gibi hissettim ve dışarı çıkıp bunun zevkini çıkarmak, eğlenmek istiyorum.
Estando en Nueva York, esta es la primera vez que me he sentido como soy realmente. Y quiero que salgas y lo disfrutes, que te diviertas.
Gerçekten. Bir insanın inandıklarıyla eğlenmek hiç doğru değil.
De verdad, no está bien burlarse de las creencias de las personas.
Senin canın eğlenmek istiyor.
Es curioso que preguntes.
- Bu gece güzelce eğlenmek istiyorum.
- Bueno, sólo quiero divertirme esta noche. - Yo también.
Benim yeni işim kaytarmak, Eğlenmek, ve bilgelik taslamak.
Mi nuevo trabajo es salir de fiesta, pasarlo bien, y ser un listillo.
Ne zamandır ailemle eğlenmek istiyorsun?
¿ Desde cuando te interesan las fiestas de mis padres?
Eğlenmek. Yıllardır ilk kez muhabirler yok, röportajlar yok, kalabalıklar yok.
Por primera vez en años no hay periosdistas, entrevistas o fans.
Hayatınızdakinden daha fazla eğlenmek ister misiniz?
¿ Uds. chicas querrán ponerse más jodidas de lo que alguna vez han estado en sus vidas insignificantes?
Sadece eğlenmek için.
Ya sabes, solo por diversión.
Seninle ne zaman karşılaşsak bana sataşıyorsun ve şimdi birlikte mi eğlenmek istiyorsun?
Espera, ¿ estás bromeando, no? Te comportas como un completo idiota cada vez que nos cruzamos, ¿ y ahora quieres divertirte conmigo?
Eğlenmek için efendim.
Por diversión, señor.
Evlat, eğer amacım eğlenmek olsaydı doğduğun gün kaçıp gitmiş olurdum.
Hijo, si estuviera interesado en diversión, hubiera huido el día que naciste.
Kulübe uğrayıp, eğlenmek bir iki tek atmak biraz ot tüttürmek, futbol izlemek ve birkaç soygun ve cinayet planlamak istemişsindir.
Quieres ir por la sede del club, ir a tu aire, fríamente, beber de los 40. Fumar un poco de hierba, mirar fútbol... Y planear algunos robos y asesinatos.
İçmek, gevşemek, eğlenmek.
¿ Tomando, soltándose, divirtiéndose?
Eğlenmek çok hoşuma gider benim.
Oye, me gusta divertirme.
Evet, benim de eğlenmek için Denise'e ihtiyacım yok.
Sí, y no necesito a Denise para divertirme.
Bu adamın hayattaki en büyük emeli ölesiye eğlenmek olduğu için, her ülkede altına eder.
El objetivo de él en la vida es divertirse mucho y hacerse encima en todos los países.
Her gece eğlenmek zorunda mıyız?
Entonces tu te diviertes todas las noches?
Sen sadece eğlenmek için oynuyor gibisin.
Tú... Nada más te andas divirtiendo.
Hep ölümlüler gibi eğlenmek istermiş
Que siempre soñó con divertirse como un mortal
* Canın eğlenmek istediğinde *
# Cuando quieras pasar un buen rato #
Bu kadar eğlenmek legal mi ki?
¿ No es ésa demasiada diversión para ser legal?
Eğlenmek için ne mi yaparım?
¿ Qué hago para divertirme?
Eğlenmek mi?
- Buen tiempo?
Belki de sadece partide biraz eğlenmek istiyorumdur.
Bien.
- Sadece eğlenmek içindi.
Sólo me divertía.
Ve bir de eğlenmek. Bana uyar.
Diversión.
Eğlenmek için neler yaparsın, Kate?
¿ Qué haces para divertirte, Kate?
Hayır, ben eğlenmek istemiyorum.
Camina encima de la linea.
eğlenmek istiyorum 16
eğlenmek için 21
eğlenmek mi 18
eğlenceli 161
eğlence 94
eğlen 41
eğlenelim 20
eğleniyorum 26
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlenmek için 21
eğlenmek mi 18
eğlenceli 161
eğlence 94
eğlen 41
eğlenelim 20
eğleniyorum 26
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlenin 36
eğlendik 22
eğlenceliydi 102
eğleneceğiz 20
eğleniriz 18
eğlenceli olacak 137
eğlenmene bak 64
eğleniyor musun 114
eğlenceli olabilir 35
eğlenceli olur 53
eğlendik 22
eğlenceliydi 102
eğleneceğiz 20
eğleniriz 18
eğlenceli olacak 137
eğlenmene bak 64
eğleniyor musun 114
eğlenceli olabilir 35
eğlenceli olur 53