Haberim olsun traduction Espagnol
650 traduction parallèle
Şunu diyeyim Bill, zaten bir başkanımız var.. ama belediye başkanlığı ya da şerifliğe adaylığını koymak istersen haberim olsun.
Bueno, Bill, y tenemos presidente, pero si quieres postularte para intendente o sheriff, sólo tienes que decírmelo.
Arzu ettiğiniz bir şey olursa, isteyin yeter. Alamazsanız haberim olsun.
Si necesitan algo, pídanlo.
Senin yada dostlarının yardıma ihtiyacı olursa haberim olsun.
Si tus amigos tienen problemas, avísame.
Ama eğer bir gün arabaya ihtiyacınız olursa, Albay, haberim olsun yeter.
Pero si necesita un auto nuevo, avíseme.
Clarus'u takip ettirin. Her hareketinden haberim olsun.
Ordene que sigan a Clarusse e infórmenme de todos sus movimientos.
- Ona ne yaptığınızı anlatmaya ne zaman hazır olacaksanız haberim olsun.
Cuando esté dispuesto a decirme lo que le hizo, llámeme.
Riordan, Ole'yi kim öldürmüş bulursan bundan haberim olsun.
Si averigua quién mató a Ole, déjeme intervenir.
Beğenmeyen varsa, ya da sen beğenmediysen... Haberim olsun, o kadar.
Y si a alguien no le gusta o a ti no te gusta, que lo diga y ya está.
Yine de fikrini değiştirecek olursan haberim olsun.
Si cambias de opinión más adelante, házmelo saber.
Seni hırpalamaya başlarlarsa haberim olsun.
Si se ponen tercos, házmelo saber.
İyi bir avukata ihtiyacın olursa, haberim olsun Michael.
Si alguna vez necesitas un buen abogado, Michael, dímelo.
O kadınlar konusunda yardıma ihtiyacın olursa haberim olsun.
Si necesitas ayuda con esas chicas, avísame.
Neleri kullanamayacağımızdan haberim olsun.
Dime qué números podemos utilizar.
Üzerine bir şey dökerse haberim olsun, tamam mı?
Avísenme si les derrama algo encima, ¿ eh?
Bir şey bulursan haberim olsun.
Estate alerta y avísame...
Yaptığı her şeyden haberim olsun Pete.
Quiero saber todo lo que hace, Pete.
Karar vermende yardimimi istersen haberim olsun.
Si puedo ayudarle a decidir, hagamelo saber.
Siz de bulursanız haberim olsun.
Ayúdame, por favor.
Bir ihtiyacın olursa haberim olsun. Sana gönderirim.
Dime si necesitas algo, y te lo enviaré.
Bir yardımım dokunacaksa, haberim olsun.
Si alguna vez puedo ser de ayuda, dígame
Karar verdiğinizde haberim olsun.
Cuando se decida, dígamelo.
- Paskalya Yortusu için bir kuzu istersen, haberim olsun.
Si quieres un cordero para Navidad, lo podemos convenir.
- Michele'den haberim olsun!
¡ Denle saludos a Michele!
- Fikrini değiştirirsen haberim olsun.
Si cambia de opinión, hágamelo saber.
- Haberim olsun diye.
- Sólo por saberlo.
Sadece haberim olsun istiyorum.
- No. Sólo por saberlo.
Bir sorununuz olursa, haberim olsun.
Si tenéis algún problema, avisadme.
Kara verdiğinde haberim olsun.
Cuando se decida, hágame una seña.
Rahatsız olduğunda haberim olsun.
Cuando te moleste, házmelo saber.
Yardıma ihtiyacın olursa haberim olsun.
Avisadme si necesitáis ayuda.
Bundan sonra, parlak fikirlerin olduğunda, haberim olsun.
Mira, ¡ cuando tengas más grandes ideas como esa, me las cuentas!
Eğer şu kamyon gelirse, ya da başkası, haberim olsun, olur mu?
Si pasa el camión o cualquier otra persona, avíseme.
Yenilerini çekersen haberim olsun.
Si consigues algo más, llámame.
Bir masöre ihtiyacın olursa haberim olsun.
Si necesita un masaje, hágamelo saber.
Başkası, kendisinden almanız için baskı yaparsa bundan haberim olsun, huh?
Y si alguien intenta presionarlos para comprar quiero saberlo.
Teğmen, Romulanlarla temasa geçersek haberim olsun.
- Gracias. Teniente, infórmeme de cualquier comunicación con los romulanos.
Haberim olsun.
- Tú me avisas.
Los Angeles'ta çalışmak istersen haberim olsun.
Si alguna vez pasas por Los Angeles, llámame.
İş konusunda fikrini değiştirirsen haberim olsun.
Si cambias de idea sobre Io del trabajo, dímelo.
Bir şey bulursanız haberim olsun.
Si encuentra algo, avíseme.
Sandra, uçuşunda herhangi bir sapma olursa haberim olsun.
Sandra, Infórmeme si hay alguna desviación en el vuelo.
Şey, uğrarsa, haberim olsun. Evet.
- Si viene por aquí, llámeme.
Eğer bir gün Buisson adında biri bir tek atmaya uğrarsa haberim olsun.
Si un día Buisson por casualidad pasa por allí, avísame.
Beyefendinin işi bittiğinde haberim olsun.
Avísenme cuando el caballero termina.
Döndüklerinde haberim olsun.
Avíseme cuando regresen
Gerekirse haberim olsun, olur mu?
Dígame si necesita.
Yeter ki haberim olsun, orada olacağım.
Déjame saber, y allí estaré.
Eğer sizin için yapabileceğim herhangi bir şey olursa, yalnızca haberim olsun
Si hubiera algo que pueda hacer por usted, hágamelo saber.
Başın sağ olsun, haberim yoktu.
Lo siento, no lo sabía.
Onunla karşılaşırsan, bundan haberim olsun, olur mu?
Si la encuentra, avíseme. ¿ Quiere?
Bashan diye bir yerden haberim yok ki, kralından olsun.
No sabía que había un lugar llamado Bashan.
olsun 342
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haberin yok mu 27
haber yok 20
haberler 37
haberci 23
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haberin yok mu 27
haber yok 20
haberler 37
haberci 23