Halledeceğim traduction Espagnol
2,912 traduction parallèle
Halledeceğim.
Voy a averiguar.
Çabuk halledeceğim.
Será rápido.
Pekâlâ. Bir şekilde halledeceğim.
Sí, ya veré qué hago.
Öyleyse 9 milimetreliğimi alıp meseleyi eski usule göre halledeceğim.
- Bueno, voy a agarrar mi 9 MM Y lo voy a arreglar como en los viejos tiempos.
Halledeceğim.
Lo voy a arreglar.
Diyeceğim o ki, sen sadece arkana yaslan ben her şeyi halledeceğim.
- Sólo digo, puedes tan solo tranquilizarte, y yo me ocuparé de ti.
Her halükarda bunu okulu karıştırmadan halledeceğim.
En cualquier caso, lo arreglaré con la escuela.
Merak etme, her şeyi halledeceğim.
No te preocupes, yo me ocupare de todo.
Bir işi halledeceğim sonra sabah buluşur ve kurallar hakkında konuşuruz olur mu?
Voy a terminar de hacer unas cosas y tú y yo nos veremos en la mañana y hablaremos acerca de las reglas, ¿ bien?
Susun, susun. Halledeceğim.
Yo me encargo.
Çarşamba günü onunla buluşup halledeceğim.
Voy a verla el miércoles para firmar.
Öyle bir halledeceğim ki...
Yo puedo.
Küvetimde yıkanacağım, sonra diğer önemli işlerimi halledeceğim, sonra da alışverişe gideceğim, Tanrı üzerine yemin ederim.
Voy a tomar una ducha, luego llamaré a mi media naranja, luego iré de compras, lo juro por Dios.
Ben de ölüleri halledeceğim, ve çevredeki korumaları halletmek içinde bay Murphy'i kullanacağız.
Yo me encargo de los espectros, y, bueno, vamos a utilizar Sr. Murphy para hacer frente a los guardias del perímetro.
- O konuyu halledeceğim.
- Yo me encargaré.
Herşeyi halledeceğim, Tommy.
Voy a arreglar las cosas, Tommy.
- Ama ben işi halledeceğim.
- Pero las voy a cerrar.
Ben halledeceğim.
Yo me ocuparé de esto.
Ne nedir, kim kimdir neresi nerededir işlerini ben halledeceğim.
Y el quién es quién. El donde es donde.
- Adı ne? - Ben halledeceğim.
¿ Cómo se llama?
Halledeceğim.
Me encargaré de ello.
Halledeceğim.
Iré por el.
Evet, halledeceğim.
De acuerdo.
En kısa zamanda halledeceğim.
Voy a hacer mi mejor esfuerzo.
Bunu halledeceğim.
Me ocuparé de esto.
Artık ben buradayım ve her şeyi halledeceğim.
Estoy aquí ahora y arreglaré todo.
Ben bunu halledeceğim.
Estaré bien.
Bunu halledeceğim.
Voy a averiguar esto.
Halledeceğim.
Yo me encargo.
İşe yaramayacak. Bu işi kendim halledeceğim.
Esto no funcionará Voy a dejar que ellos manejan
Tamam, şimdi halledeceğim.
Muy bien, lo voy a hacer ahora.
Doreen, sana söz veriyorum, bunu halledeceğim.
Doreen, te prometo que voy a arreglarlo.
Halledeceğim.
Ya lo solucionaré.
Halledeceğim, tamam mı?
Lo voy a solucionar. ¿ Sí?
Yarın halledeceğim.
Mañana me ocupo.
- Hayır, halledeceğim.
- Ya deberías parar. - No, no.
Kısa zamanda halledeceğim, tamam mı?
- La acabaré pronto, ¿ de acuerdo?
Ve lanet partimi yapacağım. Ve olayları kendi içime... atma yöntemimle halledeceğim.
Voy a continuar con mi día, y voy a tener mi maldita fiesta, y voy a tratar con cosas
Telaş niye, ben halledeceğim.
¿ A qué viene tanta prisa? ¡ Lo haré!
Halledeceğim Bayan Ramos.
Lo haré enseguida, Señorita Ramos.
- Halledeceğim.
- Yo me encargo.
Endişelenmeyin. Bunu halledeceğim.
No te preocupes, arreglaré eso.
Benim problemim ve kendi yolumla halledeceğim!
¡ Eso es mi problema y me encargaré de ello a mi manera!
Ben halledeceğim.
Yo me encargo.
Kapıyı halledeceğim!
¡ Voy a la puerta!
Duydum. Sonra halledeceğim dedim ya.
Le dije que me encargaría después.
Tamam, halledeceğim.
Ya sé.
Halledecegim.
Yo sé qué hacer.
Gerisini ben halledeceğim.
Nos haremos cargo del resto.
Warspire'a geri don, bunu ben halledecegim.
Volver a Warspire, este problema es mío ahora.
- Ben halledecegim anne.
- Yo lo arreglo, mamá.
hallelujah 92
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğiz 34
hallediyorum 27
hallederim 113
hallettik 38
halledebilirim 49
hallettin mi 27
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğiz 34
hallediyorum 27
hallederim 113
hallettik 38
halledebilirim 49
hallettin mi 27