Insanlar var traduction Espagnol
7,040 traduction parallèle
- Eğer insanlara yardım etmek istiyorsan aşağıda yardımına muhtaç insanlar var.
- Si quieres ayudar a la gente, hay gente abajo que necesita tu ayuda.
Dünya'nın her yerinde düşük ücretle çalışan insanlar var.
Hay personas que viven en los bajos salarios de todo el mundo.
Dün akşam sen de gördün, dışarıda kötü insanlar var.
Aquí afuera hay gente mala.
Dışarıda korkunç insanlar var.
Hay gente aterradora allá afuera.
Gidin hadi, sırada insanlar var.
Váyase, hay otras personas esperando.
MacKenzielerin Paris'te tanıdığı insanlar var.
Los MacKenzie tienen conocidos en París.
Bu Büyülü Yer'e yerleşiyorsan tanıdığım insanlar var. İş bulmanı sağlayabilirim.
Si se traslada a la tierra del encanto, conozco gente.
Besbelli, evet, onu bulmak çok önemli ama sessizce halledersen minnettar olacak insanlar var.
Obviamente, sí, encontrarla es lo importante, pero si puedes ser discreto, hay personas que lo apreciarían.
Evimde insanlar var.
Hay gente en mi casa.
Ama internetten görsel araçlarım ve Skype'laştığım Tokyo'dan insanlar var.
Pero recibo mucha ayuda visual de Internet y he hablado por Skype con gente en Tokio.
- Burada ilgilendiğim insanlar var.
- Hay gente que tengo que cuidar.
Tabii ki kızımın bulunması çok önemli ama bu işi sessizce yapabilirsen buna minnettar olacak insanlar var.
Soy Charlie Manson. Obviamente, encontrarla es lo más importante, pero si pudieras mantenerlo en secreto, hay personas que te lo agradecerían.
Ama hâlâ hayatta olan insanlar var.
Pero hay personas que todavía están vivas. Personas que nos necesitan.
Sana yardım edebilecek insanlar var.
Hay personas que pueden ayudarte.
Meclis yolu kapandı, yürüyen bekleyen insanlar var.
La Piazza Colonna está cerrada.
Bak, cevap vermek zorunda olduğum insanlar var.
Mira, hay personas a las que tengo que rendir cuentas.
Bu konuya ilgi duyan insanlar var ama neredeler?
Ya sabes, creyentes convencidos. Pero, ¿ dónde están ellos ahora?
Burada Brezilya'daki meslektaşları tarafından şiddetle tavsiye edilen insanlar var.
Hay gente que viene altamente recomendada por colegas en Brasil.
Dışarıda onu arayan insanlar var.
Tengo gente buscándola.
O insanların sana canlı olarak ihtiyaçları var.
Esos hombres te necesitan vivo.
Ama insanlar ölüyor zaten. Kaderlerinde var zaten.
Pero la gente está destinada a morir, ese es su trabajo.
İnsanların satarlarsa başlarının derde girebileceği şeyleri satan internet siteleri var.
Hay sitios Web que venden un montón de cosas... Que la gente meten en problemas por vender.
Benim gibi insanların bizim gibi insanların onun gibilere ihtiyacı var.
Personas como yo, personas como nosotros, necesitamos personas como él.
Kaliforniya'da bir yer var. Orada insanları yağa bulayıp onlara palmiye yaprağıyla vuruyorlarmış.
Es este sitio en California donde te cubren con aceite, y luego te azotan con hojas de palma.
Bu insanların yaşamaya hakları var.
Estas personas merecen la oportunidad de vivir.
Ama hâlâ dostları var. İyilik isteyebileceği önemli mevkilerde insanlar.
Aun así, tiene amigos, hombres en lugares importantes a los que puede pedir faνores.
Kale insanları uzak tutmak ve hapishane de yalnızca insanları içeride tutmak için var.
Un fuerte sirve solo para mantener a la gente fuera. Una prisión es para mantener a la gente dentro.
İnsanlar Modesto meclis salonunda, birçoğunun elinde tabela var kentin her yerinde heyecan yüksek düzeyde.
- La gente llenó la reunión del ayuntamiento de Modesto, muchos portando pancartas... Puedes sentir la emoción por toda la ciudad...
İnsanların benimle... olmasına ihtiyacım var.
Necesito... gente que me apoye.
Sadece bir kitabım var ve o da insanların bir cevap bulmak için ne kadar çaba gösterdikleri üzerine.
Sólo he escrito uno, y es básicamente acerca de... cómo la gente lucha para encontrar respuestas.
Bu insanların, dünyanın dört bir yanında başarılı zincir restoranları var.
Esas personas son dueñas de varias cadenas exitosas en el mundo.
Madem insanlar ölebilir, sizin de sorumluluğunuz var.
Si la gente pudiera morir, tiene responsabilidad sobre ello.
İnsanlar sadece ne var diye bakıyor.
La gente solo esta chequeando
- Sorun var. İkisi de yetişkin insanlar dostum.
Ellos son adultos, hombre.
Üzerinde sümüklü böcek izleri var. Neden insanlar bunu göremiyor?
- Tiene la textura de una babosa.
Kötü insanlar da var. İnsanlara zarar vermekten zevk alan tehlikeli insanlar.
Y también hay personas malas, locos peligrosos, que se divierten haciendo daño a la gente.
Bir ruha ihtiyacı var. İnsanların âşık olacağı bir şeye ihtiyacı var.
Necesita un alma, necesita ser algo de lo que la gente se pueda enamorar.
İnsanların oyundaki yazışmalarını izliyorum bazen oyundan saatler sonra bile sürüyor ve bence oyunların dışındaki topluluk için de gerçek bir fırsat var.
Mira, he visto gente chatear en la red mientras juegan, a veces por muchas horas, y pienso que ahí tenemos una oportunidad real de hacer una comunidad que exista fuera de los juegos.
Bana en yakın insanları kaybetmek gibi bir alışkanlığım var.
Me parece que tienen un hábito de perdiendo gente más cercana a mí
Hala bir etkin var, insanlar sana inanıyor, onlardan biri bugün 5.seviye bir ihlal yaptı.
Aún tienes influencia, personas que creen en ti y uno de ellos irradió el Nivel 5 hoy.
O dağın içinde bize yardım etmiş insanlar bu savaşla alakası olmayan çocuklar var.
Hay personas dentro de esa montaña que nos han ayudado niños que no tienen nada que ver con esta guerra.
Bence koşu bandı derslerine yazılmalısın çünkü benim sınıfımda "pislik insanlar giremez" kuralı var.
Debiste haberte anotado para mis clases de hilado porque mi clase no tiene ninguna política estúpida, sabes.
Çünkü insanları öldürmüşlüğüm var, bir daha öldürmekten korkmam.
Porque he matado antes y no me da miedo hacerlo de nuevo.
Starling'de insanları öldüren bir meta var.
- Bueno, hay un... - Hay un metahumano en Starling City que está matando a personas.
Seni özlüyor ama çevresinde ailesi var. Onu seven insanlar.
Te extraña, pero está rodeada de la familia, de la gente que la quiere.
Bu olaya tanıklık etmiş yaşayan tek bilim insanları olabiliriz ve bunu göstermek için elimizde ne var?
Somos quizá los únicos científicos vivos que presenciaron este fenómeno, ¿ y qué hemos conseguido?
İnsanları bu şeyin içine koyma konusunda ne sorunun var?
¿ Por qué siempre metes a la gente en esto?
Ama bugün karşımızda tanımadıkları insanları etkilemeye kafayı takmış isimsiz hedefler var!
¡ Pero hoy nos enfrentamos a objetivos anónimos obsesionados con impresionar a gente que ni siquiera conocen!
İnsanların iki erkek kardeşim var sanıyor.
La gente cree que tengo dos hermanos.
Ama insanları korkutmakla, onları öldürmek arasında, büyük bir fark var.
Pero hay una gran diferencia entre asustar a alguien y matarlo.
İnsanlar orada, dışarıda ve bana ihtiyaçları var.
No, hay gente ahí fuera que me necesita.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
insan 293
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanların 77
insanlık 30
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insan 293
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanların 77
insanlık 30
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18