Iyi olacağım traduction Espagnol
4,142 traduction parallèle
Şimdi daha iyiyim, ama hallolduğunda daha da iyi olacağım.
Me siento mejor, pero me sentiré aún mejor cuando sepa que es un hecho.
Galiba iyi olacağım.
Creo que estaré bien.
Bu olaydan sonra artık iyi olacağımı biliyordum. Motosikletler... beni daha güçlü yaptı.
la moto lo hizo la moto me puso bien.
Hayır, gelecek yaz iyi olacağım.
No, estaré bien para el próximo verano.
Hayır, yapamayacak, iyi olacağım.
No, no lo hará.
Nasılsın? Beni gözetim için burada tutacaklar ama iyi olacağım.
Me mantienen en observación, pero estaré bien.
Hayır ben iyi olacağım.
No. Sí. Yo solo... estaré bien.
Ben iyi olacağım.
Estaré bien.
Ama iyi olacağım.
Pero voy a estar bien.
Hayır, Skinner cezamın olmadığını söyledi ben de şu andan itibaren diğer çocuklar kadar iyi olacağım.
No, Skinner dijo que empezaba desde cero, así que en este momento, soy tan bueno como cualquier otro niño.
Daha iyi olacağım.
Lo estaré ahora.
Ama değerli Garfield'ın pazartesi günlerinden nefret etmek için bir sebebi olmadığını söyleyince daha da iyi olacağım.
Pero no tan bien como estaré cuando te diga que tu precioso Garfield no tiene razones para odiar los lunes.
Evet, ama sana söz veriyorum, bu konu hakkında daha iyi olacağım.
Ya, pero prometo que mejoraré en hablar de esto.
İyi olacağım, iyi olacağım, iyi olacağım, iyi... aah!
¡ Seré buena! ¡ Seré buena! , ¡ seré buena!
Ben iyi olacağım değil mi?
Pero yo estaré bien, ¿ no?
İyi olacağım.
Me recuperaré.
İyi olacağım.
Estaré bien.
- İyi olacağım.
- Lo estaré.
Sanırım ölmesinin daha iyi olacağına kendimi ikna ettim.
Supongo que me convencí a mí mismo de que estaba mejor muerto.
- Ama iyi bir alım olacağını söyledin?
Acabas de decir que era una buena inversión.
Evet yakında hastaneden çıkacak, annem yanımızda daha iyi olacağını söyledi.
Sí, tan pronto como él salga del hospital, mi mamá dijo que iba a mejorar, así que veremos.
Hızlı olacağım ve tekrarı olmayacak, bu yüzden iyi dinle.
Voy a ser rápido y no voy a repetirlo, así que escucha bien.
İyi arkadaş olacağımızı biliyorum.
Sabía que seríamos buenos amigos, ¿ eh?
Ben dürüst olacağım ama iyi görünüyorsa o zaman yalan söylerim.
Bueno, voy a ser sincero, a menos que se vea bien, en cuyo caso mentiría.
İyi görünüyorsun, gözlerinin yaşlı olacağını sanmıştım.
Le dejé.
Daha iyi bir ağabey olacağım.
Voy a ser un mejor hermano.
Sadece benden daha iyi bir Şerif olacağını değil de.. .. aynı zamanda gelip karşıma nasıl bir baba olunacağını da mı söylüyorsun?
¿ No sólo crees que serías mejor sheriff que yo, además crees que puedes entrar aquí y decirme cómo ser padre?
- İyi olacağım, ihtiyacım olan- -
- ¡ No pasa nada! Solo necesito...
Onu asla yalnız bırakmamalıydım ama çocuğu ile yalnız kalmasının iyi olacağını düşündüm.
Nunca debería haberla dejado sola. Pero pensé que era lo mejor dejarla sola con su hija.
Ayrıca dinliyor olacağım bu yüzden iyi gösteri olmasına özen göster.
Y estaré escuchando, así que... asegúrate de dar un buen show.
- Tamam. İyi olacağım.
Está bien, ¿ sí?
Evet envanterlerle uğraşıyordum ve geçen hafta geç saatlere kadar çalıştım. Burada dinlenmenin eve gidip uyumadan daha iyi olacağını düşündüm.
Sí, yo quería ser exhaustivo con el inventario, así que trabajé hasta tarde la semana pasada, y echarme una siesta aquí era más fácil que volver a casa a la cama.
Senin görümcen olacağım ve kocamla senin iyi anlaşmanızı istiyorum.
Voy a ser tu cuñada, y quiero que tú y mi marido...
İyi olacağım... olacağım.
Estaré bien. Lo estaré.
En iyi arkadaşımı neden öldürmüş olacağımı açıklamıyor!
¡ No explica por qué mataría a mi mejor amigo!
Terapistim sevgilimle olan sorunlarımı açıkça konuşmamın iyi olacağını söylemişti böylece içime atmayıp ileride bunların sorun olmasını engelleyebilirmişim.
Mi terapeuta me dijo que era saludable señalar los hábitos molestos de nuestros amantes de modo que no se acumularan en el interior y causando problemas más adelante.
İyi fikir. Ben ne olacağım?
Buena idea. ¿ Y yo?
O yüzden bu dünyadaki son hamlelerinden birinin en iyi arkadaşımı geri getirmek olacağı konusunda sana nasıl...
No asumido. Así que estoy tratando de averiguar cómo puedo confiar en que uno de tus últimos actos en este mundo será traer de regreso a mi mejor amiga.
Büyüyü zamanında yaptığımız sürece hepimiz iyi olacağız.
Estaremos bien siempre y cuando tengamos esto a tiempo. Cuidado, hermana.
Seni seveceğim ve sana iyi bir eş olacağım.
Te amaré y seré una buena esposa para ti.
İyi olacağız, canım.
Todo estará bien, cariño.
- İyi olacağım.
Estaré bien.
İyi olacağım!
Nada.
İyi bir takım olacağız, Jake. Basın sözcüsü.
Vamos a ser un buen equipo, Jake.
Biliyorum doğru bir köpeği bulmak zaman alacaktır ama ben bu işin en iyi yolunun, hayatımıza devam etmek olacağını düşünüyorum.
Sé que puede tomar tiempo para encontrar el perro derecho, pero realmente me siento como puede ser que sea la mejor manera para nosotros para seguir adelante.
İyi, olacağım.
Bueno, ahí estaré.
Her şeyin daha iyi olacağı mı?
¿ Que eso haría que las cosas mejorasen?
- İyi olacağım.
- Sí, estaré bien.
Şimdiye kadar ki en iyi Musevi cin olacağım.
Voy a ser el mejor elfo judío de todos los tiempos.
Hayır, Sadece bu testleri tekrar yapacağım. Yarın, şimdi yapacağım, iyi olacağız.
No, repetiré las pruebas que estoy haciendo ahora mañana, no pasará nada.
Yemin ediyorum, daha iyi kocalık yapacağım, çocuğumuza daha da iyi bir baba olacağım.
Te juro que voy a ser un hombre mejor para ti, y un padre incluso mejor para nuestro bebé.
olacağım 136
iyi o zaman 177
iyi olur 440
iyi ol 29
iyi olurdu 44
iyi olacak 228
iyi oldu 55
iyi o halde 26
iyi olacaksın 355
iyi olmuş 38
iyi o zaman 177
iyi olur 440
iyi ol 29
iyi olurdu 44
iyi olacak 228
iyi oldu 55
iyi o halde 26
iyi olacaksın 355
iyi olmuş 38