English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ I ] / Iyi o zaman

Iyi o zaman traduction Espagnol

6,528 traduction parallèle
iyi o zaman burda ne yapıyoruz?
Vale. Entonces, ¿ qué estamos haciendo aquí?
- Felicity zeki, hoş ve güzel biri. En önemlisi de, ilk kez bir kız seninle bu kadar iyi anlaşıyor ve her zaman dediğim gibi, seni olduğun o harika kişi olarak seviyor.
Felicity es inteligente, agradable y bonita y lo más importante, es la primera chica con la que te veo, que realmente te entiende y que te aprecia por la increíble persona que siempre te digo que eres.
O zaman onlar için iyi de olamam.
Entonces no soy bueno para ellos tampoco.
Arabayı çizdirmesem iyi olacak o zaman.
Mejor que no tenga ni un raspón.
Yani, bunun nasıl mümkün tam olarak anlayamıyorum, ama eğer bunu gerçekleştirip bazı değişiklikler görürsek, o zaman, evet, bu iyi bir hikaye olacak demektir.
Quiero decir, yo no puedo entender que eso es posible, pero si podemos hacer eso y ver algunos cambios, entonces eso es, sí, eso parece una muy buena historia.
Eğer iyi olması için tatlı olması gerektiğini desteklemeye devam ederseniz, o zaman hiçbir şekilde yiyeceği iyi yiyecek haline getirmeyi öğrenemezsiniz.
Si continúa para reforzar que tiene que ser dulce con el fin de que sea bueno, entonces usted está realmente nunca aprender cómo hacer comida... buena comida.
O zaman işe gitsem iyi olacak.
Bueno, será mejor volver al trabajo.
O zaman gitsem iyi olur.
Entonces me conviene ir.
O zaman gitsek iyi olur.
Entonces será mejor que nos vayamos.
O zaman iyi bir fikir gibi görünüyordu.
En ese momento me pareció una buena idea.
İyi ki iki işte çalışıyorum o zaman.
Suerte que tengo dos trabajos.
İyi o zaman.
Bueno, eso está bien, entonces.
Tamam, o zaman daha iyi bir tane geliyor.
Vale, aquí hay una mejor...
O zaman neden bu kadar iyi davranıyorsun?
Entonces, ¿ por qué eres tan buena conmigo?
- İyi o zaman. Biz gidiyoruz. Çünkü bu kadınla bir saniye daha yan yana durmayacağız.
Entonces nos vamos, porque no vamos a gastar un segundo más con esta mujer.
O zaman bardağı doldursan iyi olur.
- Entonces te sugiero que lo llenes.
- Doğru söylemişim demek ki. - İyi geceler o zaman.
Cogí una correcta entonces.
O zaman iş için fazla kalifiyesiniz, iyi günler!
¡ Bueno, entonces estás sobrecalificado para el trabajo, buen día!
O zaman Forever 21'den alışveriş yapmayı bıraksan iyi olur.
Puede ser tiempo de dejar de comprar en Forever 21.
İyi şanslar o zaman.
Buena suerte con eso.
Baksana, kötü zamanında yanında olmayı gerçekten çok istiyorum ama cenaze, ölüm, aile, duygu ve insan işlerinde pek iyi değilim.
Hey, escucha, de verdad que quiero estar aquí contigo en estos duros momentos, pero no soy muy buena con los funerales, o la muerte, o familias, o sentimientos, o gente.
O her zaman iyi bir kızdı.
Siempre fue una chica bonita.
İyi, kaybol o zaman.
Vete.
O zaman rahatlayıp, bana gerçek bir şeyler anlatmaya başlasan iyi olur.
Entonces debes sincerarte conmigo y contarme cosas reales.
O zaman en iyi yaptığımız şeyi yaparız.
Entonces haremos lo que mejor se nos da.
O zaman iyi oluruz işte.
Entonces estaremos bien.
O zaman bu da iyi bir fikir değil.
Entonces supongo que esto también será una mala idea.
Sana geçen sene gayet iyi yardım edebildiğimi hatırlıyorum üstelik güçlerim de yoktu o zaman.
Creo recordar que lo hice bien ayudándote el año pasado, y sin poderes.
O zaman söz veriyorum Bay Braverman, eşyalarınıza iyi bakacağız.
Bueno, le prometo, Sr. Braverman, que cuidaremos muy bien de sus cosas.
İyi o zaman.
, No.
O zaman çabuk yesen iyi olur.
Entonces será mejor que te des prisa.
Ve o zaman Amerika zaferini ilan etti. Ama bence en iyi vuruşu Ben Affleck, o soysuzlar tekrar bombalamadan önce iki kez düşünecekler diyerek yaptı. Bitirdim!
"Y ahí es cuando América declara la victoria". "Pero creo que Ben Affleck lo expresó mejor cuando dijo esos bastardos lo pensarán dos veces antes de bombardearnos de nuevo." ¡ Terminé!
İyi o zaman içeri gel de beraber kahvaltı yapalım.
Bueno, entonces, entrar, y I nos haré algo para desayunar. Venga.
- İyi o zaman. Özür kabul edilmiştir.
Muy bien, entonces.
- İyi o zaman.
Bueno, entonces.
O zaman bulsan iyi edersin dedektif.
Entonces más vale que los encuentre detective.
- Peki, bu durumu iyi yapar, o zaman.
- Oh, bueno, entonces hay que aceptarlo.
- Çok iyi hayal ettiğimi umalım o zaman.
Bueno, esperemos que yo la haya soñado realmente bien.
O zaman, iyi geceler, hanımefendi. Size de, bayım.
- En ese caso, buenas noches, señorita.
O zaman ona iyi davranmak için elimizden geleni yaparız, olmaz mı?
Entonces haremos lo posible por ser agradables con ella.
Tamam o zaman gerçekten de Audrey olduğumu kanıtlamamın en iyi yolu tekrar sorun çözmem, değil mi?
Vale, entonces, la mejor forma que tengo para demostrarte que soy Audrey es volver a resolver otro problema, ¿ no?
Beni tutanlar eve gece yarısı gibi gitti. Ben de bu bayanları o ara 48'de gördüm. Ve zaten iyi bir zaman için ayarlandılar.
Mira, los chicos que me contrató fue a su casa alrededor de la medianoche, que es cuando vi esto grupo de chicas de 48 o, y que están preparados para un buen tiempo Usted cava?
Ben gidiyorum. Seni kaldırıp yere attığım için üzgünüm ama bu iyi gidiyormuş gibi gelmiyor o yüzden zamanımızı harcamak istemiyorum.
Me voy... lamento haberte golpeado pero esto no parece funcionar así que no quiero hacernos perder el tiempo.
O zaman size iyi günler.
Que tenga un buen día.
- Kötülerden en iyi seçeneği söyle o zaman.
Solo dame tu mejor peor opción entonces.
O zaman, belki ben yemek yerken bundan bahsetmesen iyi olur.
Entonces no hables de ello mientras como.
Elsa o küpten çıktığında, ki çıkacak, işte o zaman krallığı geri alacak muhtemelen sizi, kulağa olduğundan çok daha iyi bir yermiş gibi gelen Kuzey Adalarına geri postalayacak.
Elsa saldrá de esa urna, y cuando lo haga, recuperará el Reino y os enviará de una patada a tus hermanos y a ti de vuelta a las Islas del Sur. Suena mucho más agradable de lo que en realidad es.
- İyi o zaman.
- Bueno, bien.
Korra, Amon'un bir sahtekar olduğunu ortaya çıkardığın zaman olan tüm o iyi şeyleri unutuyorsun.
Korra, te estás olvidando de todas las cosas buenas que ocurrieron después de que pusieras en evidencia a Amón como el fraude que era.
- O zaman hareket etsek iyi olur.
- Entonces será mejor que nos movamos.
O zaman yeni kazancımızı test etmek için bundan daha iyi bir zaman olamaz.
Entonces ¿ qué mejor momento para poner a prueba nuestra nueva adquisición?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]