English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ I ] / Işte onlar

Işte onlar traduction Espagnol

1,231 traduction parallèle
Ve çaldığı o müzikler, işte onlar...
Y cuando tocaba, no había nada igual.
Tuck ve Roll direkt olarak kağıda nişanlanacaklar, ve işte onlar!
Apuntando directamente al papel matamoscas están Tuck y Rol, las cochinillas balas de cañón.
Beni geminin iskelesine getiriyorsun ve önüme milyonlarca tuşlu bir klavye yuvarlıyorsun ve işte onların gerçek bir sonu yok.
Pero si me subes a esa pasarela y pones delante de mí,... un teclado con millones y billones de teclas, que nunca se acaban... Porque la verdad, Max, es que nunca se acaban.
Ardından etrafa bakındım orada iki tane asker vardı üniformalarını yırttılar, yıldızlar vardı Rus yıldızları, işte onları yırtıp attılar..
Entonces... Ahora miro alrededor y había un par de soldados allí y ellos arrancaron de sus uniformes, tenían estrellas, las estrellas rusas, entonces las arrancaron.
Yapılacak doğru şey... İşte bu onların düşündüğü şey.
Lo correcto eso es lo que creen.
- İşte bu yüzden onları şaşırtmak istiyoruz.
- ¿ Y? - Por eso queremos sorprenderlos.
İşte onlar.
Son ellos.
- İşte oradalar! - Bunlar onlar.
Allí están, señora.
Tüm bu gerçekleri unutmamışım gibi görünüyor ama onları faydalı bir yerde kullanmak, işte bu başka bir konu.
Me parece retener todos estos conocimientos, pero aplicarlos a un proposito util es otra cosa.
İşte, onları göremiyorum!
¡ Pues, no puedo verlo!
Onlar biziz işte.
Bueno : somos nosotras.
Biz onlar için öldük, onlar da bizim için! İşte bu.
Ganga tendrá que volver!
Onlara sürekli yazdım, onlar da bana cevap yazıp durdular ve işte bu da en son yazı.
Yo no dejo de escribirles y ellos siempre me contestan. Aquí tengo la última carta.
Fakat bunun onlara ait olduğundan eminim. Ben onların bir çalışanıyım işte.
Pero estoy seguro de que les pertenece, Era su empleado cuando lo inventé,
İşte buradayız. Bunca yıl sonra onları konuşuyoruz.
Entonces, aquí estamos, todos estos años después, hablando de ellos.
İşte bu yüzden kaçmana müsaade ettiler. Onları besleyecek kişiyi sevindirmek istiyorlar.
Quieren dejar contento al que los alimenta.
İşte onlar sizin. 10. kata çıkın.
Esos son suyos. Vayan al 10 ° piso.
Onlar şey sanıyorlar... Bilirsin işte...
Ellos creen... ya sabes...
İşte! Al onları!
¡ Toma, cógelas!
İşte onlar foktu.
Eran focas.
- Bu da onların zalim oyunu işte.
Eso es parte de sus trucos crueles.
İşte bu sebeple, onları hatırlamak bizim görevimiz. Bekleyin.
Y es nuestro deber recordarlos.
- Onları bir işte kullanacağım.
Los voy a poner a trabajar.
İşte ben onları kullanırım.
Eso es lo que yo conduzco.
Eski çalışanları, işte konuşmanız gerekenler onlar.
Ex empleados, debes hablar con ellos.
İşte, yapmanız gereken tek şey onları aramak ve yarım saat sonra, kapınıza gelen teslimatçıdan malı almak.
Ves, todo lo que hay que hacer es llamarlos, y media hora después,... tienes al tipo de los envíos en tu casa.
Onları ben alayım. İşte böyle.
Me los llevaré en el bolsillo.
- Bu iyi bir soru. Onlar şey... - İşte geldi efendim.
- Es una buena pregunta.
- Onlar işte. Becerikli adamlar.
De los hombres machos, con muchas habilidades.
İşte şu korkunç mahluklar düşman... ve bizim çocuklar onları bulup tozlarını atacak.
Vean, estos monstruos son el enemigo. Nuestros héroes tienen que pulverizarlos.
İşte buradalar. Mıhlayın onları?
Ahí están. ¡ Clávenlos!
İşte onlar için biraz harçlık. Bunu kabul edemem.
Aquí hay un poco de dinero para gastos para ellos.
Bu işte, kızları yedi ya da sekiz yaşlarındayken satın alırım. Ve çalışabilecek yaşa gelene kadar onları yetiştiririm.
En este negocio, compro chicas cuando tienen siete u ocho años.
Yani işte garip bir durum, onlar için her şeyin yakında biteceğini bilirsin ama şu kapıların ardında yaşanan olaylar neyse kendin görürsün.
Lo divertido es que uno los da por muertos pero no se imagina las cosas que hacen detrás de estas puertas. Ud. ya verá.
Evet, hepsi bu işte. Fransa ve onların Fransız Atları.
Así es. ¡ Linda Francia ésta!
- İşte bu onları terkedeceğin zaman.
- Es entonces cuando los dejas.
Hayallerim vardı ve sen onları öldürdün, işte olan bu.
Yo tenía un sueño, y tú acabaste con él.
İnsanoğlunun çoğunluğunu oluşturan kişiler seven ve onlar için doğru olan şeyi yapan kişilerdir. İşte bu da bayram ruhunu oluşturur.
La mayoria de la humanidad es gente cariñosa, que día a día hace lo correcto y éste es el espíritu de esta temporada.
Onları cezbetmek için ihtiyacı olan bütün şey işte bu.
Es todo lo que ella necesita para atraerlos.
- Ben alırım onları. - İşte.
Dámelos.
- İşte orada- - gümüş sırtlı olan, onların lideri.
Ahí estaba- - El espalda plateada, su líder.
Üç kere onları yollamam söylendi, ama yaamıyorum, işte
Ya me han dicho tres veces que los envíe fuera, pero no puedo.
Hah, işte O. Aynı onların müzikleri gibi, biraz daha gürültülüsü.
Sí, es igual que esa música pero con más ruido.
Şey, bizim vesternler gibi işte sadece onlar japon.
Bueno, son como las películas del oeste, sólo que son japonesas.
İşte onları böyle koşturacaksın. İlk atak sırası, hazır olun.
Esa es la mejor manera de atacarlos, de frente, bebed agua.
- Nelermiş onlar? - Bütün o en iyi yazarlar işte.
Con todos los grandes :
İşte onlar 20. yüz yılın ilkeleri
Ella se fue junto con algunos de los principios del siglo 20. Principios del siglo 20.
İşte dağıttım onları.
¡ Gol de Steve Stifler! ¡ El campeón! ¡ Stifler!
İşte o pislikler oradalar. Onlar bizim biletlerimizi çaldılar. Şuradaki 13 numaralı.
- Hey, han sido esos de ahí, nos han robado los boletos, el del número 13.
Şey, derler ki, onları yeterince kızdırırsan ve onlar da dişlerini sana geçirirlerse, işte o zaman onlardan kurtulmanın tek yolu çenelerini kırmaktan geçermiş.
Dicen que si lo azuzas y te hinca los dientes, tienes que serrarle la mandíbula para que te suelte.
İşte yeni kiracıların... Onlar Fransız.
Le traigo nuevos inquilinos, son franceses.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]