Korkarım ki traduction Espagnol
4,161 traduction parallèle
Korkarım ki boş zamanı yok. En azından öngörülebilen gelecek için.
Me temo que está muy ocupado por los próximos tres años.
Korkarım ki bu acil bir durum.
¡ Emergencia!
Korkarım ki hemen şarj olmalısınız!
¡ Recargar inmediatamente!
O zaman korkarım ki beni bu davadan vazgeçirmek için de engellisin. - Anlaşmayı bozmak sana kaça mal olacak? - Robert -
Entonces me temo que está excluido de convencerme para llevarlo fuera del caso.
Korkarım ki, Dedektif Bell'in yaptığına dair kanıt buldum.
Me temo que he encontrado pruebas que sugieren que el detective Bell hizo esto.
Korkarım ki, onlar pek tanık sayılmaz.
Esa no es una buena coartada, me temo.
Ama korkarım ki, bu durumda bu silahı polise teslim etmek, yapacağım son şey olurdu.
Pero me temo que en este caso, entregar esta arma a la policía era lo último que podía hacer.
Ama korkarım ki babamı, yakın zamanda yakıp kül ettim.
Me padre, me temo, recientemente lo he incinerado hasta las cenizas.
Elimdeki her şeyi sana borçluyum biliyorsun ama korkarım ki bu konuyu sınır dışında bırakmak zorundayım.
Sabes que te debo todo lo que tengo, pero me temo que tengo que trazar límites en este caso.
Korkarım ki insanlar yine dünya hedef olacaktır
Cuando la gente empezó a entender eso, trataron de volver a la tierra.
Korkarım ki bizimle gelmek durumundasınız.
Me temo que tiene que acompañarme.
Korkarım ki ben de oyun dışıyım.
Quiero decir, si aún estás trabajando en eso. Me temo que también estoy fuera de juego.
Teşekkürler Crabtree, ama korkarım ki ben...
Gracias, Crabtree, pero me temo que...
Korkarım ki burada tren gibi davranacak olan sizsiniz.
Me temo son ustedes los que deben hacer es
Korkarım ki kale tehlike altında olabilir.
Me temo que el castillo esté bajo ataque.
- Korkarım ki buralara kadar boşuna geldiniz.
- Así que, me temo su viaje ha sido un desperdicio.
Korkarım ki bu artık doğru değil, Lady Margaret.
Me temo que ya no lo es más, Lady Margaret.
Korkarım ki öyle.
Eso me temo.
Korkarım ki, bu Charlotte için o anlardan biri.
Y temo que este sea uno de ellos para Charlotte.
Amanda buraya geldiğinde o hayatı geride bırakmıştı ve eğer peşini bırakmazsan, korkarım ki acıdan başka bir şey bulamazsın.
Amanda dejó esa vida atrás cuando vino a la ciudad y me temo que si tú recorres ese camino no encuentres nada más que dolor.
Korkarım ki değil. Yaranın çıkış yeri.
Orificio de salida.
Bu noktada korkarım ki evet.
Desde ese punto, sí, me temo que sí.
Korkarım ki arkadaşım bunu buldu.
Me temo que mi asociado encontró esto.
Keşke eşinizin sigorta poliçesi isteğinizi hızlandırabilsem ama korkarım ki cezai soruşturma tamamlanana kadar işlenmiş olmayacak.
Me gustaría poder acelerar el cobro de la póliza de su esposa pero me temo que el proceso no terminará del todo hasta que se cierre la investigación policial.
Korkarım ki zaman çocuklardan yana değil.
Me temo que el tiempo no está del lado de los niños.
Korkarım ki bu konuda size yardım edemem.
Lo siento, me temo que no puedo ayudarla con eso.
Korkarım ki değiştiğine inanmakla saflık ettim.
Me temo que simplemente era lo suficientemente inocente para creer que cambiaría.
Şu bahsettiğim ufuktaki fırtına... Korkarım ki geldi çattı.
La tormenta en el horizonte que mencioné me temo que ha llegado.
Korkarım ki bunu yapamam, Cliff.
Me temo que es "no es posible", Cliff.
Korkarım ki, sen beni hafife almışsın.
Me parece que me subestimas.
Korkarım ki bu kadar kolay değil, John Ross.
Me temo que no es tan fácil, John Ross.
* Korkarım ki şarkımız yok olacak şimdi *
* Temo que nuestra canción * * volará lejos *
Korkarım ki kaybolan bir davet yok çünkü hiç gönderilmedi.
Bueno, me temo que no hay invitación perdida... porque no fue enviada.
Korkarım ki iyi bir başlangıç yapamadık ama benim senin, senin de benim yardımıma ihtiyacın var.
Sabes, quizá comenzamos con el pie equivocado y necesitas de mi ayuda y yo de la tuya.
Korkarım ki öyle.
- Sí, me temo que sí.
Aslında, korkarım ki artık işe alacak birini aramıyorum.
En realidad, me temo que ya no busco contratar a nadie.
Bayanlar, korkarım ki haberler kötü.
Señoritas, me temo que les tengo malas noticias.
Korkarım ki hiçbir fikrim yok.
Me temo que no tengo idea.
Üzgünüm, korkarım ki ikisini daha kaybettik.
Lo siento, me temo que ha perdido dos más.
- Korkarım ki, bunu yaptın bile.
Me temo que eso ya ha sido logrado.
Susan'dan bir e-mail aldım. Flash kullanmamızı istemiyor. Bu yüzden korkarım ki haftasonu çalışmanı isteyebilirim.
Acabo de recibir un e-mail de Susan, y ella no quiere que usemos Flash... así que podría necesitar que trabajes el fin de semana, me temo.
Hanımefendi, korkarım ki Bonnie ve Clyde'a verdiğimiz şey tam olarak istedikleri şeydi.
Señora, me temo que le dimos a Bonnie y Clyde exactamente lo que buscaban...
Doğrusu, sana böyle bir sorumluluk yüklemek zorunda kalabileceğimi hiç düşünmemiştim. Ama korkarım ki şu anda tek umudum sensin.
Honestamente pensé que nunca tendría que cargarte con esto, pero me temo que por el momento, tú eres mi única esperanza.
Yani... Dedektif, korkarım ki patlayıcıya bağlı bir sensör plakasına basmışsınız,
Detective, me temo que pisó un sensor conectado a un detonador.
Korkarım ki, böyle durumlarda inançlı olmak önemlidir.
En situaciones como ésta, creo que es importante tener fe.
korkarım ki Susan...
Me temo que Susan...
Korkarım ki uyuşturucunun izleri siz öldükten sonra da beyninizin dokularında kalacak.
Me temo que el rastro de la droga perdurará en vuestro tejido cerebral después de la muerte.
Ve işin doğrusu, korkarım ki bir dönüm noktasına gelmiş bulunuyoruz.
Y la verdad es, que me temo que estamos ante una encrucijada.
Ama korkarım ki, yakın değildik. Onu kimin ölü görmek istediği hakkında bir fikriniz var mı?
- ¿ Se le ocurre quién lo querría muerto?
Korkarım ki artık kendi başınızasınız.
Me temo que estáis por vuestra cuenta.
Korkarım ki hayır.
Me temo que no.
korkarım ki öyle 54
korkarım ki hayır 24
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16
kingdom 19
korkarım ki hayır 24
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16
kingdom 19