Meraklanmayın traduction Espagnol
164 traduction parallèle
Meraklanmayın, İngilizler diplomasi alanında bir numaradır.
No cabe duda de que los ingleses son los primeros en diplomacia.
Öğrenciler burada oynuyor, lütfen meraklanmayın.
Estoy a su disposición. Puede llamarme cuando lo necesite
Meraklanmayın patron, tam arkanızda olacağım.
No se preocupe, jefe. Estaré a su lado.
Meraklanmayın.
Eso creo.
Meraklanmayın.
No temáis.
"Meraklanmayın." Bu komik işte.
"No temáis". Tiene gracia.
Yoksa meraklanmayın.
Hace 3 años - ¿ Y usted?
Meraklanmayın.
No se preocupe.
Meraklanmayın, dedi.
Ha dicho que no se preocupe.
Bunun için meraklanmayın doktor.
No se preocupe por eso, Dr.
Meraklanmayın, yakında iyileşeceksiniz.
No se preocupe, pronto estará bien.
Meraklanmayın, çünkü ben sizin için tekrar yayacağım.
No se preocupe. Yo las sacaré para usted.
Meraklanmayın, en fazla caz dinleyeceksiniz.
No tema padre, como mucho tocaré algo de Jazz.
Meraklanmayın bayanlar, her şey yoluna girecek.
No teman, todo acabará bien.
Yakın zamanda olmazsa da meraklanmayın.
No se preocupe si no es en el futuro inmediato.
Çok meraklanmayın, geçici süreliğine gönderdik.
No dudo que será temporal.
Yapacağım, meraklanmayın.
Te están localizando. No te preocupes.
Hiç meraklanmayın bayanlar ve baylar.
No se preocupen, damas y caballeros.
Ama meraklanmayın. Ben alışığım.
Estoy acostumbrado.
Yüzünüzde hafif bir endişe fark ettim ama meraklanmayın.
Me he fijado que le ha cambiado la cara. Pero no se preocupe.
Meraklanmayın bakanım. Filmi ters çevirirsek bakana yararı olur Hen.
No se preocupe, ministro, si giramos la imagen quedará bien.
Peki meraklanmayın Bay Christie.
No se preocupe, Sr. Christie.
Meraklanmayın.
No se preocupe, señor.
Meraklanmayın efendim, konu emin ellerde.
No tema, milord, queda todo en buenas manos.
Meraklanmayın, dostlar arasındasınız.
Tranquilo, está entre amigos.
Hiç meraklanmayın.
Y no tema.
"Meraklanmayın" dediler.
"Tranquilos", chicos...
Merak kediyi öldürür, siz de meraklanmayın.
La curiosidad mató al gato, no es algo nuevo.
Evet. Meraklanmayın.
No se preocupe.
Bu konuda hiç meraklanmayın. Girin. - Komiserim.
Personalmente ordené que en las aduanas inspeccionen minuciosamente todos los camiones que crucen la frontera.
Meraklanmayın, böyle bir şey benim başıma gelmeyecek.
No se preocupe, señor Ullman, que a mí no me pasará.
- Hey, siz Alf için meraklanmayın!
Oigan, no se preocupen por el viejo Alf.
Meraklanmayın Bayan Paxton.
No se preocupe, Sra. Paxton.
Meraklanmayın, burada da kalmıyorum.
- Pero no sufra. Pronto me iré.
- "Meraklanmayın. Eminim değildir."
Seguro que no es aquello. "
Meraklanmayın.
Guarden sus armas.
Ayrıca meraklanmayın, burada sizi bekleyeceğiz.
Y no se preocupen, les esperaré.
- Meraklanmayın ben polisim.
- No se preocupe. Soy policia.
Ona birşey olmaz, meraklanmayın.
Seguro se encuentra bien, no se preocupe.
Meraklanmayın, yalan söylememeniz için ben size yardımcı olacağım.
No se preocupe, le ayudaré a no decir mentiras.
Meraklanmayın.
Descuiden.
Bay Simpson, meraklanmayın.
- No. Sr. Simpson, no se preocupe.
Meraklanmayın çocuklar.
Descuiden, muchachos.
Meraklanmayın, babam lavabodan çıktığında, parayı öder.
No se preocupe, mi padre los pagará cuando salga del baño.
Meraklanmayın. İyileşeceksiniz.
Ud. no se preocupe por nada.
Size gelince, meraklanmayın.
En cuanto a su caso, no se preocupen.
Oldu mu? Sözleştiğimiz gibi sizi köprüde bulurum ve gerisi için meraklanmayın.
Así que nos veremos en el puente, según Io acordado y no te preocupes.
Meraklanmayın, kızınızın kabakulağı için çok vaktiniz olacak.
Podrá gozar las paperas de su hija.
Meraklanmayın, sağolun.
Gracias.
Meraklanmayı bırakın.
Deje de preocuparse.
Meraklanmayın Bayan Forrest.
No se preocupe, señorita Forrest.
merak 30
merak ettim 184
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak etmeyin 872
merak ettim de 48
merak etme canım 16
merak ettim 184
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak etmeyin 872
merak ettim de 48
merak etme canım 16