English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ N ] / Nasıl bir iş

Nasıl bir iş traduction Espagnol

628 traduction parallèle
Burada ki insanlara nasıl bir iş yapacaklarını söylemiyor mu?
Oiga... ¿ No les asigna tarea a cada uno?
Bu seferki nasıl bir iş?
¿ Qué clase de trabajo tienes esta vez?
Nasıl bir iş çıkardınız?
¿ Qué tal ha ido el trabajo?
Bu nasıl bir iş ki düzenbazlara ihtiyaç duyuyorsun?
¿ En qué clase de trabajo necesitas delincuentes?
Başınıza nasıl bir iş aldığınızın farkında mısınız?
¿ Sabe en lo que se está metiendo?
Bu nasıl bir iş Chance?
- Con libertad para cometer delitos.
Nasıl bir iş? Herhangi birşey.
De lo que sea
- Ne? Nasıl bir iş?
- ¿ Qué puesto?
Birlikte nasıl bir iş yapabiliriz, Bay Travis?
¿ A qué trato podemos llegar, señor Travis?
Bu nasıl bir iş?
¿ Qué horario disparatado es éste?
Nasıl bir iş?
¿ Qué tipo de asunto?
- Nasıl bir iş?
- ¿ Que clase de trabajo?
Sence nasıl bir iş için vasıflısın?
¿ Para qué tipo de trabajo crees estar cualificado?
Oh, nasıl bir iş?
¿ Qué negocio?
Tam olarak nasıl bir iş?
¿ Qué tipo de negocios exactamente?
Nasıl bir iş yapıyorsun?
¿ Cuánto sacas por el trabajo sucio?
Nasıl bir bina acaba bu? İş merkezi.
Nada especial, sólo oficinas.
Böyle bir adama nasıl iş verirsiniz?
¿ Cómo pudo contratar a un hombre así?
Sen yanımda yokken hiçbir yerde iyi bir iş çıkartamam, bunu biliyorsun. ... sensiz nasıl başımı eğebilirim?
Sin ti, no podría hacer un buen trabajo en ningún lugar, y tú lo sabes.
Bir iş çıkarsa size nasıl ulaşabileceğimi bilmiyorum.
No sé cómo localizarle si tenemos algún problema.
O ben olmalıyım. Bu iş yeni bir karateciye nasıl verilir?
Quitaran la opcion que nosotros representamos para darselo a un instructor seguidor de la moda moderna.
En geç bir saat sonra söyleyeceğim size ; nerede pusu kuracağınızı,... tam sırasını kollayıp nasıl davranacığınızı. Bu akşam bitmeli bu iş.
A lo sumo, en una hora os diré el lugar donde debéis apostaros y el mejor plan respecto a tiempo y ocasión.
Buradan kurtulmamı sağlayacak parayı biriktirene kadar karnımı doyurmak için. - Nasıl bir iş?
- ¿ Dónde trabajas?
Bir kulüp nasıl iş yapar biliyorum.
Sé cómo hacer funcionar un club.
Bir iş bulurum nasıl olsa. Ne işi?
Encontraré algún trabajo.
Hem bu nasıl bir iş ki zaten? Pislik.
¿ Qué trabajo es éste de todos modos?
Nasıl bir resmi iş?
¿ Qué clase de asunto especial?
Hannah Hunter, bu nasıl iş? Tarlada çalışan bir kadın gibi konuştunuz.
Hannah Hunter, ¿ qué haces hablando como una jornalera?
İki yetişkin gibi davranıp güzel bir plan hazırlayalım, ben iş görüşmelerimi yapabileyim, siz de... o görüşmeleri her nasıl adlandırıyorsunuz, bilemem.
Qué lástima. Intentemos ser adultos, hagamos un plan para que yo pueda llevar a cabo mis llamadas de trabajo y usted las suyas de... como quiera llamarlas.
Önce derslerimi vermek zorundayım sonra iş bulmak, sonra... Nasıl bir ilişki başlatabilirim ki?
¿ Cómo puedo comprometerme con una chica?
Söyle bakalım, senin gibi tatlı bir kız nasıl olur da hayatını böyle bir iş yaparak kazanır?
¿ Qué hace una chica como tú en un negocio como éste?
Benim iş kolumdaki biri böyle bir aleti nasıl taşır?
¿ Cómo puede alguien en mi negocio andar por ahí con un artefacto como éste?
Ne iş yaptığını kontrol edeceğim, bakalım nasıl bir para önerecek.
Me fijaré qué hizo, cuánto dinero ofrece.
Silindirik bir objenin de bu iş için nasıl kullanıldığını gösterdim.
Os mostraré cómo se puede usar hasta un objeto cilíndrico.
Senin gibi birisi nasıl olur da böyle bir iş yapar?
¿ Cómo puede hacer alguien como tú esta clase de trabajo?
Bir gün tarihe nasıl yazılacağını düşündüğümde bir imparatorluğun kararlarının sadece açgözlü iş adamları dalavereci generaller, ve görmemezlikten gelen siyasetçiler tarafından alınmasını...
Cuando pienso en cómo la historia registrará algún día que las decisiones de un imperio las tomaron empresarios avariciosos y generales y políticos maquinadores...
O kötü bir iş yaptı. Nasıl?
... él hace mal.
Doğduğum yer, boyum,.. ... yaptığım iş konusunda nasıl bir özgür iradem vardı ki?
¿ Qué clase de libertad de elección tuve cuando nací, en la estatura que tengo y en el trabajo que me tocó en suerte?
Nasıl olur da aklı başında biri... tamamen delice bir iş yapabilir?
¿ Cómo puede ser que un hombre cuerdo...
Isıtıcı ve onları nasıl kullanacağını öğretecek bir birlik istiyorsun.
Quiere pipas, luego querrá tropas para que les enseñen a usarlas.
- Nasıl bir is istiyorsun?
- ¿ Qué trabajo buscas?
Nasıl olsa önemli bir iş yaptığım yoktu. Bu yüzden katıldım.
Yo no estaba haciendo nada muy importante, por eso estoy aquí.
Bu bakımcılar nasıl iş yapıyor böyle? Ne berbat bir işçilik!
Los de mantenimiento hacen su trabajo muy mal.
Kimseye zararları yoktur. Arada bir, biraz ek iş yapıp, nasıl geçineceğiz diye ömür boyu elleri çenelerinde düşünüp durmak istemiyorlar.
Se ganan un dinerillo extra para no acabar con las manos vacías el final de su vida...
Bana nasıl ulaştığını bilmiyorum. Bir gün çıkagelip sekreter olarak iş aradığını söyledi.
No sé cómo, consiguió la dirección de mi despacho y vino a pedirme trabajo.
Tahmin edebileceğin gibi, bu iş yüksek önem derecesinde... ve de biz şahsen bu görüşme hakkında şey hissetmemeni... oh, nasıl anlatsam... bazen itiraflarımız sıkı bir şekilde perdeleniyor.
Este es un trabajo de alta seguridad, como puede imaginar y personalmente creemos que usted no se ajusta a las minimas exigencias de tan delicada mision.
Çok iyi bildiğin gibi, bu iş yüksek güvenlik isteyen bir iş... biz de şahsen şey gibi hissetmemeliyiz... oh, nasıl söylesem- - olayları göründüğü gibi değerlendirmemeliyiz.
Este es un trabajo de alta seguridad, como puede imaginar y personalmente creemos que usted no se ajusta oh, como podria decirlo a las minimas exigencias de tan delicada mision.
Nasıl? Sadece bir iş.
Un trabajo.
Düşündüğümden de fazla ödeme yapacağınız bu iş nasıl bir şey olabilir ki?
¿ Cuál es el caso, o el trabajo, según usted, que debo hacer?
Yaşayacak başka bir yer bulsan ve ben de iş bulur bulmaz sana 600 dolarını geri versem nasıl olur?
Por qué no intenta encontrar otro sitio... y le pagaré los 600 dólares tan pronto como consiga trabajo.
Nasıl göründüğüm benim bileceğim bir iş.
Mi aspecto es una cosa exclusivamente mía

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]