Ne korkunç bir şey traduction Espagnol
140 traduction parallèle
Ne korkunç bir şey!
¡ Qué fatalidad!
Holmes ne korkunç bir şey.
¡ Vaya, Holmes, qué horrible!
Ne korkunç bir şey!
Es terrible.
Ne korkunç bir şey! On ikisini de toplu olarak nereye gömeceksin?
Bobadas. ¿ Cómo vas a enterrar a la pobre gente?
Hepinizden ne korkunç bir şey istediğimi şimdi anlıyorum.
Ahora me doy cuenta de lo terrible que era lo que les pedía.
Ne korkunç bir şey.
Es horrible.
- Ne korkunç bir şey!
- ¡ Esto es terrible!
Ne korkunç bir şey. Ben...
iQué cosa tan terrible!
Ne korkunç bir şey!
¡ Qué asco!
Dr. Heidecke'nin kafasının uçmuş olması ne korkunç bir şey.
Terrible asunto el del Dr. Heidecke, a quien decapitaron.
Ne korkunç bir şey.
Es terrible.
Çekilin. Aman Allahım! Ne korkunç bir şey!
No me mire. ¡ Oh Dios mío!
- Ne korkunç bir şey.
- ¿ Qué es este horror?
Ne korkunç bir şey!
Qué cosa tan terrible.
Ne korkunç bir şey.
Terrible acontecimiento.
Ne korkunç bir şey yaptın?
¿ Qué cosa terrible ha hecho?
Ne korkunç bir şey!
- Vaya, eso es terrible.
"Ne korkunç bir şey."
"Dice cosas horribles."
Ağzınıza böyle bir şey almadıysanız ne korkunç bir şey olduğunu bilemezsiniz.
Si nunca has tenido una en tu boca, no puedes imaginar lo terrible que es.
İnsanın, çocuğunu kaybetmesi ne korkunç bir şey kim bilir.
¡ Oh Dios! Debe ser terrible la pérdida de un hijo pequeño.
Ne korkunç bir şey!
¡ Esto es ultrajante!
Ne korkunç bir şey! Bir yıldır burada.
Sé que está mal porque lleva aquí un año.
Ne kadar korkunç bir şey!
¡ Oh, qué sorprendente!
Onun için ne kadar korkunç bir şey gözlerinin önünde bir adamın öldürülmesi.
Ha sido terrible para él presenciar un asesinato.
Ne var? Korkunç bir şey görüyorum, söyleyemiyorum bile.
Veo algo horrible.
Derin ne güzel, korkunç bir şey.
Qué piel más bonita tienes.
- Oh, Anita. Ne kadar korkunç bir şey.
Que cosa mas horrible.
- Ne kadar korkunç bir şey!
- ¡ Qué horror!
Ne yaptık bilmiyorum ama korkunç bir şey olmalı.
No sé qué hemos hecho, pero debe haber sido algo terrible.
Bazen korkunç bir şey olduğunda ne yapıyor?
Cuando algo terrible pasa, ¿ qué hace él?
Ne yapacağımı bilmiyorum. Korkunç bir şey.
Es terrible.
Bu korkunç bir şey. Ne yaptık biz?
Es horrible. ¿ Qué hemos hecho?
Madam, korkunç bir şey oldu. Ne?
Señora, algo terrible nos ha pasado
Korkunç bir şey oldu. Ne?
Oh, algo terrible a pasado.
Buna ne dersin? "diye sordum. " Bu da ne? Korkunç bir şey bu. " dedi.
Se la llevé a Marina y le pregunté qué opinaba... y dijo : "¿ Qué es eso tan feo?" Le dije : "Es una bandera".
Korkunç bir şey bu ; ah, ne kadar korkunç!
¡ Oh, horrible, por demás horrible!
- Hokkabazlık yap ya da bir şey ikram et. - Aman Tanrım, ne korkunç bir palyaço!
qué payasito más aterrador!
Ama efendim, sizin için ne kadar korkunç bir şey bu!
Pero esto es catastrófico para Ud. Es decir...
Bunun bir davranış bozukluğu olduğu açık. Ama böylesine yaygın ve korkunç bir bozukluğa sebep olan şey ne?
Es un mal del comportamiento pero, ¿ qué pudo haber causado esta condición tan dramática y generalizada?
merhabalar, benim ismim Marge Simpson ve bu tabloyu ben boyadım belki neden böylesine çılgın bir şey yaptığımı merak etmişsinizdir size, bay Burns'ün korkunç kafasının içindekileri göstermek istedim acımasız dudaklarını, kinci dilini ve şeytanı beynini ancak, soluk vücudunun zayıflığı ne kadar hassas ve kırılgan olduğunu gösteriyor belkide, tıpkı tanrının şaheseri gibi.
Hola, mi nombre es Marge Simpson, y yo pinté este cuadro. Tal vez quieran saber qué me llevó a hacerlo. Creo que quería mostrar que detrás de la cabeza aterradora del Sr. Burns con sus labios crueles, su lengua ponzoñosa y su mente perversa hay un cuerpo frágil y marchito, quizás disonante con este mundo y tan vulnerable y hermoso como cualquier otra criatura de Dios.
Köylerimiz bunu hak etmek için ne yaptı hiç bilmiyorum... Korkunç bir şey.
No sé qué habrá hecho nuestro pueblo para merecer... algo tan terrible.
Ne oldu? Çok korkunç bir şey oldu.
- Ha pasado algo horrible.
Ne? Ne değilse? Kan tahlilimde, bana telefonda söyleyemeyeceği kadar korkunç bir şey çıkmadıysa.
- A menos que... haya aparecido algo en mi prueba de sangre que no me lo podia decir por telefono, y te queria aca en caso que me desmaye.
Her sabah aynı korkunç suratı görerek uyanmanın ne denli kâbus bir şey olduğunun önemi yoktur. Önemli olan edilen yemindir.
No importa lo lastimoso o repugnante que pueda ser despertar junto al mismo horrible rostro cada día ese es el significado de los votos del matrimonio.
Korkunç bir şey, Bay Cain. Ne kadar kira ödüyorsunuz?
Increíble, Sr. Cain. ¿ Cuánto paga de alquiler?
Ne korkunç. Hayatımda ilk kez biri bana değerli bir şey aldı.
La más preciosa cosa que nadie jamás me haya comprado en mi apestosa vida
Çünkü ne zaman benimle ya da ailemle temasa geçsen başına korkunç bir şey geliyor.
¿ que voy a hacer para cenar? ¿ no puede ordenar comida?
Korkunç bir şey, Mayflower'da ne işi var onun?
¿ No es espantoso? ¿ Qué hace eso en el Mayflower?
Ardından, bir dakikalık saygı duruşunda gülmenin ne kadar korkunç bir şey olduğunu düşünürsün ve tam gülecekken kendini tutarsın.
Pero entonces te imaginas lo terrible que podría haber sido si te hubieras reído fuerte en el medio de un minuto de siliencio.
- Ne? Evet, ben de korkunç bir şey yaptım.
Sí, y yo hice algo horrible.
Çocukken bile ne kadar korkunç bir şey olduğunu söylemek yerine, benim o şeyleri ne kadar sevdiğimi söylerdi.
Incluso de niños me decía lo horrible que era para él pero que a mí me gustaba.
ne korkunç 99
korkunç bir şey bu 27
korkunç bir şey oldu 46
korkunç bir şeydi 28
korkunç bir şey 150
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
korkunç bir şey bu 27
korkunç bir şey oldu 46
korkunç bir şeydi 28
korkunç bir şey 150
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21