English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ N ] / Ne yapıyorsun dostum

Ne yapıyorsun dostum traduction Espagnol

504 traduction parallèle
Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué hace?
- Benim paltomla ne yapıyorsun dostum?
- ¿ Qué haces con mi chaqueta?
Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué haces, tío?
Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué haces, amigo?
Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué haces, viejo?
Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué haces, amigo? ¿ Qué pasa?
Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué estás haciendo?
- Ne yapıyorsun dostum?
- ¿ Qué haces, amigo?
Ne yapıyorsun dostum?
¿ De qué vas, colega?
- Bunu yaptığına inanamıyorum. - Ne yapıyorsun dostum?
- No pensé que me hicieras esto.
Louis ne yapıyorsun dostum?
- Hola. - Louis, amigo. ¿ Qué haces?
- Ne yapıyorsun dostum?
- Qué haces, hombre?
Tat, Tat, Tat. Ne yapıyorsun dostum?
Tat, Tat, Tat, ¿ qué diablos...?
Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué pasa, negro?
Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué diablos haces, hombre?
Keshaun. Ne yapıyorsun dostum? Bu işin 5 dakikada bitmesi gerekirdi.
Este rollo no ha de durar más de 5 minutos.
- Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué faena?
Louis ne yapıyorsun dostum?
Colega, ¿ cómo te va?
- Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué haces? A un lado.
- Sen ne iş yapıyorsun dostum?
- ¿ A qué te dedicas, amigo?
Ne yapıyorsun? İşte burada dostum.
Esto es lo que sucede, tío.
- Gaza basma dostum, ne yapıyorsun?
Bájese, a ver si tiene pantalones, no acelere!
Hadi ama dostum. Ne yapıyorsun?
Vamos, Nino. ¿ Qué hacía?
Burada ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué haces aquí?
Hey, dostum, bu şeyi taşımak için ne diye limuzine ödeme yapıyorsun?
No pague a una limusina para que se lo cargue.
Ne yapıyorsun, dostum?
¿ Qué haces, tío?
Bana ne yapıyorsun, dostum?
¿ Qué me haces, hombre?
Ne yapıyorsun, küçük dostum?
Eres macho, ¿ qué haces? Eso es cosa de mujeres... vamos... ¿ estás empollando los huevos?
- Sen ne yapıyorsun, dostum?
- ¿ Qué haces, hombre?
Ne Yapıyorsun, Dostum, Onların Tarafında mısın?
¿ Por qué te pones de su lado?
Selam, dostum. Ne yapıyorsun?
Hola, jovencito. ¿ Qué me cuentas?
Hey, dostum, ne yapıyorsun?
Colega, ¿ de qué vas?
Hadi dostum, ne yapıyorsun?
Vamos, tío. ¿ Qué haces?
Hey, dostum. Ne yapıyorsun? Bunu yazman gerekirdi.
Se supone que debías escribirlo.
- Ne yapıyorsun sen dostum?
- ¿ Qué haces?
Ne yapıyorsun, dostum?
¿ Qué haces?
Hey, dostum, ne yapıyorsun?
¿ Qué haces, viejo?
Ne yapıyorsun, eski dostum?
¿ Qué haces, viejo amigo?
- Sheen, dışarıda ne yapıyorsun? - Kalın giyin, dostum!
Siempre le huyo al frío, amigo.
- Oh, ne yapıyorsun, dostum?
- Oh, cómo has estado, men?
- Ne yapıyorsun, dostum?
- Cómo has estado, men?
Loc, ne yapıyorsun, dostum?
- Loc, Qué estás haciendo, men? Vamos!
- Dostum ne yapıyorsun?
- ¿ Qué haces?
Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué?
Burada ne yapıyorsun, dostum? Hiçbir şey.
- ¿ Qué haces ahí, hombrecito?
Ne yapıyorsun, dostum?
¿ Qué estas haciendo?
Aptalca davranıyorsun, dostum. Babamı soymak istiyorsun, peki ne yapıyorsun? TV'ye çıkıyorsun.
Tú estás tonto Rober, quieres que demos el palo a mi viejo..... y no se te ocurre otra cosa que salir en la tele.
Dostum, ne yapıyorsun?
¿ Qué haces?
Ne yapıyorsun dostum?
¿ Qué haces?
ne haber dostum? ama burada ne yapıyorsun?
¿ Qué haces en este establo?
Ne yapıyorsun, dostum?
¿ Qué es lo que haces, hombre?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]