Nedeni bu traduction Espagnol
4,109 traduction parallèle
Bunu ona açıklamasının bu kadar uzun sürmesinin nedeni buydu.
Por eso estaba tardando tanto tiempo en decírselo.
Kitabı olmasının nedeni bu.
Por eso tenía el libro.
- Kesinlikle nedeni bu müzik ve şiirimiz var, Bones.
- Para eso exactamente tenemos la música y la poesía, Huesos.
Belki de bazı komedyenlerin "bu geceyi öldürdüm" demelerinin nedeni budur.
Quizá por eso algunos cómicos dicen, "los dejé muertos esta noche".
Sık sık bayılmasının nedeni bu.
Eso es lo que produce sus desmayos.
Kesinlikle nedeni bu! İşte bu yüzden evlenmeyeceğim.
No quiero lidiar con el dolor de cabeza... por eso nunca me casaré y estaré solo.
Senden korkmamın nedeni bu.
Es por eso que tengo miedo de ti.
Onu başından atmanın nedeni bu.
Es por eso que se deshizo de 茅l.
Bir duvak ile doğmuş olmalısın nedeni bu, tatlım. Tıpkı annen, ben ve bizim annemiz gibi.
Eso es porque naciste con un velo, cariño, al igual que tu mamá y yo y nuestra mamá.
İşte tüm bunların nedeni bu.
De eso es de lo que se trataba.
Başarısızlığımızın nedeni bu, D.
Es por eso que no podemos competir, D.
Hırslıyız. Nedeni bu.
Porque somos ambiciosos.
Istırabımın ve kafamın karışıklığının nedeni bu...
Es la causa de mi dolor y confusión...
- Kilitleri değiştirmenizin nedeni bu mu?
- ¿ Por eso cambiaste la cerradura?
- Nedeni bu mu?
¿ Eso es todo?
Çünkü seni yakalarlarsa Peter, seni zindana kilitlerler, tüm nedeni bu.
Porque si te atrapan, Peter, te encierran en Leavenworth, por eso.
Biliyor musun, sana ulaşmamın asıl nedeni bu.
Por esto me acerqué a ti.
Bu gülünç elbiseyi giymiş olmamın nedeni bu.
Por eso llevo este conjunto ridículo.
Ah, ve bu olaya olan ilgimizin nedeni bu, Müfettiş Meadows.
Ah, y esta es la razón de nuestro interés en este caso, inspector Meadows.
George Sr, gördüğü hayalden sonra iki gün baygın kaldı. Karısının duruşmasında bu sandalyenin boş olmasının nedeni buydu.
George padre había estado inconsciente por dos días después de tener la visión, por eso su asiento había quedado vacío en el juicio contra su esposa.
Albay da ayniydi, onunla evlenmemin nedeni bu.
Siempre lo he hecho. El alcalde era igual. Por eso me casé con él.
Kısa vadedeki istatistiklerde görülen bu hatanın nedeni budur.
De ahí las estadísticas engañosas a corto plazo.
Hakem bana, şuranın dışarıya çıkmadığını söyledi. Nedeni bu.
El juez me dijo que esto no iba a salir, y eso es porque ©.
Top'açık'tarafındayken vurmanın nedeni bu.
Es por eso que siempre golpeas la pelota con el lado'on'.
Kyle'a borçlu olduğum için sana güveniyorum. Tek nedeni bu.
La única razón por la que te confío esto es porque se lo debo a Kyle.
Bu tabloyu sevmemin nedeni, gençlik, tazelik dolu olması.
Lo que amo de esta pintura es la juventud, la frescura.
Tamam, ama bu hafıza kayıplarının gerçek nedeni Catherine'in etrafında olmaksa, sentezlenmiş endorfinleri unut.
Bien, pero si estar cerca de Catherine es en verdad la causa de los desmayos olvídate de sintetizar endorfinas.
Bu gösterinin nedeni ne?
¿ Para qué todo el teatro?
İşletme derecesi yapmak için okula dönmenin nedeni de bu muydu yani?
¿ Por eso has vuelto a estudiar? , ¿ para conseguir un título en negocios?
Görünüşe göre kadının uzmanlık alanı. Sektörünün poster yüzü olmasının nedeni de bu.
Aparentemente es su especialidad razón por la cual, es el chico del poster para el negocio.
Kanın adamın üzerinde olmasının nedeni de bu.
Y por eso tenía sangre sobre él.
Nedeni bu mu?
¿ Es por eso?
Bu zamana kadar bunu rahatça yapabilmenin nedeni ise zihnini gölgeleyen bir durumun olmamasıydı.
El único motivo por el que podías crear dobles a voluntad era porque estabas completamente calmado.
Ağlayan meleklerin olayı bu kadar zekice olmasının nedeni, "Göz kırpmayın," sözü.
Lo que pasa con los ángeles llorones, que, otra vez, es muy inteligente, es porque "no parpadeas".
Bu vakaya dâhil edilmesinin nedeni Quantico'da tezini Joe Carroll üzerine yapmış olması. Yani davayı biliyor.
La razón por la que lo incluyen en el caso es porque en Quántico basó su tesis en Joe Carroll, así que conoce el caso.
Bu mesajı bırakmasının nedeni o arkadaşıydı.
Ese aliado es el motivo de que haya dejado este mensaje.
Bu kadar merhametli olmanın nedeni babandan geliyor. Tars Tarkas.
Es lo que motiva tu compasión la sangre de tu padre, Tars Tarkas.
Yani açmamak üzere sıkıca kapatıp bu kelimeleri oymalarının nedeni...
Es por eso que esta oculto bloquear y talladas estas palabras.
Cevap sessizliğinde gizli Charlie. Bu adamı sevmemin nedeni işte.
En respuesta a su silencio pregunta, Charlie, es por eso que amar a este hombre.
Bolton Village halkına sesleniyorum. ... bu anlaşmayı akdetmemin tek bir nedeni var.
A la gente de Bolton Village... s贸lo hay una raz贸n por la cual me met铆 en este negocio.
Ve bu ufaklığı seçmesinin bir nedeni vardır.
Y debió elegir a este pequeño por alguna razón.
Bizimle elemelere gelmeni istememin nedeni de bu.
Por eso necesito que vengas a la ronda de calificación.
Herneyse bu artık, iyi bir nedeni olsa iyi olur.
Sea lo que sea, es mejor que sea bueno.
Gururumun nedeni anlayacaksın, bilirsin seni bu şekilde yetiştirmem.
Eres tú de quién me siento orgullosa. Criándote.
bu nedenle ben bu özel tedavi almak onları eloping nedeni söyledi..
así que estoy recibiendo este tratamiento especial les dije que la razón de fugarnos..
Ve polis bu nedeni zamanında bulamadıysa, bu motif daha sonra...
Y si la policía no pudo hallar ese motivo entonces, entonces el motivo es...
Baba B'nin saunanın etkilerine karşı bu kadar dayanıklı gözükmesinin nedeni de buydu.
Por eso parecía que el Padre B. Era tan fuerte ante los efectos agotadores de la sauna ceremonial.
Eger bu sahis bizden kurtulmak isteseydi, bu durumda arazinin tekrar satisa cikarilmasini istemesi icin bir nedeni olmali.
Si esta persona quería deshacerse de nosotros, entonces debe haber alguna razón para querer que el terreno vuelva a estar en el mercado.
- Seni kilitlemelerinin nedeni de bu. - Peki ya bana sopa atan şu herife ne dersin?
- Por eso está encerrado. - ¿ Y qué pasa con el tipo que me ha cascado?
Bu telaşın bir başka nedeni daha var.
Hay otra razón para darse prisa.
Bu da neden buraya geldiğimin nedeni oluyor.
Lo que me lleva al motivo por el que estoy aquí.