Neyse ki traduction Espagnol
4,699 traduction parallèle
Ve neyse ki yıllardır yaptığım sorgulamalardan sonra değiştiremeyeceğim bazı şeyleri olduğu gibi kabul etme huzuruna erdim.
Y afortunadamente, después de años de interrogatorios, se me ha concedido la serenidad de aceptar las cosas que no puedo cambiar.
- Neyse ki.
- Tienes suerte.
Ama neyse ki bilen birini tanıyorum.
Pero conozco a un tipo que sí.
Neyse ki ben şanslıyım, bütün gün telefonlara bakacağım için..... ortalığı kasıp kavurmama gerek yok.
Bueno, por suerte. Yo no tengo que funcionar a toda máquina para contestar el teléfono todo el día.
- Neyse ki 2008'de tüplerimi bağlattım.
La buena noticia, es que me hice la vasectomía en el 2008.
Neyse ki cubanolarımızı sevdi! "
¡ Qué bueno que le gustaban nuestros cubanos!
Neyse ki olaya tanıklık eden adam benim ekibimden biri değilmiş.
Afortunadamente para ti, el hombre que fue testigo del tiroteo... no forma parte de mi gente.
Neyse ki yemeklerini sevmiyorsun.
De todos modos, odias sus guarniciones.
Neyse ki bazı kısımları atlamış.
Mmmmmm. Por suerte, se saltaron un capítulo.
Amacı şirketi bana verebilecek kadar hayatta kalabilmekti. Neyse ki kaldı da.
Quería mantenerse sano el tiempo suficiente para poder darme la compañía a mí... algo que por suerte hizo.
Neyse ki zararın neresinden dönsek kârdır.
No es demasiado tarde para reparar el daño.
Neyse ki çok derin değil.
Lucky no es demasiado profunda.
Neyse ki elimizde birçok yetenekli genç oyuncu var.
Afortunadamente, ahora estamos bendecidos por todo un grupo... de fantásticas actrices jóvenes.
Neyse ki, kendim yapmadan önce bizi öldürecek bir obje bulacağız.
Con suerte, vamos a encontrar un artefacto que nos va a matar antes de que lo haga yo misma.
Neyse ki daha erken.
Por suerte es temprano.
Neyse ki müvekkilim çalışıyor. Bu yüzden velayet hakkını Bay Fischer ile paylaşması gerektiğini düşünmüyoruz. Anlamadım.
Bueno, por suerte la señora Malamud sí está trabajando en la actualidad, así que no vemos ninguna necesidad de otorgarle al señor Fischer la tenencia compartida.
Neyse ki, bir tornavida bulduk.
Lo bueno es que hallamos un desarmador.
Neyse ki onu çıkarmak için hidrolik kesiciyi kullanmak zorunda kalmadılar.
No tuvieron que usar equipo hidráulico para sacarlo.
Neyse ki ben babam gibi biriyle evlenmedim.
No me casé con mi padre. por suerte.
- Evet ama neyse ki tanıdığın biri var.
- Sí, pero por suerte, conoces a un tipo.
Neyse ki, John Ross'ın kalbi merminin onu bulamayacağı kadar küçük. Luis. Silahı bırak.
Afortunadamente, el corazón de John Ross es demasiado pequeño para que lo alcance una bala. ¡ Las manos!
Neyse ki bazılarımız için, bu denli bir yardım gerekmiyor.
... que puedan hacer eso. Por suerte, otros no necesitamos tanta ayuda.
Neyse ki LeBlanc'ın kurşunu sıyırıp geçmiş.
Afortunadamente, la bala de LeBlanc solo te rozó.
Neyse ki bende daha var.
Por lo menos esto era sólo mi lectura de la copia.
Ama neyse ki, hiçbiri gerçek değilmiş.
Pero, por fortuna, no era real.
Neyse ki, bu mantıklı geliyor.
Y por suerte, tiene sentido.
Neyse ki, yarın birlikte son bir gün geçirebileceğiz.
Y con suerte, podemos pasar un último día juntos mañana.
Neyse ki, bu tür saçmalıklar inanmamamız iyi bir şey.
Bueno, es bueno que no creamos en ese tipo de sinsentidos.
Neyse ki hapse girmedim.
Tengo suerte de que no me metieran en la cárcel.
Neyse ki, ne yaptıklarını bilmiyorlarmış.
Por suerte para nosotros, no sabían qué demonios hacían.
Neyse ki bugün Cumartesi.
Es bueno que sea sábado.
Neyse ki, sadece bir yazılımı çaldılar.
Bueno, por suerte, solo se llevaron el software.
Neyse ki bu küçük kuş da akıllı.
Por fortuna para ti, esta pajarita también es brillante.
Neyse ki ben, her zaman hazırlıklıyım. Dinleme aygıtı.
Afortunadamente, estoy siempre preparado.
Neyse ki dün gece evde değildi.
No. No estaba en la casa anoche, afortunadamente.
Neyse ki ben bulmaca severim.
Y a mi me gustan los acertijos.
Neyse ki.
Con suerte.
Neyse ki başka bir bedene geçiş yaptım.
Por suerte, yo solo tomé otro cuerpo.
Anlayacağınız Eggsy'le olan derdiniz neyse, ki kesin haklı taraf sizsinizdir ben şu güzelim Guinness birasını bitirene kadar bizi rahat bıraksanız çok minnettar kalırım.
Les agradecería enormemente si sólo pudieran dejarnos en paz... hasta que termine esta encantadora pinta de Guinness.
Neyse, diyeceğim şu ki yedi aydır sabit bir işim yok.
Como sea, el asunto es que... no he tenido un trabajo estable en siete meses.
Neyse, neyse, ona yazacağım ki, neredeyse sevgili olmak gibiydi.
Bueno, no importa, pero le escribiré le diré que es casi...
Her neyse, eminim ki önemlidir.
Bueno, sea lo que sea, estoy segura de que es importante.
Çünkü sen demiştin ki neyse yeter. Sanırım hayır. Ben sadece.
Supongo que no.
Neyse ki kurtarılabilir.
Creo que podemos arreglarlo.
Dr Danvers'ın yaptığı her neyse eminim ki ona ayak uydurabilirim.
En cuanto al Dr. Danvers, estoy bastante segura de que puedo ponerme al día en lo que sea que haga.
Neyse, bir şeyler konuştuk ve düşündüm ki Spencer...
Me dijo algo que creo que Spencer podría...
Her neyse, hepinizin bilmesini isterim ki yarın sabah benzin almaya gideceğim.
De todos modos, quiero que todos sepais... que mañana por la mañana me voy por gasolina.
Bıçağın sana güç veya sakinlik her neyse onu vermesine de seviniyorum ama Dean söylemeliyim ki bu bıçak sana başka bir şey daha yapıyor.
Y me alegro de que la Espada te de fuerza o calma o lo que sea, pero, Dean, tengo que decir... que estoy empezando a pensar también que la Espada está haciendo algo más.
Her neyse olay şu ki herkes dama oynarken ben monopoly oynuyorum.
En fin, el punto es... Mientras todos los demás están jugando damas,
Her neyse, sonra aşırı korkmuş gözüktü ve dedi ki, " Sus.
Da igual, luego se asusta... y dice, " Cierra la boca...
Neyse ki bugünden sonra o şeyden kurtulacağız değil mi?
Esperemos terminar con eso hoy, ¿ verdad?