English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ P ] / Paran var

Paran var traduction Espagnol

2,169 traduction parallèle
Paran var mı?
¿ Tienes tu papel?
Yani... tonlarca paran var, bir jetin ve dünyanın en büyük rock grubun, taş gibi bir karın ve.. onurlandırıldın.
Me refiero a que tiene cantidad de dinero, el jet, la banda de Rock más grande del Mundo, su mujer está buenísima...
Bu şeyi kesinlikle alıyorum. Madem boşa harcayacak paran var elektrik faturasını ödemeye ne dersin?
Vaya, si tienes dinero para quemar, ¿ por qué no pagas la cuenta de luz?
Hiç paran var mı?
¿ Tienes algo de dinero?
Paran var mı?
¿ Tienes el dinero?
Kaç paran var?
¿ Cuánto tienes?
Bozuk paran var mı?
¿ Tienes monedas?
Sorun ne? Paran var.
No importa, tienes dinero.
Paran var mı?
¿ Dinero?
Hala zamanın var. Paran var.
Aun tienes tiempo, y con ese dinero.
Paran var mı?
¿ Tiene el dinero?
Yirmi dört bin dolara yakın bir paran var, ve evin de onarılmaya ihtiyacı var.
Tienes 24.000 dólares ahorrados y hay cosas sin arreglar en casa.
- Çok paran var.
- Eso es mucho dinero.
400 dolar kaybettim. Hiç paran var mı?
Estoy abajo $ 400. ¿ Tiene usted efectivo?
Tam olarak ne kadar paran var?
¿ Qué tan forrada estás exactamente?
Hazırda bu kadar paran var mı?
¿ Tienes algo de dinero por aquí?
Ne kadar paran var?
¿ Cuánto tienes?
- Paran var mı?
- ¿ Tienes dinero?
Bunun için paran var mı?
- Tienes dinero para pagarlo?
Paran var mı?
¿ Tienes dinero?
Senin bir sürü paran var, sadece birazını bana verirsin.
Tienes un montón de dinero, simplemente dame algo.
Seni çok paran var.
Tienes mucho dinero.
Ne kadar paran var?
¿ Y cuánto dinero tienes?
Paran var mı?
¿ Tiene dinero?
Vic, bozuk paran var mı?
- ¿ Está en la caja? - Pezuela la tiene en el bolsillo. - ¿ Cuánto le has contado?
- Karnım tok. - Paran var mı?
- Estaba exquisito ¿ Tienes dinero?
- O kadar paran var mı?
¿ Tienes esa cantidad?
Gizli bir hesapta sakladığın 83,000 dolar paran var.
Tienes 83.000 dólares escondidos en una cuenta secreta.
Paran var, rozetin var, beni Los Angeles'tan çıkarabilirsin.
Lo siento. ¿ Cómo pudo no conocerla en 16 años?
Onun içinde paranın kralı var.
Había toda clase de efectivo en esa cosa.
Paranın üstünde ne var?
¿ Qué hay en él? ¿ De quién es esa imagen?
Mal varlığı olmayan bir müzisyensiniz ama yine de atlara, seyislere hizmetçilere harcayacak paranız var. Nereden buluyorsunuz bu parayı?
- Usted solo es un músico pobre y aún así gastó una gran cantidad de dinero en caballos y libreas para sus sirvientes, ¿ dónde obtuvo el dinero?
Paranız var mı?
¿ Tienen dinero?
Paranın bende olduğundan haberin var mı?
¿ Sabías que yo tengo el dinero?
Ne kadar paran var?
Bueno, ¿ cuánto dinero tienes ahí?
Ama paranın halledemeyeceği şeyler de var.
Pero hay cosas que el dinero no puede reparar.
Hayır, ama paranı almanın başka yolları var.
Pero hay otras maneras, podemos tener tu dinero de regreso.
Sana paranı getireceğiz. Sadece biraz daha zamana ihtiyacımız var.
Solo necesitamos un poco más de tiempo.
" Sizinse paranız var. Bu yüzden ne kadar uzatabilirsem o kadar iyi.
Tú si pagas el tuyo, así que mientras más me tarde, mejor.
Bir kızın var ve şimdi de paran oldu.
Tienes una hija, y ahora tienes dinero.
Bak, başka ipuçlarım var, ama- -. Senin paranı almaktan dolayı kendimi suçlu hissetmeye başladım.
Mira, tengo otras pistas pero... empiezo a sentirme culpable por tomar tu dinero.
Ölümüne sevdiğim, ve hayatta gerçek paranın nasıl kazanıldığını bildiğimi gösterince, yanımdan ayrılmayan bir kadın var.
Y una mujer a la que quiero a morir, Y que ha puesto tierra de por medio hasta que no le enseñe como ganar dinero.
Ne kadar paran var?
¿ Cuánto puedes pagar?
Yeterli paran var mı?
- ¿ No hay suficiente dinero?
Neden, paran mı var?
¿ Por qué? ¿ Tienes dinero?
Senin nedenlerin var... Freebo'yu bulmak, paranı almak.
Tienes tus excusas baratas, encontrar a Freebo, conseguir tu dinero.
Sınıfımda sürekli kavga eden iki çocuk var.
Tengo dos niños en mi clase que no paran de pelearse.
Harcadığım tüm bu saatlerin, tüm bu paranın ne anlamı var?
Todas esas horas y el dinero... ¿ Cuál es el objetivo?
Hiç paran yok ve büyüklük kompleksin var diye işe yaramaz yalnız beyaz bir kadının teki olma hakkın olamaz.
Solo porque tienes delirios de grandeza no te hace bien estar soltera, mujer corriente.
Kendi paranız var.
¿ Tienen su propio dinero?
- Hanım efendi, bozuk paranız var mı?
- Señora, ¿ no tiene unas monedas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]