Pişman değilim traduction Espagnol
591 traduction parallèle
Bunlardan utanmıyorum ve pişman değilim.
Creo que no me perdonará jamás. Para él es una vergüenza.
Hiç pişman değilim.
Nada de lamentos.
- Ama yanlış anlama için pişman değilim.
- No lamento la equivocación que hubo.
Pişman değilim.
No puedo quejarme.
Hiç pişman değilim.
No lo lamento.
Pişman değilim. Birlikteyiz.
No hay nada que perdonar, estamos juntos.
- Pişman değilim.
- No lo haré.
Çıkabilmem için emir vermeyi unutmuşsunuz ama beklediğim için pişman değilim.
Olvidó dejar las instrucciones para que pudiera salir... pero no me arrepiento de haber esperado.
Pişman değilim ve affınızı da istemiyorum.
No estoy arrepentida, y no quiero vuestro perdón.
Ama pişman değilim.
Pero no siento despecho alguno.
Bedelini ödedim ama pişman değilim.
Lo pago caro, pero no lamento nada.
Pişman değilim. Pekâlâ.
No lo siento.
Yine de... Bu savaştan pişman değilim.
Y sin embargo, esta guerra no me pesa.
Hiç pişman değilim.
No tuve remordimientos.
Bunalmıştım. Artık son buldu ve pişman değilim.
Pero al final te hartas de sus amenazas de autodestrucción.
Yaptıklarıma pişman değilim!
¡ y me alegro de lo que te he hecho!
Hiç pişman değilim!
¡ Me alegro de lo que he hecho!
Pişman değilim.
- ¡ No me marcharé!
Şarkı söylemekten hiç pişman değilim.
Nunca me arrepiento de cantar.
Onu yaptığım için hiç pişman değilim.
De ése no me avergüenzo.
Bu konuda ısrarlı olmaktan pişman değilim ama siz havacılar bunu anlamazsınız.
Odio ser arrogante, los de la Fuerza Aérea no entienden. ¡ Dios mío!
- Pişman değilim!
- ¡ Sin penas!
Her şey gelip geçiyor. Yine de pişman değilim.
Todo acaba perdiéndose, ya sabe.
- Hayır, geldiğim için pişman değilim.
- No, no lamento haber venido.
Ama pişman değilim. Bir zamanlar mutluydum.
Pero no hay vuelta atrás.
Bunun için pişman değilim. Güzel yemekler yedim.
El dinero que gana, se come bien aquí...
Hiçbir şeyden pişman değilim.
No me arrepiento de nada.
Oğlunu idam ettim. Pişman değilim.
Ejecuté a su hijo y no lo lamento.
Gerçi hiç pişman değilim.
No es un gran sacrificio.
Pişman değilim.
No tengo remordimientos.
Seninle tanıştığıma pişman değilim.
Y no me arrepiento de haberte conocido.
Senin için bir adamı öldürmüş olmaktan pişman değilim.
No me arrepiento de haber matado a un hombre por ti.
Seni sevmekten pişman değilim.
Y no me arrepiento de nada.
Hiçbir şeyden pişman değilim. Ancak şimdi karnım çok ağrıyor.
No me arrepiento de nada, pero este dolor es terrible.
- Kesinlikle pişman değilim.
No me arrepiento de nada.
çünkü üzgün, pişman değilim.
Porque no lo lamento.
Yaşadığımız bir tek andan bile pişman değilim çünkü Dick'e olan duygularımı onaylamış oldu.
No lamento ni un solo momento de lo ocurrido, porque ha reafirmado mis sentimientos por Dick.
- Hayır, pişman değilim.
- No, no es eso.
Pişman değilim.
No me arrepiento.
Bu dünyada şimdiye dek yaptığım hiçbir şeyden asla pişman değilim.
No me arrepiento de nada de lo que hice en esta vida.
Ama pişman değilim, Veeru.
Pero no lo lamento, Veeru.
Sizi bulmak biraz zor oldu ama pişman değilim.
Me ha costado encontrarla, pero no lo lamento.
Ben... pişman değilim, ve...
Yo... no deploro nada y...
Ben pişman değilim.
Yo no me arrepiento de mi decisión.
Pişman değilim!
¡ Sin remordimientos!
Ama hiç pişman değilim.
Pero no tengo remordimientos.
- Ve hiçbir şey için pişman değilim.
- Entendido.
- Hiçbir şey için pişman değilim, büyükanne.
- Si no me aflijo, abuela.
Pişman değilim ama yorgunum.
Pero estoy cansado.
Pişman değilim.
Yo no me permito eso.
Buna saygı duymalıyız. Hiç pişman değilim.
No me arrepiento.