Pişman olursun traduction Espagnol
425 traduction parallèle
Bizi burada bekle, yalan söylüyorsan pişman olursun!
¡ Los enemigos nunca pondrán un pie aquí! ¡ Que los tesoros descansen en paz!
Anlatmazsan, ölene kadar pişman olursun.
Si no lo haces, lo lamentarás mientras vivas.
Umarım çok pişman olursun.
Me da placer
Aklında tut, Ayah, Eğer sorun çıkarırsan, pişman olursun.
Recuerda, Ayah, si das problemas lo lamentarás.
Bunu yaparsan pişman olursun!
Si le pasa algo, te acordarás.
o'nu tekrar görmeye çalışırsan... Sana söz veriyorum, ömrün boyunca çok pişman olursun.
Y si tratas de volver a verlo... te aseguro que lo lamentarás el resto de tu vida.
Hemen hazineyi dışarı çıkar, çabuk! Yoksa çok pişman olursun!
¡ Trae el botín sin chistar, rápido o te pesará!
- Güvenirsen pişman olursun.
- Lo lamentará.
Yoksa pişman olursun.
¡ Nunca más, o se arrepentirá!
Bir tane daha yazarsan, burada olduğun sürece buna pişman olursun.
Traígame una más y se arrepentirá por el resto de sus días.
Sözünü tutmazsan pişman olursun.
Si no, te arrepentirás.
Bu isteğini yap yoksa sonra çok pişman olursun.
Házlo de cualquier modo o sino después te arrepentirás
İçeri gelmeye çalışırsan, pişman olursun.
Si tratas de entrar, te arrepentirás.
Sırf kör olduğu için onu hafife alma. Yoksa pişman olursun.
Pero no lo subestimes sólo porque es ciego, o lo sentirás.
Sakın ola aklından bir şey geçireyim deme. Yoksa buna pişman olursun.
Y no te salgas del plan o te arrepentirás.
Bir şey yokmuş gibi konuş yoksa çok pişman olursun.
Habla normalmente o te arrepentirás.
Bir gün bu kararından pişman olursun.
Te arrepentirás.
Eğer olursam, sen daha çok pişman olursun.
Yo le prometo, si me defrauda usted lo sentirá mucho más.
Kes şunu, yoksa pişman olursun.
Para ahora mismo, o lo lamentarás.
Sakın bir şeyler yapabileceğimi söylemeye kalkma yoksa doğduğuna bin pişman olursun.
Eso sí, no se te ocurra decir que yo tuve algo que ver... o te juro que desearías no haber nacido.
Kızımı rahat bırak yoksa çok pişman olursun.
Deje en paz a mi hija o se arrepentirá.
O uçak sensiz kalkarsa buna pişman olursun.
Si ese avión se marcha sin ti, lo lamentarás.
O uçak sensiz kalkarsa bundan pişman olursun.
Si ese avión se marcha sin ti, lo lamentarás.
Konuşmazsan pişman olursun.
Lo sentirá si no habla.
Bir şeyler deneme yoksa pişman olursun.
Y no intentes nada raro o te arrepentirás. Vamos.
Sonra pişman olursun.
Vivirás para lamentarlo.
Pişman olursun, çünkü seni sırılsıklam ederim.
Lo lamentarás porque te empaparé.
Beni hemen buradan çıkarıyorsun, Dawn Domuz-port... yoksa pişman olursun.
Sacame de aqui, Dawn Cerda-Puerca o lo sentiras
Sana öyle şeyler yaparım ki Doğduğuna pişman olursun.
Tengo a tus hombres encerrados y juro por Dios que los desollaré vivos.
Eğer istiyorsan kesebilirsin, ama pişman olursun.
Córtala si quieres. Tú serás la primera en sentirlo.
Pişman olursun. Sen - zavallı, şımarık çocuksun.
- Maldito niño rico malcriado.
Belki buna pişman olursun.
¿ A lo mejor te arrepientes?
Eğer aileme dokunursan pişman olursun.
Si te atreves a hacerle daño a mi familia, lo lamentarás.
Bana dokunursan pişman olursun.
¡ Te pesará si me tocas!
Ama böyle düşünmeye devam edersen, pişman olursun.
Pero si sigues por este camino, te vas a arrepentir.
Eğer bir şey yapamaya kalkışırsan pişman olursun.
Chicos, inténtenlo y lo lamentaran.
Eğer Ganz elinden kaçarsa, beni tanıdığına pişman olursun.
Si Ganz se escapa, te vas a lamentar de haberme conocido.
- Eğer Ganz paramı alıp kaçarsa beni tanıdığına pişman olursun. - Şimdiden pişmanım.
Si Ganz se queda con mi dinero, te lamentarás de haberme conocido.
Dokunma ona yoksa buna pişman olursun!
Si lo toca, ( "je conne" )
Beni zorlama, yoksa sana öyle bir savaş açarım ki doğduğuna pişman olursun.
No me provoques o tendremos una guerra de la que te arrepentirás.
Kendin için doğru olanı yap yoksa pişman olursun.
Arregla las cosas o te arrepentirás.
Birincisi, ona benzer bir şeyi bir daha yapma yoksa sefil hayatının sonuna kadar pişman olursun.
En primer lugar, no siempre eso otra vez o te arrepentirás para el resto de su vida.
Annemiz hasta, ve eğer onu iyileştiremezsen... pişman olursun.
Nuestra madre está enferma, y si no haces que se recupere lo lamentarás.
Evden uzak dur, yoksa pişman olursun!
¡ Escúchame! si te acercas a esa casa, lo vas a sentir.
Eğer beni kandırmaya çalışıyorsan, pişman olursun.
Si estás jodiendo conmigo, lo lamentarás.
Bana güvenmezsen pişman olursun.
Vivirán arrepintiendose si no me creen.
- Pişman olursun.
- Lo lamentarás.
Onun yanına gittiğini öğrenirsem, buna pişman olursun.
Olvídate de ella.
Her zaman pişman olursun.
Siempre te arrepientes.
Yoksa pişman olursun.
O lo lamentarás.
Pişman olmuş yakın bir dostunun onurunu ve hayatını kurtarmaya yardımcı olursun.
"Quizá puedas ayudarme a salvar algo..." "... de la vida y el honor de tu muy arrepentido amigo ".